
LAF yetmiyor
“Özelleştirmenin her türlüsüne karşıyız” diyor, Sendikal Platform...
Laf, yetmiyor...
Ötesine ihtiyaç var...
Karşıyız, karşısınız, karşılar!..
Eeee, ne oldu yani?
İşte DAÜ Koleji...
Ne zaman ki kavga, gürültü, eylem vardı, herkes oradayd
“Özelleştirmenin her türlüsüne karşıyız” diyor, Sendikal Platform...
Laf, yetmiyor...
Ötesine ihtiyaç var...
Karşıyız, karşısınız, karşılar!..
Eeee, ne oldu yani?
İşte DAÜ Koleji...
Ne zaman ki kavga, gürültü, eylem vardı, herkes oradaydı...
Kameralar dağıldı, ‘gösteriş’ bitti, okul satıldı, bir daha uğrayan olmadı.
Bitti!.. Konu kapandı...
***
Ercan’ı sattılar...
Parasını da “13’üncü maaş” olarak dağıttılar...
Duydunuz mu reddedeni?
Afiyet şeker oldu, Ercan’ın ilk taksidi!..
‘Karşıyız...’
Öyle de yetmiyor...
Üstelik, özelleştirmenin her türlüsüne karşı çıkarken...
Yıllardır eğitimin ve sağlığın ve tapunun ve diğer nicesinin, ‘amme hizmetlisi’ marifetiyle ta göbeğinden ‘özelleştirilmesi’ne de ses vermek gerekiyordu.
***
Yaygaranın ötesinde formüllere ihtiyacımız var... Ve yaşamın pratiğinde hissedilen net bir duruşa; cefayı da sefayı da ‘EŞİT’ paylaşıma...
Yoksa...
“Seçmenini” ya da “sempatizanını” koruyan, kollayan, yanlışını görmeyen, duymayan siyasetçiyle...
Üyesini ve meslektaşını koruyan, kollayan, yanlışını görmeyen sendikal anlayışın, “popülist” kültür açısından yoktur bir farkı...
***
Yaşamın pratiği sloganlardan farklı.
Mesela “göç yasası” denmişti ya, kamuda başlangıç ücretleri düşünce...
Ne oldu sonra?!
Yine de “deli oluyor” millet, kamuda istihdama...
Bir örnek size... Türk Ajansı Kıbrıs...
“Üç” muhabir istihdam edecekti...
190 başvuru oldu (!)
Ve 75’i sınava girdi...
‘İstihdam’ edilen üç ismin ÜÇÜ de zaten ÖZELDE gazetecilik yapıyordu.
Hem de daha YÜKSEK maaşla...
ÜÇÜ de “en güvenilir gazete”de çalışırken, anketler kadar güvenemediler iş yerlerine...
“En güvenilir yazar”ı dahi dinlemediler herhalde, kaçtılar (!)
Ve dedim ya, işlerini bıraktılar, daha yüksek maaşlarını, ‘kamu’ya sığındılar.
İstediğin kadar “göç yasası” de sen, istediğin kadar bağır...
Baksana toplumdaki karşılığına...
Galiba mesele “kamudaki” haklardan çok, kamu dışındaki ‘haksızlıklar’da...
Biraz da ‘başka’ alanlara odaklanabilsek keşke...
Biraz da ‘bir başka gözle’ bakmayı deneyebilsek bu bozuk düzene...

















