1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kıbrıs Türk halkı feraset sahibidir, kendi kararını kendisi verir”
“Kıbrıs Türk halkı feraset sahibidir, kendi kararını kendisi verir”

“Kıbrıs Türk halkı feraset sahibidir, kendi kararını kendisi verir”

Meclis Genel Kurulu’nun açılış seremonisi kapsamında konuşan CTP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Erhürman: “Kıbrıs Türk halkı feraset sahibidir, kendi kararını kendisi verir”

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, bugün Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Tufan Erhürman, “Hiç kimse hiçbir konuda endişeye kapılmasın. Bugüne kadar bu ülke, yürüttüğü tüm dış ilişkilerini Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içerisinde yürüttü” dedi. Erhürman, bu konuda hiçbir makamın bugüne kadar aksi bir uygulamaya gitmediğini hatırlattı. Gereksiz yere insanlarda endişeler yaratacak laflar etmenin bir anlamının olmadığına işaret eden Tufan Erhürman, “İnsanlarımız herkesi tanıyor, biliyor. Boş yere sanki insanlarımız yeni bu ülkeye gelmiş gibi tavırlar içine girmenin manası yok” dedi.  Tufan Erhürman, “İnsanlarımız da gönlünü ferah tutsun. Kim ne derse desin, bu memleket demokratik bir memlekettir. Bu halk, demokrasiye inanan ve demokrasiyi içselleştirmiş bir halktır” dedi.

 

Filistinle dayanışma

Yeni yasama yılı açılışının, dünya ve bölge açısından çok sıkıntılı bir dönemde gerçekleştiğini belirten Erhürman, Filistin halkıyla dayanışma dile getirerek sözlerine başladı. Tufan Erhürman, “Gazze’de aylarca süren bir zulüm yaşandı. Bütün bunları çok yakın bir coğrafyada yüreğimiz yanarak izlemek zorunda kaldık. Kınadık, kınamaya da devam ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının Filistin halkıyla dayanışmasını buradan bildirmek isterim” dedi.

 

“Uygarlığın, çağdaşlığın temel değerlerini sıralayan metinler, sadece bir metin olarak durdu”

Bütün bunlar yaşanırken Avrupa’nın değerler sisteminin de sınıfta kaldığını vurgulayan Erhürman, “Çocuk Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uygarlığın, çağdaşlığın temel değerlerini sıralayan metinler, sadece bir metin olarak orada durdu. Uluslararası kuruluşlar ve dünya pek çok konuda geç kaldı. Dileğimiz, tek bir çocuğun daha ölmemesidir. Avrupa kendi değerlerine sahip çıkmamış olabilir, dünya sahip çıkmamış olabilir. Ama demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere inanan her insanın, gerektiğinde onlara rağmen o değerlere sahip çıkması gerekir. Çünkü bunlar medeniyetin değerleridir” diye konuştu.

 

Rum Liderliğine çağrı

Bölgesel gelişmeler karşısında Kıbrıs adası özelinde de vahim şeylerin yaşandığı bir dönemden geçildiğinin altını çizen Erhürman, Rum Yönetimi’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü karşısında bir denge kurma çabası içinde olduğunun, söz konusu durumun da bazı şeyleri doğurduğunu dile getirdi. Tufan Erhürman, “Gazze’de çocukları katleden İsrail, Baf Hava Üssü’nü kullanma hakkına sahip kılındı. Hindistan bile oralara geldi. Buradan onlara da sesleniyorum: Kıbrıs Rum liderliği şunu bilmiyor herhalde; bu gelen devletler geldikleri yerlerden kolay kolay çıkan devletler değildir. “Büyük abileri arkamıza alalım da Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı denge kuralım” çabasıysa olan, o büyük abiler hiçbir zaman arkada durmuyor; siz arkaya düşüyorsunuz. Bunu bir kez daha düşünmeleri gerekir” dedi.

 

“Kıbrıs Türk halkı bu adada vardır ve kimse görmezden gelemez”

Bu ülkede iki eşit kurucu ortak bulunduğuna dikkat çeken Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı, bu adanın neresinde olursa olsun, her çıkan değer üzerinde eşit ortaklık hakkına sahiptir. Meclis de bu ülkenin bütün kurumları da bu iradeye, bu hakka sahip çıkmakla yükümlüdür. 1960 Anayasası’ndan kaynaklanan birtakım haklar konuşulurken şunu bilmek gerekir: Bu adada 1960’ta bile güvenlikle ilgili kararlar Kıbrıs Türk halkının vetosuna tabiydi. Kıbrıs Türk halkının iradesi olmaksızın güvenlik, enerji, uluslararası ticaret yolları konusunda Kıbrıs Rum liderliğinin bütün ada adına karar alma yetkisi yoktur. Kıbrıs Türk halkının Meclisi, KKTC Meclisi de bunu temel gündemi olarak tutmak zorundadır. Kıbrıs Türk halkı bu adada vardır ve kimse görmezden gelemez” diye konuştu.

