1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. MÜZİKTE SAHİPLENME
MÜZİKTE SAHİPLENME

MÜZİKTE SAHİPLENME

Müzik insan yaşamının her anında vardır. Doğduğu andan, ölünceye kadar. Farkındadır veya değildir, müzikle doğar, müzikle büyür, müzikle ölür.

A+A-

 

 

Erdinç Gündüz

Müzik insan yaşamının her anında vardır. Doğduğu andan, ölünceye kadar. Farkındadır veya değildir,  müzikle doğar, müzikle büyür, müzikle ölür.  Yaşamı boyuncaki  müzik tercihleri ,  kültürle ilgili birşeydir.  Kültür ise,  sadece bireysel  kültür değil, ülke kültürü ve yanında,  içinde yaşadığı toplumla doğrudan ilgilidir. Çünkü  ülkenin, müzikle ilgili kendine özgü özellikleri yanısıra  her kültürün de kendine özgü özellikleri  olabilmektedir.   

Günümüzde müzik bazen ‘dans’ için, bazen sadece  ‘duygular’ için , - dinlemek ve keyiflenmek için-  bazen sözlerindeki mesajlar,  bazen toplumsal sorunlar, bazen de milli duygular için yapılır.  Bu eserlerin bazıları kulaklara iyice yerleşir, özümsenir, yıllarca da sevilir ve söylenir.  Ama standart bir müziksever çoğunlukla, o şarkının, türkünün, marşın  nereden geldiğini, kim tarafından yazıldığını, neden yazıldığını, (bazen) sonradan nasıl değiştirildiğini veya kendiliğinden değiştiğini  bilmez. Öğrendiği zaman ise şaşırır, hatta bazı durumlarda kabullenmek bile istemez. Çünkü hayatı boyunca o çok sevdiği şarkı, türkü veya marş’ı sahiplenmiştir.

 

VİVA ESPANA

Futbolla  ilgilenenler bilirler. Örneğin Eskişehirspor’un  nerdeyse  marşı haline gelmiş bir müzik parçası vardır. Özel ES-ES Bandosu her karşılaşmada bu parçayı çalar, tribünleri dolduran futbolserverler de hep bir ağızdan söylerler. Ama çok eminim ki bu sporseverlerin çok büyük bir bölümü, parçanın İspanya orijinli olduğu orijinal isminin de ‘Viva Espana’ yani ‘Yaşa İspanya’ olduğunu bilmezler.

 

‘DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ’

Bir başka  çarpıcı örnek de,  her Türk’ün, herşeyiyle kendisinin sandığı “Dağ Başını Duman Almış” marşıdır.

“Dağ Başını Duman Almış” veya “Gençlik  Marşı”nın orijinali bir İsveç şarkısıdır. Yazarı Felix Körling’dir. Orijinal ismi ise “Tre Trallande Jamptor”dur. Bazı çevirilere göre  ‘Jamptland’lı Üç Kız’, bazılarına göre ise ‘Üç Şırfıntı Kız’... Şarkı, üç kızın, ormandaki –biraz da erotik- hikayesini anlatmaktadır.

Söz konusu şarkı İsveç’te bir ‘orman şarkısı’ olarak bilinmektedir.   Şarkı, bugün dahi, ülkedeki orman görevlileri ve Orman Fakülteleri’nin marşı olarak kabul edilmekte ve söylenmektedir.

Marş ritimlerindeki bu İsveç orman şarkısı Türkiye’ye 1909 yılında, İsveç’teki öğrenimini tamamladıktan sonra yurduna dönen Selim Sırrı Tarcan tarafından getirilmiş. Türkçe sözlerini ise Ali Ulvi (Elöve) yazmış ve önce İstanbuldaki bazı okullarda öğretilmiş ve söylenmiş. 1919’da, Mustafa Kemal  Samsun’a ayak bastıktan sonra, Çamlıbel’e gidilirken,  kafile hep birlikte ‘Dağ Başını Duman Almış’ı söylemişler. Daha sonra ise,  hem Erzurum ve Sivas yollarında hem de Kurtuluş Savaşı süresince bu marş söylenmiş ve bu marşla umut tazelenmiş.

Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan ve Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra da dillerde dolanan marş (şarkı),  1938’de, 19 Mayıs tarihi, “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak resmen ilan edildiğinde,  bu şarkı da Türkiye’de “Gençlik Marşı” adı altında bu bayramın resmi marşı haline gelmiş.

 

“MEMLEKETİM”

Ünlü mü ünlü, Kıbrıs Barış Harekatı’nın da ‘simge’ şarkılarından biri olan “Memleketim”in orijinali Yahudicedir..Gerçek adı “Az der Rebe Ekimerlekh”tir ve aslında bir Yahudi ‘kahramanlık’ şarkısıdır. 

1971 yılında Fikret Şeneş bu Yahudi şarkısına Türkçe söz yazar. Şarkıyı Ayten Alpman plağa okur. Plak birkaç bin adet satar ve nerdeyse unutulur. 1974 Barış Harekatı süresince yayınlarını sadece haberler, marşlar , kahramanlık türküleri ile sürdüren Bayrak Radyosu,  arşivindeki,  memleket  sevgisi ve  kahramanlık çağrıştıran benzeri şarkıların yanısıra Ayten Alpman’ın ‘Memleketim’ şarkısını da bol bol yayınlarında kullanır ve şarkı dillerde dolaşmaya başlar.

