Kemal Atay ve “Leymosun-Limasol, Doğduğum Yer” kitabı
Sırası geldikçe “monografik” çalışmaların ne kadar değerli olduğu düşüncemi sizlerle paylaşmaktayım.
2 ciltten oluşan “Leymosun/Limasol, Doğduğum yer” kitabı, Leymosun (Limasol) ve Leymosun’a bağlı köylerin yer aldığı çok değerli bir çalışma. Monografik açıdan bakıldığında evet, sadece Limasol merkez şehri ya da ona bağlı sadece bir köy’den bahsedilmiyor bu çalışmada. Çok daha kapsamlı, her bir köy için yapılan ve yazılan araştırmanın monografik değer taşıdığı bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Kemal Atay hocamızın daha önce Leymosun-Limasol üzerine yayınladığı kitaplarının da olduğunu belirtmek isterim.
Leymosun Kültür Vakfı’nın yayını olarak okurla buluşturulan 2 ciltlik bu kitabın önsözünden bir alıntı yapalım...
“... Yıllarca, Kıbrıs ile ilgili dökümanları, broşürleri, haritaları, kitapları ve fotoğrafları toplayarak hepsini dikkatle inceledim. 1974-2003 yılları arasında; Kıbrıs’ın güneyinde, bugünkü hudutlarımızın dışında kalan köylerimizin ve tarihi eserlerimizin son durumlarını bilememenin, onları görememenin ezikliğini; fotoğraflarını çekememenin üzüntüsünü yaşadım. Güney Kıbrıs’a gidip gelen tüm tanıdıklara köylerimizin ve bu tarihi eserlerimizin son durumunu sordum. Farkına vardım ki, gidenlerin bir çoğunun Güney’de kalan tarihi eserlerimizle ilgili en küçük bir bilgileri bile yoktu. Bu beni daha da üzdü. 23 Nisan 2003 tarihinde başlayan yeni dönemde, “Kuzey” ve “Güney” arasında karşılıklı geçişlerin serbest olarak başlaması beni çok mutlu etti. Bu mutluluk, 29 yıldır gidemediğim Güney Kıbrıs’ı veya doğup büyüdüğüm Limasol’u yeniden görmekten çok, yıllardır göremediğim köylerimizin ve tarihi eserlerimizin son durumlarını yerinde saptama olanağını yakalamamdan kaynaklandı. Yüzlerce kez sınır kapılarından yaya veya arabamla Güney’e geçerek, bu bölgede kalan köyleri dolaştım, tüm Osmanlı-Türk eserlerini yerinde inceledim ve bugünkü durumları ile fotoğraflarını çekebilmenin heyecanını yaşadım. Gördüklerimi, biriktirdiğim veya araştırarak ulaştığım bilgilere ekledim ve 2010 yılında yayınlanan “Güney Kıbrıs’ta Türk Mührü Silinmeden” adlı kitabım ortaya çıktı. Bu kitap beğeni topladığı halde beni tatmin etmedi. Kitabın dar kapsamı içerisinde Limasol ile ilgili anlatmak istediklerimin çok daha azını anlatabildiğimi fark ettim. “Limasol” ile ilgili bilgileri ve fotoğraflar ayrı bir kitapta toplanmalıydı. Bu düşünceden hareketle yıllarca süren araştırmalarımın sonunda “Doğduğum Yer: Leymosun/Limasol” adlı bu kitap ortaya çıktı...”
Kemal Atay hocamızın kaleme aldığı uzun önsözünden bu alıntıyı yaptıktan sonra, kitabın yayıncılığını üstlenen Leymosun Kültür Vakfı’nın başkanı olan Yücem Rasımoğlu’nun, Mütevelli Heyeti adına okura seslendiği yazıyı da sizlerle paylaşalım.
“Değerli okurlar ve Leymosunlular/Limasollular,
Yaşadığımız şehri ve köylerini terk etmek zorunda kaldığımız yılın üzerinden tam 50 yıl geçti. Evet zaman çok çabuk geçti; fakat oralardaki anılarımız, evlerimiz, okullarımız, komşularımız ve camilerimiz hep kalbimizde yaşıyorlar. Vakfımız, o anıları hep canlı tutmak için on iki yıldır çalışmalarına devam etmektedir. Bu eser, sadece Leymosunluların değil, bu konuda bilgi edinmek isteyen herkesin yararlanabileceği bir eser olmuştur. Seneler süren bir emeğin ürünü olan bu eseri vakfımıza armağan eden Kemal Atay hocamıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Sayfla arasındaki Leymosun seyahatinizin keyifli olmasını dileriz.”
