Rumları Tutuklayacakmış
Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı Erhan Arıklı yine bayramlık ağzını açtı. Dün bir TV programına katılan Arıklı “Güney Kıbrıs’taki Türk mallarını kullanan Rumlar hakkında tutuklama kararları çıkarma konusunu Türkiye ile istişare edeceklerini” söyledi.
Bayramdan önce yaptığı açıklamada cumhurbaşkanı Ersin Tatar da “Rum lider bize saldırmaya devam ettikçe benzer karşılığı görecektir” demişti.
Bugün ülkeyi yönettiğini iddia eden zihniyetin sorunlara yaklaşımı bu kadar dar ve anlaşılmazdır.
Bunlar sorun çözmeye değil, ülkeyi yeni bir savaşa sürükleme derdindedir. Üstelik Anayasa, yasa ve kural tanımadan ağızlarına geleni söylemektedirler.
Güney Kıbrıs’ta Türk mallarını kullanan Rumları tutuklayacaklarmış.
Hangi yasaya göre tutuklayacaksınız?
Niyetiniz nedir?
1974’den bu yana 51 yıl geçti. Rumlar güneydeki Türk mallarına koçan vermedi. Bu malların kullanımına izin verdi, bunun karşılığında da az miktarda kira aldı ama malın geliştirilmesine ve yerli, ya da yabancılara satışına izin vermedi.
Peki siz 51 yıl önce terk ettiğimiz malları kullandılar diye nasıl tutuklayacaksınız.
Rum yönetimi kuzeyde kalan Rum mallarını kullananlar için herhangi bir tutuklama kararı çıkarmadı. Yalnızca kuzeyde kalan Rum mallarının üzerine bina inşa ederek bunları yerli, ya da yabancılara satan, bu işleme aracılık eden kişiler hakkında tutuklama kararı aldı ve uyguladı.
Elbette Rum tarafının bu tavrı haklı değildir. Ama kendilerine göre bir dayanağı vardır. Aynı tavrı bizim de göstermemizin ise hiçbir dayanağı yoktur.
Mülkiyet sorunu bu ülkede yaşadığımız en önemli sorunlardan biridir. Kıbrıs sorununun 6 temel başlığından biridir. Yani mülkiyet sorunu hukuki bir sorun değil, siyasi bir sorundur.
Bu nedenle mülkiyet sorunu hukuk yoluyla çözümlenemez. Bugün kuzeyde iktidarda olan zihniyet mülkiyet sorununun “Taşımaz Mal Komisyonu, TMK” aracılığıyla çözümlenebileceğini iddia ediyor.
Bu zihniyetin en büyük partisi UBP buna rağmen 67/2005 sayılı yasa ile kurulan TMK’nın, “mallarımızı Rumlara iade edecekler, ya da güneyde kalan Türk mallarıyla takas edecekler” gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ederek dava yoluna gittiklerini unutuyorlar.
Bu zihniyet bir adım önünü göremiyor. Dün de göremiyordu, bugün de göremiyor.
Bugün Rum tarafının haksızca uyguladığı tutuklama ve yargılama kararlarının kendi yanlış siyasetlerinin ürünü olduğunu da göremiyorlar.
Rum tarafı da bu yanlış adımıyla mülkiyet sorununu güya hukuk yoluyla çözebileceğini, ya da en azından kuzeyde kalan Rum mallarının geliştirilerek satılmasını sınırlayabileceğini düşünüyor.
İki taraf da yanılıyor. İki taraf da sorunun çözümünün müzakere masası olduğunu gizlemeye ve yan yollar uydurmaya çalışıyor.
Yapılması gerekense bir an önce masaya oturmak ve Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerini BM zemininde başlatmaktır.
Bunun başka yolu ve yöntemi yoktur. 2+2=4 ettiği kadar net biçimde bu sorundan ve sıkıntıdan kurtulmamızın tek yolu budur.
Bunun yerine Tatar ve Arıklı gibi bir adım önünü göremeyen siyasilerin “biz de Rumları tutuklarız” yaklaşımı bizi çözüme değil, gerilime ve çatışmaya götürmekten başka bir işe yaramaz.
Yan yollara saparak sorunun temel meselelerini ele almaktan kaçarsak karşılaşacağımız tablo budur.
Bunu görmek ve gereklerini yerine getirmek bugün ülkeyi yönettiğini iddia eden zihniyetin yapabileceği bir şey değil.
O nedenle bu zihniyetin bir an önce tarihin çöplüğüne gönderilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır.