Her yaptıkları açıklamayla batıyorlar!
Her konuşmaları, her tavırları ayrı skandal!

-*-*-

Düşünün işi o kadar abarttı bazıları ki; sadece bu ülkenin değil, belki de Dünya’nın en kibar insanlarından biri olan Zerrin hanıma bile hakaret edebildi, kabalık yaptı, oturduğu yerden kaldırmaya çalıştı!

-*-*-

Evet; haddini aşan, saçma sapan seçim afişleri hazırlayan, ülkeye getirdikleri her Tatar destekçisine bir çuval inciri berbat ettirenler; geçtiğimiz gün Zerrin hanıma da hakaret ettiler!

-*-*-

Ve haklı olarak Başbakan Ünal Üstel, belki de ilk defa bu hadsizlerden birine resmen girişti; “terbiyesiz” dedi!

-*-*-

Ama hadsiz ya efendi; döndü ve Ünal Üstel’i, herkesin içinde tehdit etti!
Sakın, ama sakın, “böyle bir olay olmadı demeyin!

-*-*-

Terbiyeden yoksun, hadsizliklerin sınırı da yok!

-*-*-

Bunlar, karakol basıp polisleri tehdit edenlerden hiç farklı değil!
Hadi karakolu basanın “gökten emir geldi” demesinden anlaşılıyor ki bir miktar kafadan sıkıntılı!
Ama başbakanın karısına, üstelik de Zerrin hanım gibi gerçekten son derece kibar bir insana hakaret etmek; gökten vahiy gelmesiyle alakalı olmasa gerek!

-*-*-

Neyse!
Şu kesindir: Kaybedeceklerini anladılar!
Para da işe yaramıyor!
Dağıttıkları T ve Z izinleri de!
Arazi olmadan verdikleri arazi tahsis belgeleri de!

-*-*-

Artık inkar da edemiyorlar…
Çünkü Ersin Tatar çıldırdıkça çıldırdı, ağzından çıkan kelimeleri çözebilecek dekoder henüz imal edilmedi!
Ve en başta Tatar, hepsi birden düşmanlığı, kavgaya çevirerek oy devşirme manevrasında her yolu deniyorlar…

-*-*-

Bir tanesi, “Erhürman kazandığında O’nun müzakereciliğini elinden alacağız”a kadar getirdi meseleyi!

-*-*-

Halkın gerçek oyu ile seçilmiş ve esas görevi müzakerecilik olan birini görevden almak?
Hadsizlik bile değil!
Haddi aşmaktan öte bir şey!
Son çırpınış!

-*-*-

Erhan Arıklı ile iddiaya girmiştik…
Genç Tv’de sevgili Mustafa Alkan’ın programında kamera arkasında…
Sevgili Arıklı, “15 puan farkı da bağışlıyorum…”
Bilmem anlatabildim mi?
Ayrıca sen içiyorsun içmiyorsun bilemem ama ben kesinlikle viski içerim; markasını bilahare bildireceğim…

-*-*-

Bu arada sevgili Tatar’a belirtmekte fayda görüyorum; her katıldığı programda hatta en son Girne mitinginde illa ki benle uğraşıyor… 
Canım kardeşim, değerli abim; Pazartesi sabahı lütfen beni ara… 
Barışalım, yiyelim içelim… 
Benden başka selam verenin olmayacak!
Çok üzgünüm ama öyle!

-*-*-

Geçmişi konuşuruz; emekliliği planlarız hatta 450 Sterlin alacağımı öde; yeniden İngiltere’ye de birlikte gideriz…

-*-*-

Ama ben Türkiye üzerinden gitmem!
Sende de pasaport var, Kıbrıs Cumhuriyeti canım; Baf’tan çok ucuz bilet buluruz; oradan Bristol’a uçarız!
Birileri her halde en azından bir araç gönderip bizi oradan aldırırlar!
Londra’da gezer, döneriz!
Eminim don ihtiyacın olacaktır!
Her zamanki gibi!

-*-*-

Bana kızma hakkın yok!
Sana asla küfür ve hakaret etmedim!
Seni hiç satmadım!
Fiziki olarak sana asıl hakareti yapan, asıl seni aşağılayan arkadan iş çevirenler, ne acıdır ki fotoğraf karelerinde hep senle!
Yapma!
Sen bu değildin!
Sakin ol!

-*-*-

Soğuk suya girmen tavsiyemdir!
Birkaç hafta yürüyüş de yapma bence!
Soğuk duş, soğuk havuz en iyisi!
Ama çıkar çıkmaz bir havluya falan sarıl!
Daha fazla üşütme!

Neden Tufan Erhürman?

Beş yıl boyunca, cumhurbaşkanlığı makamında hiçbir şey yapılmadı…

-*-*-

Daha önceki dört cumhurbaşkanımız da bu halkın hak ve çıkarlarını savunmak için müzakere etti. İlk defa beş yıl müzakeresiz geçti…

-*-*-

Hiçbir konuda "taş üstüne taş konmadı…

-*-*-

Bu arkadaşlar hiçbir şey yapmadığına göre beş sene boyunca, bildiğimiz taktikleri uygulayacaklar. Senelerdir bize izletilen taktikler bunlar. ‘Böleceklermiş bizi, bölüp yöneteceklermiş, bizi parçalayacaklarmış.’; ‘TC kökenliler bir tarafta, Kıbrıs kökenliler bir tarafta olacakmış; İskele başka yerde, Lefkoşa başka yerde olacakmış.’; Böldükleri zaman bir parçası kendilerine kalacakmış. Daha ilk gün bir şey söyledik: ‘Bölmeye çalışacaklar, inadına birleştireceğiz.’ Onlar parçalamaya çalışacak, biz inadına birleştireceğiz. Kardeşlik hukukumuzu kimse ortadan kaldıramayacak…

-*-*-

Hiç kimse ama hiç kimse bu halkla dalga geçemeyecek. Kimse bu halkın onuruyla oynayamayacak, bu halkın onurunu kıramayacak. Bilecekler ki bizim kurumlarımız dalga konusu olacak kurumlar değil…

-*-*-

Yukarıdaki sözler, Tufan Erhürman’ın konuşmalarından alındı…
Söylenen net:
Beş yıl boşa geçti…
Sıfır müzakere ciddi gerileme…
Taş üstüne taş konmadı… 
Ve toplumu “Türkiyeli Kıbrıslı” diye bölüp parçalamaya çalışıyorlar…
Ve en kötüsü, alay edilir pozisyona düştüler…

-*-*-

Bu yüzden Tufan Erhürman!
Ciddi başkanlık, güvenilir müzakerecilik, herkesi kucaklayan ve bölünmeye karşı dimdik duran; hepsinden öteye dalga geçilemez bir duruş!

Çok yaşa öğretmenim… Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Pazar günü gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yaptığı açıklamada iradenin güçlü bir şekilde sandığa yansımasının önemli olduğuna vurgu yaparak, kendilerine en yakın adayın CTP’nin adayı Tufan Erhürman olduğunu açıkladı… Helal olsun sizlere…