 

Milletvekillerine “uluslararası temsiliyet” ile ilgili çağrı

“Bu adanın hukuksal statüsü, Kıbrıs Türk halkının iradesi olmaksızın ortak yetki alanlarında sadece Kıbrıs Rum liderliğinin iradesiyle karar alınmasını mümkün kılmaz” diyen Erhürman, Meclis’in uluslararası alanda da temsiliyeti olduğunu vurguladı. Uluslararası temsiliyeti kullanan milletvekillerine de çağrıda bulunan Erhürman, “Bu temsiliyet yetkisini kullanan tüm milletvekillerinden ricamdır: Bunu sürekli olarak bütün uluslararası kuruluşların gündeminde tutmak gerekir. Kıbrıs Türk halkının varlığını görmezden gelenlere karşı, Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşmasını sağlamak için azami dikkat ve çabanın gösterilmesi gerekir” dedi.

 

“Meclis, cumhuriyetin temel niteliklerini korumakla başlıca yükümlüdür”

Tufan Erhürman, “İsrail, Baf Hava Üssü’nü imtiyazlı kullanma hakkına sahip kılındı, ardından dönüp İran’a saldırdı. İran, “Ben de sana saldıracağım ama sadece sana değil, üs kullandığın yerlere de saldıracağım” dediğinde, kuzeyde sığınak tartışması başladı. Bu, aslında bütün yaşananların bizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini, irademizin ve haklarımızın görmezden gelinmesinin bizlere nelere mal olabileceğini gösteren gelişmelerdir. Meclisin bundan sonraki tüm çalışmalarında bu meselenin hassasiyetle sürekli akıllarda tutulması gerekiyor” dedi. Meclis’in, cumhuriyetin temel niteliklerini korumakla başlıca yükümlü olduğuna işaret eden Erhürman, “O nedenle ülkemizde demokrasi, özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü açısından sorun varsa, Meclis’in de sorunudur. Meclis’in bu konularda sorun çıkarmaması gerekir. Meclis, bütün faaliyetlerinde bu temel ilkeleri yol gösterici ilkeler olarak kabul etmekle anayasal çerçevede yükümlüdür. Buralarda çok ciddi hassasiyet gösterilmesi gerekir. Meclisin bir kurum olarak saygınlığını yeniden kazanması gerekir. Üzülerek söylüyorum, ben de bu meclisin bir üyesi olarak söylüyorum: Meclisin saygınlığında aşınma vardır. Bu aşınmayı ancak hep birlikte ciddiyetle çalışarak gidermemiz mümkündür” diye konuştu.

 

“Unutmayalım: Meclis’in kendi iradesine sahip çıkması, halkın iradesine sahip çıkmasıdır”

Tufan Erhürman konuşmasına şu şekilde devam etti: “Meclis elbette iki faaliyet yapar: Biri yasama, biri denetim faaliyetidir. Her iki faaliyet açısından da çok daha özenli ve hassas olunması gerektiği kanaatindeyim. Hepimiz biliyoruz ki “yasa gücünde kararnameler”le ilgili anayasa hükmü açıktır. Anayasa, çok açık bir şekilde, ekonomik konularda ivedilik varsa yasa gücünde kararname çıkarılabileceğini söyler. İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir: Hem ivedilik olacak hem de ekonomik bir konu olacak. Doğal olarak anayasanın söylemediği ama söylemesine gerek kalmayan ilke şudur: Meclis toplantı dönemindeyse yasa gücünde kararname çıkartmak hiçbir şekilde kendi içinde meşruiyet taşımaz. Çok acil güvenlikle ilgili bir şey olacak da bir gecede karar çıkarılması gerekecek… Bunun dışında, Meclis tatilde değilken yasa gücünde kararname çıkarmak, Meclis görevdeyken çıkarılabilecek olan yasaları tatil dönemine bırakmak aslında Meclis’in kendi iradesine sahip çıkmaması anlamına gelir. Unutmayalım: Meclis’in kendi iradesine sahip çıkması, halkın iradesine sahip çıkmasıdır. Halkın iradesine sahip çıkmamak gibi bir durumu hiçbir milletvekilimizin kendine yakıştırabileceğini düşünmüyorum.”

