Yeşilırmak’ta geçtiğimiz Cuma günü, ormanlık alanda başlayan yangın, bütün ülkeye korkulu anlar yaşattı. Alevler, köyün yakınına kadar geldi. Geçen yıl art arda yaşanan yangınların üzüntüsü hala belleklerdeki yerini koruyor.

Yangın söndürme çalışmalarına, itfaiye, sivil savunma, Orman Dairesi ekipleri, asker ve polis personeli ile bölge halkı katıldı. Ayrıca, yangın nedeniyle,  Söndürme çalışmalarına, Türkiye'den, Güney Kıbrıs’ tan  helikopter ve  uçaklar katılarak  yangına müdahale etti.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, rüzgarın da etkisiyle, ağaç dallarının elektrik tellerine değmesi ile oluşan  kıvılcımların, kuru otları tutuşturmasıyla yangının çıktığı ve 50 hektar alanın yandığı öğrenildi.

Yangın mevsiminin başladığı bu dönemde, yine ah vah demek istemyorsak tedbirleri şimdiden almalıyız. Bu bağlamda, Ülkede, Mayıs ayı başından itibaren  mutlaka yangın helikopteri konuşlanması gerekmektedir. Bu konuda Türkiye’ deki ihalenin tamamlanması beklenmektedir.

Ülkemizde şu anda yangın  helikopteri olmadığı için,  yangının söndürülmesi, bizdeki 1 askeri helikopter, Türkiye’ den 1 helikopter ve Güney Kıbrıs’  dan da 1 uçak ve helikopterin kullanılması ile mümkün olabildi. Halbuki, ülkede yangın helikopteri olsa, yangına müdahale çok daha erken olabilecekti.

Yaşanan her  yangın felaketi sonrasında, ülke basınında yangın helikopteri  konusu  gündemin başında yer alıyor.  Fakat, daha sonra unutulup gidiyor.Ta ki, yeni bir yangınla karşılaşana kadar.

Ülkemizde çıkan büyük yangınlar için, Türkiye’den talep edildiği zaman helikopter gelmektedir. Fakat, bazen Türkiye’de de eş zamanlı yangınlar olduğu zaman, gelmeleri gecikmekte ve yangınların söndürülmesi de, daha uzun sürmektedir.

Türkiye’ den helikopter görevlendirilmesi sadece yangın çıktığı zaman olmamalı, helikopterin, özellikle yangın mevsiminde, devamlı olarak ülkemizde konuşlandırılması sağlanmalıdır.

Her yıl benzeri ihmaller yüzünden binlerce ağacımız yok oluyor. Yine de kimse ders almıyor. Bu felaketlerden ders almamız gerekiyor. Türkiye’ den görevlendirilen Yangın helikopteri, yangın mevsiminde burada devamlı konuşlandırılamıyorsa, yangın felaketlerini yaşamaya devam edeceğiz.

Yeşilırmak bölgesinde, geçmişte de büyük yangınlar olmuştu. Bundan dolayı, bu bölge için, özel yangın ve müdahale planı yapılması şarttır.Aksi halde, her yangından sonra  ağlamaya devam ederiz.

Yazımın bundan sonraki bölümünde, yangın çıkmaması için alınması gereken bazı tedbirlerden de bahsetmek istiyorum.

Yangın tedbirleri için, Orman Dairesi ve diğer merciler tarafından tüm ormanlık alanlarda ihtiyaç varsa, yeni yangın emniyet şeritleri yapılması ve mevcut olanların de geliştirilerek, temizlenerek amaca uygun duruma getirilmesi gerekmektedir.

Yangınlara erken müdahale etmek gerekmektedir. Ormanların gözetlenmesinde sorun vardır. Bu nedenle yangın gözetlemek için termal kameralar ve uygun mesafelerde yangın söndürme aracı bulunması çok önemlidir.

Telsizler, yeterli ve çalışır vaziyette olmalıdır.Şu anda, telsizlerde sorun olduğu, yeni telsizlerin henüz Orman Dairesine ulaşmadığı bilgisi  bulunmaktadır. Ayrıca, yangın esnasında sevk ve idarede büyük sorun vardır. Bunu yetkililer de ifade etmektedir.

Belediyeler ve Karayolları dairesi, yol kenarlarının temizliğini düzenli olarak, aksatmadan yapmalıdır. Elektrik trafolarının çevreleri titizlikle temizlenmelidir. Ormanlık alanlardaki elektrik hatlarına yönelik tedbirler süratle alınmalıdır.

Orman Dairesi’deki mevsimlik işçilerin, yangın konusunda eğitilmeleri gerekmektedir. Mevsimlik orman işçileri alımı, siyasi rant amacıyle kullanılmamalıdır.

Orman dairesine, işçi, memur, ekipman, yangın aracı  takviyesi yapılmalıdır. Dozer operatörü ve iş araçlarını kullanacak personel sıkıntısı devam etmektedir.

Yapılması gereken önemli işlerden bir diğeri de, yangın ile  karşılaşıldığında panik yaşamadan organize olmak ve yangının söndürülmesine hız katmak için, kalıcı bir yangın hareket  merkezi yönetiminin oluşturulması olmalıdır.

Bütün bu tedbirleri hayata geçirebilirsek, yangınların bir çoğu başlamadan önlenecektir. Unutulmamalıdır ki, yanan ormanların maddi ve manevi maliyeti, alınacak tedbir, personel ve ekipmanın maliyetinden çok daha fazladır.

Yangınlarda, oksijen deposu binlerce ağacımızı, bitki örtüsünü, hayvanı ve eko sistemi da kaybediyoruz. Ülkemiz ormanlarını koruyamazsak, gelecek kuşaklara da yazık etmiş olacağız.

Netice itibarı ile, yaşadığımız  yangın felaketlerinden ve yapılan hatalardan da ders almalıyız. Yangın söndürme ekiplerini ve teçhizatlarını hazırlamayan, gerekli tedbirleri almayan bütün yetkili ve yöneticiler de, sorumlu olarak  mutlaka hesap vermelidir.

Bölge halkına, geçmiş olsun dileklerimi sunarken, umarım, alınacak tedbirlerle, bir kez daha böylesine yangın felaketleriyle karşılaşmayız.