Nüfusu illegal, toprağı hırsızlık devlet olmaz!
Efendim federal zemin çökmüş!
Tatargiller familyasının paralı elemanları öyle diyor!
-*-*-
Holguin, “iki taraf arasında ortak bir zemin yok” dedi ya; demek ki federal çözümün olamayacağını Holguin de anladı!
Öyle yorumluyor Tatargiller!
Vallahi saygım sonsuz!
-*-*-
İlla ki herkes federal çözümden yana olacak değil ya!
Bir bakarsınız Sayın Erdoğan ve Sayın Hakan Fidan, yarın “üniter devlet”ten söz eder!
Edemez mi?
Emin misiniz?
-*-*-
Bakın, “eşit egemen devlet” iddiasının çok saçma ve imkansız bir saçmalık olduğundan hepinizin emin olduğu gayet açıktır!
Bunu “çözümsüzlüğün devamı; kalın bağırsaktan bok boşaltımının sürmesi ve birileri çok büyük paraları aklayıp aklarken, bizlerin de bundan nemalanması ve makamlarımızın korunması” amacıyla savunduğunuzdan eminim ki hiçbir şüpheniz yoktur!
-*-*-
Defalarca yazdık, yazıldı, anlatıldı!
Kıbrıs bölünemez!
Kıbrıs’ta “iki ayrı egemen ve eşit devlet” kurulamaz!
-*-*-
Şartlar yumuşatılır, şu andaki beklentide olduğu gibi, “dışta tek temsiliyet, tek kimlik, eğitimde, ulaşımda, ulaştırmada, bayındırlıkta, hatta savunmada ayrı” iki “YAPI” olabilir…
Adına ister federasyon dersiniz, ister taşakisyon…
Ama egemen eşit iki devlet için şartlar na müsaittir!
Hatta nah müsait!
-*-*-
Hiçbir şeyden haberiniz yoksa, şu anda çok moda oldu, yapay zeka motorlarından birine sorun…
Size üç aşağı beş yukarı şunu söyleyecektir:
-*-*-
“… Devlet olabilmenin şartları, uluslararası hukukta ve siyasi bilimlerde oldukça net kriterlerle tanımlanmıştır. Bu kriterler genellikle Montevideo Sözleşmesi'ne dayanır. İşte bir topluluğun devlet olarak kabul edilebilmesi için gereken temel unsurlar:
-*-*-
Montevideo Sözleşmesi'ne Göre Devlet Olmanın 4 Şartı:
1 - Sabit bir nüfus:
Devletin sınırları içinde yaşayan, tanımlı bir halk olmalıdır.
Nüfusun büyüklüğü değil, sürekliliği önemlidir.
-*-*-
2 - Belirli bir toprak parçası
Devletin egemenlik iddia ettiği coğrafi bir alanı olmalıdır. (Toprak, devleti kuracak sabit nüfusun yasal mülkü olmalıdır…)
-*-*-
Nüfusu illegal; toprağı hırsızlık bir devlet mi kuracaksınız?
Şaka bile değilsiniz!
-*-*-
3 - Hükümet (Yönetim gücü)…
Kamu düzenini sağlayan, yasaları uygulayan bir yönetim yapısı bulunmalıdır. Bu bile bizde sağlam değildir çünkü Türkiye’nin kolonisi olduğumuz açıktır… (
-*-*-
Peki başka?
Mesela, “Diğer devletlerle ilişki kurma kapasitesi” olmalıdır!
“Uluslararası alanda diplomatik ilişkiler kurabilme yeteneği gerekir.” Ki bu koşul, devletin bağımsızlığının ve egemenliğinin en önemli göstergesidir.
-*-*-
Uluslararası tanınma: Hukuken zorunlu olmasa da, fiilen devlet olmanın en önemli göstergelerinden biridir.
Egemenlik: İç işlerinde bağımsızlık ve dış ilişkilerde eşitlik ilkesi. (Yok ki bizde bu! Egemen değiliz ki! Türkiye’ye bağlıyız! Fidias’ın dediğinden paranızı o veriyorsa, ipinizi de o tutmaktadır… )
-*-*-
Hikaye anlatmaktan vazgeçin!
“Çözüm” istiyorsanız, bunun nasıl olacağı nettir!
İki egemen eşit devlet imkansız bile değildir!
-*-*-
Haliyle, bugün yarın yine Amerika’da bir şeyler konuşulacak!
