1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. TL ile 'eridik'
TL ile 'eridik'

TL ile 'eridik'

Türk Lirası’nın erime süreci durmuyor... Dünyadaki hemen herkes için hayatın normal akışını değiştiren Covid-19 salgını nedeni ile ülkelerin ekonomileri de ciddi tehdit altında.

A+A-

Aygün Bahar ÖKMEN

 

2017

2018

2019

2020

STERLİN

4.4

8.67

7

9.6

EURO

4.1

7.76

6.4

8.6

DOLAR

3.4

6.68

5.8

7.3

ASGARİ ÜCRET

530 EURO

(2175 TL)

337 EURO

(2620 TL)

531 EURO

(3400 TL)

444 EURO

(3820 TL)

***Kurlar Merkez Bankası Verilerine Göre Düzenlenmiştir

Türk Lirası’nın erime süreci durmuyor... Dünyadaki hemen herkes için hayatın normal akışını değiştiren Covid-19 salgını nedeni ile ülkelerin ekonomileri de ciddi tehdit altında. Türkiye’deki siyasi, ekonomik ve uluslararası ilişkilerle bağlantılı pek çok etken Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybını artırırken, ‘Türk Lirası’ kullanan Kıbrıslı Türkler de bunun bedelini ağır ödüyor.

2017 yılı verilerine göre; 4.4 TL olan 1 Sterlin 2020 yılına girildiğinde 9.6’ya yükseldi. TL, Euro’ya karşı da değer kaybetti. 2017 yılında 1 € , 4.1 TL iken, 2020 yılında bu rakam 8.6 oldu. Dolar da dramatik bir artış yaşadı. 1 Amerikan Doları, 2017 yılında 3.4 TL iken; 2020 yılında 7.3 TL oldu.

2017 yılında 2.175 TL olan asgari ücret 530 € ederken; 2020 yılında 3.820 TL olan asgari ücret 444 € ya denk geldi. YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler TL’deki değer kaybının devam edeceğini öngördü.

 

Döviz kurlarında dün ne yaşandı?

TL’de değer kaybı sürüyor. İngiliz Sterlini 9,758 ve Euro 8,7320 liradan haftaya başladı. Dolar dün 7,3330 liradan alınırken 7,3350 liradan satıldı. Euro’nun alış fiyatı 8,7320 iken; satış fiyatı 8,7340 oldu. YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler TL’deki değer kaybının Kıbrıs’ta derinden hissedildiği konusunda hemfikir…

YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler TL’deki değer kaybının devam edeceğini öngörürken; dövizdeki artışın ithalata bağlı olan ülkemizi büyük zorluklara sokacağı kanaatinde. Türkiye’deki cari açık ve enflasyon problemlerinin TL üzerindeki etkilerinin Kuzey Kıbrıs’ı derinden etkilediği üzerinde hemfikir olan ekonomistler; hükümetin borç ve kira ödemelerinde geciktirme ve yardım paketleri konusunda başarılı kampanyalar sürdüremediklerini de dile getirdi. Ekonomideki daralmanın bireysel ve toplumsal yansımalarını değerlendiren ekonomistler; yardım konusunda çok geç kalındığının ve bir an önce eyleme geçilmesinin gereğinin altını çizdi.

 

Erdal Güryay: “Kronik cari açık, kırılgan bir ekonomi yarattı”

Ekonomist Doç. Dr. Erdal Güryay, TL’deki değer kaybını yıllara göre kıyaslamanın doğru olmayacağını, her krizin kendine özel olduğunu dile getirirken; TL’nin yıllardır krizlere açık olduğunu, bunun ise; Türkiye’nin yapısal dönüşümünü hayata geçirememesinden kaynaklandığının altını çizdi.

80’li yıllardan sonra yurt dışından finansman girişi ile büyüme modelini benimseyen ve sergileyen Türkiye’nin yurt dışına bağımlı hale geldiğini belirten Güryay, bu durumun Türkiye ekonomisini son derece kırılgan bir hale soktuğunu ifade etti.

TL’nin değer kaybındaki ek sebepleri de dile getiren Güryay, Türkiye’nin kronik cari açık problemi olduğundan ve ithalat ile ihracattaki dengesizliklerden söz etti. Kuzey Kıbrıs’ın TL kullanıyor olması nedeni ile bu sıkıntıların katlanarak ülkemize yansıdığını ifade etti.

‘Küçük bir ekonomisi olan, ithalata bağımlı bir ülke’ olarak nitelendirdiği Kuzey Kıbrıs için; “Üretim olanaklarımız çok sıkıtlı. İhtiyaçlarımız  %90 oranında yurt dışından karşılanıyor. Türkiye’den ithal ettiğimiz ürünleri bile dövizle ödüyoruz. Maaşlar TL, gelir TL, ancak; ithalat-ihracat dövizle. Tüm bunlar bize enflasyon, pahalılaşma ve fakirleşme olarak yansıyor” dedi.