 

“Cumhurbaşkanlığı makamının da yasama faaliyetleri konusunda görevleri vardır”

Meclisin denetim faaliyetiyle ilgili de konuşan Erhürman, “Son yıllarda maalesef yaşadığımız bir şey var: Sorulan sözlü, yazılı sorulara cevap dahi vermeme durumu. Bu, Meclisin saygınlığını zedeleyen bir durumdur. Milletvekilleri hem burada soru sorup hem de televizyona çıktığında, kendilerine yöneltildiğinde “Ben bu konuyla ilgili soru önergesi verdim ama aylar geçti, yanıt alamadım” demek durumunda bırakılırsa, bu söz konusu milletvekilinin değil doğrudan doğruya Meclisin saygınlığını zedeler. Herkesin bu konuda azami dikkat ve özeni göstermesi gerekir” dedi. Cumhurbaşkanlığı makamının da yasama faaliyetleri konusunda görevlerinin olduğuna dikkat çeken Tufan Erhürmnan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bunlardan biri “geciktirici veto” dediğimiz, 15 gün içerisinde bir kez geri gönderme yetkisidir. Bu önemsiz bir yetki değildir, gerekçeli olarak kullanılmak gerekir. Cumhurbaşkanlığı makamı, halkın birliğini ve bütünlüğünü temsil eden makam olarak, gerektiğinde yasama organının yetki alanına saygı çerçevesinde yeniden görüşülmek üzere Meclise geri gönderme yetkisini kullanmalıdır. Çünkü Cumhurbaşkanlığında da tam da bu konularla ilgili bir hukuk komisyonu olmalıdır. Anayasanın verdiği görevdir bu.” Bir başka Cumhurbaşkanlığı görevinin de yasama faaliyetleri açısından anayasaya uygunluk ön denetimi yapma yetkisi olduğuna vurgu yapan Erhürman, Anayasaya aykırılık ihtimali varsa Cumhurbaşkanlığının, bunu yayınlamadan önce ön denetime tabi kılmak zorunda olduğunu belirtti.

 

İç güvenlik sorunu…

“Bu dönemde hepimiz, buradaki herkes, halkın içinde çok daha fazla bulunuyoruz. Herhalde hepimiz farkındayız: Halkımız çok sorun dile getiriyor. Ama bunların arasında en önemlilerinden biri haline gelmeye başlayan güvenlik sorunu var. Bu, memleketin bilmediği bir sorun. Dış güvenlikten bahsettik ama iç güvenlik açısından da insanlarımızın artık kendilerini eskisi kadar güvende hissetmediği bir dönemden geçiyoruz. Bu hepimizi alarma etmek durumundadır, hepimize kırmızı ışık yakmak durumundadır. Bu memleket çetelerin ortada dolaştığı, iş insanlarının kurşunlandığı, haraca bağlandığı, tehdit edildiği; gazetecilerin üst üste tehditlere maruz kaldığı bir memleket olamaz” diyen Erhürman, bu konuda herkesin çok ciddi kararlılıkla hareket etmek zorunda olduğunun altını çizdi. Tufan Erhürman, “Polisimize de, savcımıza da, yargımıza da, medyamıza da, tüm denetim organlarımıza da güven verme sorumluluğumuz vardır. Bu işi, genç savcıların, yargıçların kendilerini güvende hissetmedikleri bir noktada görev yaptıkları bir mesele haline getirme hakkımız yoktur. Devlet, en yukarıdan en aşağıya kadar bütün kuruluşlarıyla bu insanlarımızın arkasında olmak durumundadır” dedi.

 

“Nüfus meselesi ciddi ciddi ele alınmalıdır”

Nüfus meselesinin de artık ciddi ciddi ele alınması gerektiğini belirten Erhürman, sadece nüfus sayımından bahsetmediğini, ciddi bir nüfus politikasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Tufan Erhürman, “Bu memlekette sokaktaki tüm insanlar, “10 yıl sonrasını öngöremiyoruz” diyor. Nüfus ve nüfus politikası artık bizim için olmazsa olmaz bir mesele haline geldi. Meclisin bunu çok dikkatle ele alması gerekiyor” dedi. Tufan Erhürman şunları kaydetti: “Liyakat meselesi, toplumun artık en normal şekilde kullandığı kelime haline geldi. Eksikliğinden bahsedilen bir kelime haline geldi. Meclis, yasama faaliyetlerinde bunu dikkate almak zorundadır. Hiç kimsenin sınavsız, münhalsiz, adil olmayan yöntemlerle istihdam edilemeyeceği yapıları kurmak gerekir. Siyasi rant kapılarından bahsediyorum. Eğer gerçekten bu devlete, bu millete, halka inanılıyorsa, siyasi rant kapılarını kapatmak bu Meclisin görevidir diye düşünüyorum.”

