Yasama dokunulmazlığı: Suç işleme özgürlüğü değildir!
UBP vekili Emrah Yeşilırmak hakkında yürütülen soruşturma, yükseköğretim sisteminde yaşanan derin yapısal sorunların bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Olaya konu üniversite hakkında, “usulsüz – haksız – yasa dışı” şekilde diploma temin ettiği yönünde ciddi iddialar vardır.
Hatta Yeşilırmak gibi dokunulmazlığı olmadığı için, aynı durumdaki bazı kişilerin yargı süreci de başlamıştır. Söz konusu fiiller, ağır suç kapsamındadır. Bu da konunun ciddiyetini ve ‘siyasi bir oyun’ olmadığını ortaya koymaktadır.
Tabi ki masumiyet karinesini de her daim akılda tutmak gerekir. Zaten dokunulmazlığın kaldırılması da kişinin suçlu olarak tanımlanmasına neden olmayacaktır. Sadece benzer konumdaki diğer şahıslar gibi yargılanmasının önü açılacaktır.
Dokunulmazlık, milletvekilinin görevini yaparken siyasi baskılara karşı korunması içindir. Ancak bu, vekilin her durumda yargıdan muaf olacağı anlamına gelmez.
Herkes hukuk önünde eşittir. Ve eğer ciddi bir suç iddiası varsa, yargı önünde değerlendirilmelidir. Meclis’in rolü, yargının yerini almak değil, yargının işini yapmasına engel olmamaktır.
Yeşilırmak için kurulan komitedeki UBP’li vekiller tarafından varılan çoğunluk kararı, Meclis İç Tüzüğü’nün ilgili maddelerine bakıldığında, hukuki temelden yoksundur. Polis ve Başsavcılık, siyasi saiklerle ve hukuk dışı bir soruşturma neticesinde mi bu sonuca varmıştır? Yanıtlanması gereken en net sorulardan biri de budur!
Siyasi kaygılarla, parti ve hükümet içi dengeleri bozmamak adına alınan bu karar, hem hukuk devletine hem de toplumun adalet duygusuna ciddi bir darbe vurmuştur.
Dokunulmazlık, suç işleme özgürlüğü değildir, yargıdan kaçış zırhı hiç değildir. Eğer suç teşkil eden bir eylem varsa, yargı önünde hesap verilmesi gerekir. Yargı, siyasal kaygılarla etkisizleştirilmemelidir.
Komitenin çoğunluğunun verdiği karar, hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır. Bu karar, sadece siyasetçiler için değil, topluma yönelik tehlikeli bir mesaj taşımaktadır. "Milletvekiliysen, hiçbir koşulda yargı önüne çıkmazsın" gibi bir algı yaratmak, demokrasinin temellerini sarsacaktır.