1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Kayıp yakınları bilim insanları ile buluştu
Kayıp yakınları bilim insanları ile buluştu

Kayıp yakınları bilim insanları ile buluştu

YENİDÜZEN, kayıp aileleri ve Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışma yürüten bilim insanları ile konuştu, çalışmalar hakkında bilgi aldı.

A+A-

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları “Kayıplarımızın İzinde” etkinliğinde anlatıldı. YENİDÜZEN, kayıp aileleri ve Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışma yürüten bilim insanları ile konuştu, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bilim insanları, zorlu ve emek gerektiren süreci YENİDÜZEN’e anlattı


Ayşe GÜLER

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları “Kayıplarımızın İzinde” etkinliğiyle Ledra Palace bölgesindeki Goethe Enstitüsü’nde anlatıldı.
Etkinlik kapsamında kayıp aileleri ve etkinliğe katılanlar Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi aldı, komitede çalışma yürüten 70 bilim insanı ile tanıştı.

Katılımın yüksek olduğu etkinlikte, kayıplar için yapılan araştırmalar, gömü yerlerinin kazılması, kalıntıların analizi, kimlik tespiti ve kalıntıların ailelere iadesine kadar geçen süreçlere yönelik fotoğraflar ve posterler sergilendi.

Komitede çalışan bilim insanları 12.00–13.00 saatleri arasında Rumca, 14.00-15.00 arasında da Türkçe olarak yapılan çalışmalarla ilgili sunum yaptı.

YENİDÜZEN, kayıp aileleri ve Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışma yürüten bilim insanları ile konuştu, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Bilim insanları, zorlu ve emek gerektiren süreci YENİDÜZEN’e anlattı.


Soysal: “Komite çalışmaları gizem olarak kalmıştı”
Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üye Yardımcısı Murat Soysal, “Kayıplarımızın İzinde” etkinliği ile kayıp yakınlarına ilk kez tüm birimlerin nasıl çalıştığıyla ilgili bilgi verildiğini söyledi.
Soysal, komite çalışmalarının toplumlar içerisinde bir ‘gizem’ olarak kaldığını ifade ederek, birçok kişinin projeyi yabancıların yürüttüğünü zannettiğini, aslında projenin Kıbrıslı bilim adamları ve bilim kadınları tarafından yürütüldüğünü aktardı.
Böylesine kapsamlı bir organizasyonun ilk kez düzenlendiğine işaret eden Soysal, bilim insanlarının her iki toplumdaki halkın merak ettiklerine düzenlenen etkinlikle cevap verdiklerini kaydetti.
Soysal, “Araştırmaların nasıl yapıldığı, arkeolojik kazıların nasıl yürütüldüğü, DNA safhasına gelmeden laboratuardaki antropolojik analizler ve kimliklendirme nasıl yapıldığı anlatıldı” dedi.
Kayıp aileleri tarafından sürenin uzadığına dair eleştiri aldıklarını da dile getiren Soysal, çalışmaların oldukça zor olduğunu ve emek getirdiğini vurguladı.
“Yakınlarını kimliklendirip, teslim ettiğimiz aileler memnun. Bizim yavaş olmadığımızı düşünüyorlar” diyen Sosyal, “Kimliklendirilmeyip, henüz bulamadıklarımız kayıplarımız da vardır. Onları arama çalışmalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu.


--------------------------------------------

“Din ve ırk ayırt etmiyoruz”
Dohni Kazısını Yürüten Ekip Lideri Arkeolog Demet Karşılı, komitedeki bilim insanlarının hiçbir din ve ırk ayırt etmeden çalıştığını söyledi.
“Herkes bu ile gönlünü vererek yapıyor ve bu durumda beni çok mutlu ediyor” diyen Karşılı, “hem bilim her şey kullanıyorlar, hem de insani boyutu kullanarak gönüllerini ortaya koyuyorlar. Hiçbir din ve ırk ayırt etmeden bu çalışmaları yapıyoruz” dedi.
Karşılı,“Neredeyse 40 yıldır kayıp olan insanları arıyorsunuz. Bu bir acı oluşturan bir şeydir. Kayıpları ailelerine verdiğinizde bu acıyı mutluluğa dönüştürüyorsunuz” şeklinde konuştu.
9 yılın ardından komitenin çalışmaları hakkında ailelere ilk kez bilgi vermenin kendisine onur yaşattığını dile getiren Karşılı, Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışan ilk bilim insanları arasında yer aldığını ve 2006 yılından beridir komitede çalıştığını söyledi.