Maaşların uzun süre aynı kaldığının ancak ürün fiyatlarının arttığının da altını çizen Güryay, içinde bulunduğumuz pandemi döneminde TL’de yaşanan değer kaybının Kuzey Kıbrıs’a daha çok yansıdığını, bunun sebebinin ise döviz gelirlerindeki azalma olduğunu dile getirdi.

Güryay “Turizm %80 kayıpta. Turizm geliri 1 milyar dolar iken; bu sene 100-150 milyon civarında. Yüksek Öğretim sektörünün de piyasaya ciddi katkısı oluyordu. 100 bin küsur öğrenci geliyor, ekonomiye katkı sunuyordu. Bu yıl ne kadar öğrenci geleceği de belirsiz. 800 milyon dolarlık bu gelirde de kayıplar yaşanacak. Bu yıl ciddi döviz açığı vereceğiz” şeklinde konuştu.

Kamu maliyesinin hep açık verdiğini dile getiren Güryay, hibe ve kredilerle bütçe açığının kapatılacağını; ancak bütçe olanaklarının fakirleşmeye etki etmeyi imkânsız kıldığını vurguladı.

Türkiye’den protokoller dışında yardım paketi gönderilmesi gerektiğini ifade eden Güryay “Sıra dışı günlerden geçiyoruz. Yardım edecek, burayı tanıyan kimse yok. Türkiye protokol dışı yardım paketi göndermeli. Kuzey Kıbrıs daha fazla borçlanamaz” şeklinde konuştu.

 

Ekonomist Mahmut Sezinler: “Türkiye’den enflasyon ithal ediyoruz!”

Mahmut Sezinler, Türkiye ‘de uygulanan yanlış para politikalarından dolayı TL’nin tasarruf aracı olmaktan çıkmış bir para birimi olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bile tasarruflarını %65 oranında dolar cinsinden yaptığını dile getirdi.

“Kendi insanı bile TL para biriminden kaçmaktadır. Bunu bir tasarruf aracı olarak görmemektedir” şeklinde konuşan Sezinler; “TL yıllar içerisinde dolar karşısında değer kaybetmiştir. Dolar, Euro’ya ve diğer bazı para birimlerine karşı değer kaybına uğrarken; Türkiye’de dolar değer kazanıyor. Yani aslında TL değer kaybetmektedir” ifadelerini kullandı.

Sözlerine “Türkiye, kendi yanlış para politikaları yüzünden Türk lirasının dünyanın en çok değer kaybeden para birimleri arasına sokulmuştur ve yine yanlış uygulamalarla Türk lirasına değer kazandırmaya çalışmaktadır” şeklinde devam eden Sezinler;  “40 milyar dolarlık bir rezervi vardır Türkiye’nin ancak bu rezerv kendisine ait değildir. Bu, fonların parasıdır. İstenildiğinde geri çekilebilecek ve Türkiye Cumhuriyeti bankalarının ödemekle yükümlü kalacağı bir paradır. Dünyada 2 trilyon dolar var dolaşımda. Siz elinizdeki 40 milyar doları satarak, doların değer kazanmasının önüne geçemezsiniz. Türkiye bunu yapmaya çalışıyor. Bu mümkün değil” dedi.

An itibari ile Türkiye’de eksi reel faizin mevcut olduğunu ifade eden Sezinler; “Nedir eksi reel faiz? TL cinsinden herhangi bir finansal enstrüman aldığınızda enflasyona veya dövize karşı kendinizi koruyamamanız durumu. TL yatırımı ile kendinizi enflasyona karşı bile koruyamıyorsunuz. Enflasyon yıllık %13 Türk lirası getiri %9’dur. Buna kim talep gösterir? Hiç kimse” şeklinde konuştu.

Bu durumun TL’ye olan talebi düşürdüğünü ve güven kaybına neden olduğunu ifade eden ekonomist, bu durumun yine Türkiye’nin kendi finansal ve mali politikalarının bir sonucu olduğunu da vurguladı. “Düşük faizle kalkınma yapılmaya çalışılmaktadır Türkiye’de. Böyle bir para ve kur politikası ile kalkınma mümkün değildir” dedi.

Jeopolitik ve coğrafi konumun da TL üzerinde etkisi bulunduğunu belirten Sezinler; “Yaşanan tartışma ve kavgalar, zıtlaşmalar, AB ile yaşanan uyumsuzluklar gibi pek çok etken var TL üzerinde. Duyulmayan bir güven söz konusu” ifadelerini kullandı.

Sezinler sözlerini “Kuzey Kıbrıs olarak biz de aynı para birimini kullandığımız için, hane halkı ve kurumlar olarak sürekli fakirleşiyoruz. Elimizdeki varlıklar değer kaybediyor. Türkiye’den daha büyük zarara uğruyoruz. Burada her şey döviz üzerinden. Güneyle olan münasebet, Kuzey Kıbrıs’ı kimsenin tanımamasının yarattığı güvensizlik gibi sebeplerden dolayı. Türkiye’den enflasyon da ithal ediyoruz. TL her değer kaybına uğradığında daha çok fakirleşiyor, daha çok ekonomik daralma yaşıyoruz. Artık Kuzey Kıbrıs olarak istikrarlı bir para birimini tartışmaya açmamız ve siyasi irade ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum” şeklinde tamamladı.