Herkes,  tüm Türkiye dahil,  şarkıyı,  Ayten Alpman’ın bir şarkısı olarak kabullenir  ve benimser.  Çünkü plak üzerinde bestecinin kim olduğu belirtilmemiştir. Sadece Türkçe söz yazarının adı vardır.  Merak edip araştıranlar önce şarkının ünlü Fransız şarkıcı  Mireille Matthieu’nun bir  LP’sinde  “L’Aveugle’ ismi altında  yer aldığını  keşfeder.  Oradan hareketle de da şarkının orijinalinin bir  Yahudi şarkısı olduğu ortaya çıkar.

 

“GİRNEDEN YOL BAĞLADIK ANADOLUYA”

1974 Harekatı’nın  (özellikle  ikinci harekat ve sonrası) milli marşlarından biri olan ve bu ünvanını hala koruyan “Girneden Yol Bağladık Anadoluya” adlı şarkının da ilginç bir öyküsü vardır.

Kime sorsanız şarkının Yasemin Kumral’a ait olduğunu söyleyecektir.  Bunun bir nedeni de Yasemin Kumral’ın da bu yakıştırmayı alıp kabullenmesidir. Ama gerçek öyle değildir. Gerçekte, şarkının bestecisi,  o  yıllarda Doçent,  şimdi Profesör Doktor olan Hüsnü Can Başer’dir.  Şarkının orijinalinin adı  da “Bilmem”dir. 

Bilim insanı olmasının yanısıra amatör bir müzisyen de olan Hüsnü Can Başer,  1974 yılında,  söz ve müzikleri kendisine ait olan, birinci yüzde “Bilmem” , ikinci yüzde ise “Özlem” adlı şarkılarının yer aldığı 45’lik bir plak yapmış, Kıbrıs Barış Harekatı başladığında ise “Bilmem” adlı şarkı, sözleri değiştirilerek “Girneden Yol Bağladık Anadolu”ya olarak, apar topar  Yasemin Kumral’a okutularak  piyasaya sürülmüştür.  “Girneden Yol Bağladık Anadoluya”nın sözleri Yeşil Giresunlu’ya aittir. Ama besteci Hüsnü Can Başer’in, Pakistan-Hindistan arasındaki savaştan etkilenerek yazdığını söylediği, orijinal  sözler şöyledir:

Bilmem –Umutsuz Adamın Türküsü

         Yıkılsın bu dünya, erisin canlar

         Silahlar konuşsun dökülsün kanlar

         Bir gün gelip öfkeyle kalkanlar

         Mezarımın başında ağlar mı bilmem

 

         Medeniyet demiştin al işte sana

         Getirdiği ne varsa savaştan yana

         Bir gün olur o liderler gelir de bana

         Barış yapalım mı ? diye sorar mı bilmem.

 

         Hepsinin gözlerinde var perdeleri

         Önlerinde bombalarının düğmeleri

         Bugün o düğmelere basan ellleri

         Acep bir gün barış harcı karar mı bilmem.

 

         Yurtta sulh cihanda sulh diyor bilenler

         Harbe karşı çıkıyor harpten gelenler

         Bugün süngü takıp bağır delenler

         Açtıkları yaraları sarar mı bilmem.

                                               (22 Nisan 1970- Hüsnü Can Başer)

***

Örnekleri çoğaltmak mümkündür.   Popüler müzik diskografyasında, Türk halkının büyük bir bölümünün öz ve öz Türk malı sandığı çok sayıda şarkı bulunmaktadır. 

Şenay’ın seslendirdiği Sev Kardeşim’in orijinal ismi “Veshuv Itchem”dir. Bestecisi ise bir Yahudi olan Ilanit’tir...

Eğlence yerlerinde sıkça söylenen, yine Şenay’ın “Hayat Bayram Olsa” adlı şarkısı’nın orijinal ismi “Obecanje”dir. Bestecisi de Yugoslav Ljupka Takaoka’dır...

Pop müziğin kralı olarak ün yapan Tarkan’ın ünlü mü ünlü Gül Döktüm Yollarına şarkısı da Yahudilerden alınmıştır. Şarkının orijinal ismi “Agadat Shalom Shabazi”dir....

‘Tümü’ demekten kaçınarak, ister, müzik  yapımcılarının kurnazlığı, ister müzik yapımcılarının hırsızlığı deyin...İsterseniz bazı açıkgözlerin başkalarının eserlerine sahip çıkarak ün yapmaya çalışması olarak değerlendirin ama, Türkiye’de  sadece pop müzikte değil, her tür müzikte, benzeri şarkıların sayısının yüzlerce olduğunu bilmeniz gerekir. Sadece popüler müzik örnekleri arasından işte birkaç  tanesi:

Boş Sokak (Ajda Pekkan)                           -        Was Ich Dir Sagen Will (Alman)

Erkekleri Tanıyın (Ajda Pekkan)                           -        Eem Ata Tzaeer Balev (Yahudi)

Hancı (Ajda Pekkan)                                   -        Toccata (Fransız)

Sana Ne Kime Ne (Ajda Pekkan)                          -        Megie Mele  (Yunan)

Ayrılık Rüzgarı (Alpay)                               -        Concerto Pour Une Voix (Fransız)

Eylülde Gel (Alpay)                                     -        Qu’un Peu D’Amour (Fransız)

Fesuphanallah (Erkin Koray)                       -        Weli Weli Men Hobboun Weli (Arap)

Senden Başka (Füsun Önal)                        -        Milisse Mou (Yunan)

Sevdim (Hülya Avşar)                                 -        Eleni (Kıbrıs Rum)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 3568 defa okunmuştur