2 cilt ve toplamda 768 sayfadan oluşan bu muhteşem bilgi kaynağı içerisinde yer alan fotoğraflar, apayrı bir belge ve anlatımı destekleyen en önemli araçlardan biri olduğuna inanıyorum. Özellikle fotoğrafların açıklayıcı bilgilerle verilmesi büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki birçok belge nitelikli fotoğrafın içerik bilgilerinin yer almamasıyla söz konusu kaynaklarımız eksik bir bellek şekline dönüşmüştür.
31 ana başlıktan oluşan köy isimlerinin orijinal isimleri, dilde söyleniş biçimi ve Türkçeleştirilmiş köy isimleri, 2 cilt içerisinde şöyle yer almaktadır:
1.Cilt: Agios Thomas/Aytuma/Mersinli, Alektora/Alehtora/Gökağaç, Anogyra/Anoyra/Taşlıca, Armenochori/Armenehor/Esenköy, Asomatos/Asomato/Gözügüzel, Avdimou/Evdhimou/Evdim/Düzkaya, Episkopi/Piskobu/Yalova, Fasoula/Phasoulla/Fasulla, Gerovasa/Yerovasa/Yerovası, Kantou/Kandu/Çanakkale, Kato Kividhes/Aşağı Civiya/Alsandık, Kissousa/Cissusa, Kolossi/Koloş/Yunus.
2.Cilt: Kouka/Kukla/Guga, Koilani/Kilani/Gilan/Ceylan, Mallia/Malya/Bağlarbaşı, Mathikoloni/Mathikolon, Moniatis/Monyat/Elmalı, Mouttagiaka/Mutayaka/Mutluyaka, Pakhna/Pahna, Paramali/Paramal/Çayönü, Pentakomo/Pendakomo/Beşevler, Phinikaria/Finikarya, Pissouri/Pissuri, Plataniskea/Bladanisya/Platanisya/Çamlıca, Polemidia (kato)/Aşağı Polemitya/Aşağı Binatlı, Polemidia (Pano)/Yukarı Polemitya/Yukarı Binatlı, Prastio/Prastyo/Prasyo/Çeliktaş, Silikou/Siliku/Siligu/Silifke, Trachoni/Trahon/Kayakale, Tserkozoi/Cherkes Chiflik/Çerkez Çiftliği.
Yukarıda da belirttiğim gibi önemli bir kaynak çalışma olarak karşımızda duruyor “Leymosun-Limasol, Doğduğum Yer”. Onlarca başlık arasından “Limasol Hanları”nı seçerek kitap içeriği hakkında biraz daha bilgi paylaşmak istedim sizlerle. Söz konusu başlık altında yer alan bilgiden kısaca alıntı yapalım...
“1570-71’de Kıbrıs’ın Osmanlı idaresine tamamıyle girmesinden sonra, büyük yerleşim yerlerinin ticaret merkezlerine Osmanlı ticaret geleneğini yansıtan çok sık rastlanılan hanların inşasına başlanmıştır. Hanlar, dış ülkelerden Kıbrıs’a gelen yabancı tüccarlar ile yelkenli gemilerle Anadolu’dan gelenlerin ve alış-veriş için günübirliğine büyük kentlere gelen köylülerin uğrak yeriydi. Bu hanların ilk katları hem pazarlarda satılmak için getirilen eşya ve ürünlere depo görevi yapıyordu, hem de hayvanların bakımının yapıldığı yerdi. Üst katlar ise yatma amaçlı kullanılıyordu. Arabalar hanların önüne bırakılırdı. At, deve gibi hayvanlar ise alt kattaki revaklar ve orta avlulara bağlanırdı...”
Kemal Atay hocamızı bu değerli çalışması için kutlarken, kitapta yer alan Leymosun hanlarının isimlerini sizlerle paylaşarak yazımızı tamamlıyoruz.
“Halid’in Hanı”, “Vinha’nın Hanı”, “Kınnaplı Han”, “Ahmet Efendi’nin Hanı”, “Hacı Emirzade’nin Hanı.”