--------------------------------------------


Uluboy: “181 ücretsiz ihbar hattı”
Psikolog Ziliha Uluboy, düzenlenen etkinlik sayesinde komitenin ilk kez iki toplumun da kayıp yakınlarına ve halka yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdiğini dile getirdi.
Her iki toplumda da komitenin ne iş yaptığını bilmeyen kişiler olduğunu söyleyen Uluboy, etkinliğin ihbarların artmasına yardımcı olacağına inandığını belirtti.
Uluboy,” bizim için isimler önemli gömü yeri önemlidir. Vatandaşlar, 181 ücretsiz ihbar hattı ile bize ulaşabilirler” şeklinde konuştu.
2007 yılından beridir komitede psikolog olarak görev yaptığını söyleyen Uluboy, psikologların komitedeki görevleri ile ilgili de bilgi verdi.
Psikologların kayıp ailelerine sosyal destek ve psikolojik yardım verdiğini belirten Uluboy, özellikle kimliklendirme sürecine yakın zamanlarda kayıp aileleri ile çalışmaların başladığını aktardı.
Uluboy, Antropoloji Laboratuarı’nın bir kaybın kimlik tespitini yaparken, daha fazla ölüm öncesi bilgiye ihtiyaç duyabileceğini ifade ederek, söz konusu bilgilerin kayıp ailelerinden alındığını söyledi.
Kimliklendirme sürecinde antropologlar ve genetikçilerin söz konusu bilgiler üzerinden kimliklemelerine destek verdiğini ve çalışmaların tamamlandığını belirten Uluboy sözlerini şöyle tamamladı:  “Eğer kimliklendirmesi yapılan kayıp Kıbrıslı Türk ise Kıbrıslı Türk üye ve psikologlarla birlikte aileyi ziyaret edip, bilgilendirmeyi verir, süreci anlatırız. Bundan sonraki süreçte aileler ile birçok görüşmemiz gerçekleşir. Ara bölgede ailelere bir görüş imkanı sunarız. Kayıpların kalıntılarını, kemiklerini, yanında çıkan eşyaları görüp tanıma fırsatı veririz. Öncesinde onları bu sürece hazırlarız”
Uluboy, söz konusu sürecin ağır ve zor bir dönem olduğunu söyleyerek, psikologların ailelerle birlikte görüş odalarına girdiğini aktardı.
Cenaze öncesinde de ailelerle görüşerek, bu durumu anlamlandırdıklarını dile getiren Uluboy, cenazede de ailelere destek olduklarını kaydetti.


-------------------------------------------------

Çeker: “Kayıplarla ilgili hastalıklar çok önemli”
Antropolog Deren Çeker, uzun zamandır komitenin aileleri ve toplumu bilgilendirmek istediklerini söyledi.
Çeker, iki toplumlu kayıp ailelerin komite çalışmaları hakkında bilgilendiğini belirterek, etkinlik sayesinde aranmakta olan kayıplar ile ilgili bilgisi olan kişilerin de teşvik olabileceğini vurguladı.
2006 yılından beridir komitedeki çalışmalara katıldığını dile getiren Çeker, 6 yıl kazı çalışmalarına katıldığını, son 3 yıldır laboratuarda kemik analizi çalışması yaptığını dile getirdi.
Çeker, Antropolojik safhanın arazi sonrasında teslime edilen kemiklerden sonra oluşan safha olduğunu açıklayarak, yaş, boy, cinsiyet, travma ve patolojik buluntularla ilgili çalışma yürüttüklerini aktardı.
Ailelerin kayıplarla ilgili hastalıklarına yönelik bilgi vermesinin önemine değinen Çeker, kemiklerdeki patolojik olayların kayıpların kimliklendirilmesinde çok yardımcı olduklarını kaydetti.
Çeker, bunun yanı sıra dişlerdeki buluntuların da oldukça önemli olduğunun altını çizerek, “”DNA’nın eşleşmediği durumlarda biz bu buluntulardan yardım alıyoruz” dedi.


----------------------------------------------


Şöföroğlu: “Aranan kayıplarla ilgili çalışmalar sürüyor”
Antropolog Sinem Şöföroğlu, 2005 yılından beridir yürütülen projeyi ilk kez kayıp aileleri ile paylaşmaktan mutlu olduğunu söyledi.
Etkinlik sayesinde kayıp ailelerin komitenin çalışmaları hakkında bilgilendiğini belirten Şöföroğlu, onların acılarını hafifletilmeyi amaçladıklarını vurguladı.
Şöföroğlu, “ailelere daha şeffaf ve açık oluyoruz. Bu yönden de heyecanlıyım” diye konuştu.
Çalışmaların bilimsel olarak yürütüldüğünü ancak kayıp aileleri ile biraya geldiklerinde çok etkilendiklerini söyleyen Şöföroğlu, kayıpları ailelerine geri teslim etmelerinin amaçlandığını dile getirdi.
Şöföroğlu, aranan kayıplar ile ilgili çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.