 

“Kıbrıs Türk halkı varlığını koruyabilmek için çok ciddi bedeller ödedi”

Tufan Erhürman, “Bu memlekette hep bahsedilir, anayasamızın başlangıç kısmında da vardır: Kıbrıs Türk halkı çok ciddi bir varoluş mücadelesi verdi. Bu memlekette varlığını koruyabilmek için çok ciddi bedeller ödedi. Ama şimdi Kıbrıs Türk halkının 70-80 yaşındaki insanları, “Biz bu mücadeleyi, bu esirlikleri, bu göçleri, bu kayıpları, şehitleri ve tüm yaşadıklarımızı, çocuklarımız, torunlarımız bugün bunları yaşamak zorunda kalsın diye mi yaşadık? Bu mücadeleyi bunun için mi verdik?” sorusunu sorar duruma geldi. Bu hepimiz için son derece önemlidir. Bir de çocuklar üzerinden söylenen şey önemlidir: Çocuklarımız daha 12-13 yaşında, “Ben bu ülkeden göç edeceğim bir gün” demeye başlamışsa, çocuklarımız göç ettikten sonra ailelerimiz, çocuklarımıza “Buralara dönme, mutluysan orada kal” demeye başlamışsa, bu memleketteki herkesin sorunu olmak zorundadır. Bu, başlı başına Meclisin meselesi olmak zorundadır. Bunların hepsi, yasama faaliyetleri sırasında dikkate alınması gereken hususlardır” dedi.

 

“Kim ne derse desin, bu memleket demokratik bir memlekettir”

“Hiç kimse hiçbir konuda endişeye kapılmasın. Bugüne kadar bu ülke, yürüttüğü tüm dış ilişkilerini Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içerisinde yürüttü” diye konuşan Erhürman, bu konuda hiçbir makamın bugüne kadar aksi bir uygulamaya gitmediğini hatırlattı. Gereksiz yere insanlarda endişeler yaratacak laflar etmenin bir anlamının olmadığına işaret eden Tufan Erhürman, “İnsanlarımız herkesi tanıyor, biliyor. Boş yere sanki insanlarımız yeni bu ülkeye gelmiş gibi tavırlar içine girmenin manası yok” dedi.

Tufan Erhürman, “İnsanlarımız da gönlünü ferah tutsun. Kim ne derse desin, bu memleket demokratik bir memlekettir. Bu halk, demokrasiye inanan ve demokrasiyi içselleştirmiş bir halktır. Halka güvenmek, siyaset yapmanın bir numaralı meselesidir. Halka güvenin, halkın ferasetine güvenin. Kıbrıs Türk halkı feraset sahibi bir halktır. Kıbrıs Türk halkı kendi kararını zaten kendisi verir, hiçbir konuda hiçbir endişeye mahal yoktur. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra yapılacak her şey Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içerisinde yapılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, bu adanın tamamının garantörü olan devlettir. Ve herkesin bildiğini umarım ki; Kıbrıs Türk halkı bu adadaki iki eşit ortaktan biridir. Hiç kimsenin de Kıbrıs Türk halkını görmezden gelme yetkisi yoktur” diye konuştu.

 

“Sizlerden ricam, ayırt edici ve olumlu özelliği Mecliste korumaya devam etmenizdir”

12 yıldır bu mecliste olduğunu anımsatan Erhürman, “Meclisle ilgili olumsuz pek çok şey söylenir, ben de söyleyebilirim. Ama bu meclisle ilgili olumlu bir şey söyleyerek konuşmamı tamamlamak isterim. Biraz da hayata pozitif bakalım. Bu meclis, hepinizin bildiği gibi, içeride hangi konular hangi düzeyde tartışılırsa tartışılsın; dışarıda insanların, burada da milletvekillerinin birbirine saygısını, sevgisini, selamını yitirmediği bir yerdir. Bu, son derece olumlu ve bizim meclisimiz açısından ayırt edici bir özelliktir. Bunun hassasiyetle korunması gerektiğini düşünüyorum. Burada bunun böyle olmasının, toplumun birlik ve bütünlüğünü sağlamak noktasında da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Toplumun gerilmemesi açısından, bu kadar çok sorunla boğuşmak zorunda kalan toplumun gerilmemesi açısından yaşamsal önemde olduğunu düşünüyorum. Sizlerden ricam, bundan sonrasında da bu ayırt edici ve olumlu özelliği Mecliste korumaya devam etmenizdir. Hepinize çok teşekkür ederim. Yeni yasama yılının hayırlı olmasını dilerim” diye ekledi.

Bu haber toplam 1551 defa okunmuştur
Etiketler : ,