Maliye Bakanlığı Eski Bürokratı Erkan Okandan: “Türkiye aradaki enflasyon farkını ödemeli”

Maliye Bakanlığı Eski Bürokratı Erkan Okandan, “Tüm ekonomistlerin söylediği üzere TL’nin değer kaybetmesi beklenen bir durumdu. Dış ticaret açığını dengeleyen turizm sektörü beklentilerin çok aşağısında kaldı” şeklinde konuştu.

Bütçe açığını kapatmaya çalışan Türkiye’nin Merkez Bankası’na para bastırdığı ve enflasyona neden olduğunun altını çizen Okandan; TL mevduat faizlerinin enflasyonun altında olması ve Türkiye’nin coğrafi konumu yüzünden yaşanan tedirginliklerin insanları dolar/sterlin/euro ya da altın gibi diğer birimlere yöneltmesinin de TL’de değer kaybına yol açtığını ifade etti.

Bu durumun aynı şekilde devam edeceğini de dile getiren Okandan; bunun Kuzey Kıbrıs’a yansımalarının çok daha ciddi olduğunu söyledi. Elektrik üretimi için kullanılan akaryakıtın dahi döviz üzerinden alındığını ve artan üretim maliyetlerini karşılayamayan KIBTEK’in 100 milyon TL borçta olduğunu dile getiren Okandan; “Elektrik üretiminin 1 kwh’si 118 kuruş oldu. Akaryakıt fiyatları ve kurdaki artışlar bu durumu etkiledi. Kurum borç içinde. Aksa’dan alınan akaryakıtın bedeli de ödenmedi. Aldığı borçla ödeyecek. Daha önce %10 faiz ile borçlanabilecekken borçlanmadılar. Sözleşme gereği %16 gecikme faizi ile borç ödeyecekler ve aynı zamanda %14-15 faizle bankalardan borç aldılar. Bu rakamlar nereye yansıyacak?” dedi.

Üretim maliyetinin altında satılan elektriği maliyenin de süspanse etmediğini ve seçimlerden sonra bu farkın faturalara yansıyacağının altını çizen Okandan; TL’nin değer kaybının Kuzey Kıbrıs’a ciddi etkisi olduğunu bir kez daha vurguladı. 2020 sonuna kadar TL’nin %20 değer kaybedeceğini ve Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmalarda bu kaybın finanse edilmesi gerektiğini dile getirdi. Aradaki enflasyon farkının ödenmesi gerektiğini ifade etti.


Eski DPÖ Müsteşarı Ödül Muhtaroğlu: “Tüketim azaldı, ekonomi daraldı

Ödül Muhtaroğlu, TL’nin değer kaybı ile ilgili olarak “Ülke olarak TL’nin değer kayıplarını birkaç senede bir yaşıyoruz. İthalat yoğunluklu bir ülkeyiz. Döviz çıkışları, yükselişler çok etkiliyor. Mal fiyatlarının yükselmesini derinden hissediyoruz. İnsanların satın alma gücü daha da düştü bu süreçte. Özel sektörde çalışanların maaşları azaldı ya da işten çıkartıldılar. Herkes zorda” şeklinde konuştu.

Alım gücünün düşmesiyle ilgili olarak “Tüketim azaldı. Ekonomi daraldı. Bunlar esnafa kadar yansımış durumda. 7500’e yakın iş yeri kapandı. Pek çok insan işsiz kaldı. Turizm sektörü randımanlı çalışmıyor. Üniversiteler henüz açılmadı. Güney’den gelişlerin durması da ekonomiyi olumsuz etkiledi. Tüm bunlar devletin vergi ve fon gelirlerini azaltacak” dedi.

Muhtaroğlu’na göre; hükümet atması gereken adımları atamadı. “İşletmelere yeterli hibe desteği, kira desteği ve ücret desteği gibi konularda başarılı olamadı. Bunlar ekonomiyi sıkıntıya soktu. Pahalılığın yansımaları insanların yaşamını, tüketimini doğrudan etkileyecek. İnsanlar kazandıkları ile ancak karınlarını doyurup sabit giderlerini karşılayabiliyorlar” şeklinde konuşan Muhtaroğlu; hükümetin, emekçilere, işletmelere ve işverenlere bir an önce destekte bulunulmasını temenni ettiklerinin altını çizdi.

“İflaslarla işsizliğin artması sosyal olayların patlamasına, kriminal aktivitelerin artmasına da sebebiyet verebilir” şeklinde konuştu.

dolar-kuru-31-agustos-2020.jpg

euro-trl-foreks-yillik-degisim.jpg

usd-trl-yillik-degisim-foreks.jpg

foreks-gbp-trl-yillik.jpg

Bu haber toplam 4862 defa okunmuştur
Etiketler : ,