Bir çok kişi veya bir çok gazeteci dostumuz, “tatile gidiliyor, gezmeye gidiyorlar, bir şey çıkmaz” diye yorum yapıyor!
-*-*-
Çok farklı düşünenler, hatta Ekim 2025’e kadar imzalanabilecek bir anlaşma taslağından söz edenler de yok değil!
Ben ikinci gruptayım!
Çözüm kaçınılmazdır!
Hava şatları uygundur!
-*-*-
Balıkçılar çok iyi bilir; gerçi şimdi meteorolojideki uydulara bağlı teknolojilerden pek kaçmaz ama; eskiden, mis gibi bir havada, çarşaf gibi bir denize açılırdık ve aniden başlayan fırtınadan kurtulmak için deliye dönerdik!
Kurtulamayanlar da olmuştur!
-*-*-
Kıbrıs’ta çözüm için, meteoroloji uyduları bir hareketlilik görmüyor olabilir ama hava kesinlikle uygundur!
Veya gönlüm diyor ki, “inşallah olur!”…
Kürt – Türk barışının rüzgarı bu taraftan da esiyor olamaz mı?
Gereksiz açıklama komedisi!
Ünal ve Ersin abimler arasında, Türkiye’deki yöneticilere “selam” ve “margarin” konusunda ağır bir yarış var!
-*-*-
Biri bir şey mi söyledi?
Bir gelişme ya da bir ne bileyim temel atma töreni mi yapıldı?
Hooop ikisi de hemen açıklama yapar!
Tebrik eder!
-*-*-
Bu doğal mıdır?
Kesinlikle umurumda değil!
-*-*-
Ama bazen bu türden tebrik mesajları, alkış açıklamaları, yağcılık çabaları çok komik de olabilir!
-*-*-
Mesela Hem Ünal abi hem de Ersin abi, Türk – Kürt barışmasını selamladı…
Bravo…
-*-*-
Ben de selamladım ve umarım rüzgarı bize de gelir gibisinden beklenti içerisinde olduğumu da gizlemedim…
-*-*-
Ama en çok hoşuma giden, Ünal abinin yaptığı barış veya barışmaya destek açıklamasında, ya da mesajında, “… Rum Yönetimi’nin teröristlere kucak açtığını unutmadık” demiş olmasıydı!
-*-*-
Abi, bu mesajı sen yazmadın, bundan eminim…
Ama her kim yazmışsa, lütfen sor, ne içtiyse, ne kullandıysa aynısından almam lazım!
-*-*-
Koskoca Türkiye, koskoca Erdoğan ve koskoca Bahçeli, şatafatlı – kucaklaşmalı – pazarlıklı veya pazarlıksız olarak PKK ile barıştı, Sayın Apo yakında TBMM’de bizimkilerle de tokalaşacak mutlaka ama bizimkiler hala “… Rumlar PKK’cıdır”larda saçmalıyor!
-*-*-
Lütfen dikkat be canım; tamam yazın açıklamanızı ama klasikleşmiş saçma propagandadan kurtulun artık!
Patronlarınız PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor; hatta ister misiniz, Sayın Bahçeli, bunca senedir PKK’ya maddi manevi destek veren ülkelere de bir teşekkür mesajı yayınlasın?
Farabi’nin mutlu devleti KKTC miydi?
- Farabi’nin “Erdemli Şehir” (El-Medinetü’l-Fazıla) adlı eseri, mutlu devletin en sistemli felsefi tanımlarından biridir.
- Ona göre devletin amacı, bireyleri mutlak saadete ulaştırmaktır.
- Mutlu devletin temelinde bilgi, erdem ve adalet yer alır.
- Devlet yöneticisi, hem filozof hem de ahlaklı lider olmalıdır; çünkü halkı doğru bilgiyle yönlendirmek onun görevidir.
- Farabi, 872 yılında bugünkü Kazakistan topraklarında doğdu… Kimi kaynaklara göre Türk, kimilerine göre Fars kökenlidir… 950 veya 951 yılında Suriye’nin Şam kentinde öldü… Ölümünden bu yana 1075 yıl geçti… Sanırım tarif ettiği ülke KKTC’ydi!
- Bilgi, erdem, adalet, filozof bir liderlik… Vay Fuzuli vay! (Mutlu Barış Harekatı’nın 52’inci sene – i devriyesinde, Fzuli’nin mutlu devletini yaratanlara selam olsun! Hade cauuuuv!)