-----------------------------------------------


Yorgiadu: “Tanıklar hayatını kaybediyor, komitenin işi zorlaşıyor”
Anne, babası, kız kardeşi ve erkek kardeşi kayıp olan iki toplumlu kayıp yakınları grubundaki Maria Yorgiadu ise Kayıp Şahıslar Komitesi’ne daha fazla güvenin sağlanması ve kayıp yakınlarının prosedür hakkında bilgilendirilmesi adında düzenlenen etkinliğin önemli olduğunu söyledi.
Çalışmalar ile ilgili fotoğrafları gördüğünde kötü hissettiğini belirten Yorgiadu, “komitenin ne yaptığını anlaşılması için bu etkinlik gerekliydi. Bunca zamandır yapılan çalışmaları görsel olarak göstermek önemliydi” dedi.
Yorgiadu, kayıplar ile ilgili gömü yerlerini bilen kişilerin hayatlarını kaybettiğini, bu yüzden Kayıp Şahıslar Komitesi’nin işinin zor olduğunu aktardı.

--------------------------------------------------------


Balman: “Hem aileler hem de toplum bilgilendi”
Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk üye asistanı Mine Balman, komitenin genel kazı, kimlik tespiti ve kalıntılarının iadesi projesinin 8 yıldır sürdüğünü ancak ilk kez iki toplumlu bir etkinlik düzenlendiğini ifade etti.
Komitenin 70’e yakın çalışanın bugüne kadar yapılan çalışmalar ile ilgili sunum yaptıklarını dile getiren Balman, komite çalışmaları hakkında hem ailelerin hem de toplumun bilgileneceğini belirtti.
Balman, çalışmalar ile ilgili de bilgi vererek, etkinlikle; araştırma, kazı yapma, antropolojik analiz, analizlerin bir araya getirilmesi, genetik ve psikolojik safhalarla ilgili görsel ve yazılı materyallerin sunulduğunu söyledi.

---------------------------------------------------

Zorba: “Çalışmaların safhaları anlatıldı”
Genetik Uzman Gülbahan Gökbulut Zorba, etkinlik sayesinde komitenin çalışmalarının tüm safhalarının kayıp aileleri ile paylaşıldığını belirtti. 
“Ailelere, kemik örnekleri ve kayıp yakınlarından elde edilen örneklerinin, ayni şekilde DNA izolasyonu ve daha sonrada nasıl DNA analizine tabi tutulduğundan bahsedeceğiz” diyen Zorba, kayıp ailelerinin sorularını ve merak ettiklerini yanıtladıklarını söyledi.

----------------------------------------------------

Tarcan: “Tekke Bahçesi’ndeki kayıp mezarları açılsın”
Tözüm Tarcan, babası Mehmet Raif’i 1963 yılında babasının kaybolduğunu söyledi.
Kayıp ailelerinin Tekke Bahçesi’ndeki kayıp mezarlarının açılmasını istediğini vurgulayan Tarcan, bu konuda Kaymaklı’da yaşayan Kıbrıslı Türklerin dernek kurarak, Tekke Bahçesi’nde kazı yapılmasını istediklerini Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na ilettiklerini belirtti. 

------------------------------------------------------

Engin: “Kayıp yakınlarının verdiği bilgiler çok önemli”
Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuarı Kıbrıslı Türk Sorumlusu İstenç Engin,
kayıp aileleri ile bir araya gelmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.
“Ailelere, neden bu kadar çabuk olamadığımızı anlatmak istiyoruz” diyen Engin, kayıplarla ilgili kimliklendirmede herhangi bir yanlışlık yapmak istemediklerini dile getirdi.
Engin, çalışmalar ile ilgili bilgi de vererek, kazılarda bulunan kalıntıların laboratuara transfer edildiğini söyledi,kalıntıların bu aşamada biyolojik profilin çıkartılması adına analizden geçtiğini kaydetti.
Engin, biyolojik profilde kalıntıların cinsiyet, yaş, ortalama boy hesaplaması yapıldığını, kemikler üzerinde rahatsızlıkların saptanabileceğini, bunun yanı sıra kişilerle birlikte bulunan ve kayıplarla ilişkili olabilecek nesnelerin de analiz edildiğini dile getirdi.
“DNA sonuçları geldikten sonra aile yakınlarından gelen bilgileri karşılaştırırız. Eğer herhangi bir uyumsuzluk yoksa kimliklendirme yoluna gideriz” diye konuşan Engin, kayıp yakınlarının verdiği bilgilerinin çok önemli olduğunu, bu durumun kimlik tespitinde kesinlik derecesini artırdığını ifade etti.

Bu haber toplam 2211 defa okunmuştur