
İRADESİZLER!
Ekonomist Mertkan Hamit’in Türkiye’ye girişi, “N-82” tahdit kodu ile engellendi, ‘yasaklı’ Kıbrıslı Türk aydınların sayısı 16’ya yükseldi, Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı, yine üç maymunu oynadı, yurttaşına sahip çıkmadı.

Ertuğrul SENOVA
Ekonomist Mertkan Hamit’in Türkiye’ye girişi, “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunduğu veya bulunduğu şüphesi” gerekçesiyle uygulanan “N-82” tahdit kodu ile engellendi. Geceyi Ankara Esenboğa Havalimanı’nda TC Göç İdaresi’ne bağlı ‘bekleme salonunda’ geçiren Hamit, dün sabah adaya döndü.
YENİDÜZEN’e konuşan Hamit, N-82 kodunun yer aldığı belgenin 2022 tarihli olduğunu belirtti. Daha önce deport edilen diğer Kıbrıslı Türklerin belgeleri de aynı yıla ait. Böylece Hamit ile birlikte, Türkiye’ye girişi “N-82” veya “G-82” kodlarıyla yasaklanan ve bu durumu kamuoyuyla paylaşan Kıbrıslı Türklerin sayısı 16’ya yükseldi.
Hamit’in yaşadığı “yasaklılık” durumuna karşı, UBP–YDP–DP Hükümeti ile Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’dan herhangi bir açıklama veya girişim yapılmadı.
Onca çağrıya rağmen, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği de sessizliğini koruyor.
Sessiz kalınan tecrit yalnızca Türkiye ile sınırlı değil. Adanın kuzeyinde kalan Kıbrıslı Rum mallarının satışıyla bağlantılı inşaat şirketlerinde görev yapan birçok Kıbrıslı Türk, Kıbrıs’ın güneyine ve Avrupa Birliği ülkelerine seyahat etmekten kaçınıyor, zira tutuklanıp Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yargılanma riskiyle karşı karşıyalar.
Hükümet ve Ersin Tatar, bu konuda da herhangi bir adım atamıyor.
Son olarak Ekim 2023’te, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Meclis Grubu ve 2 bağımsız milletvekili, “Bazı KKTC yurttaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’ne girişine izin verilmemesinin nedenlerinin araştırılması ve sorunun çözüm yollarının bulunması” hakkında bir araştırma komitesi kurulması için önerge sunmuştu. Ancak bu önerge, UBP – YDP – DP Hükümeti’ne mensup vekillerin oylarıyla reddedilmişti.
Söz konusu önerge üzerine konuşan Başbakan Ünal Üstel, “Hükümet olarak bu işin soruşturmasını üzerimize alıyoruz. Hükümet olarak girişim yapacağız” demiş, bir süre sonra Başbakanlık bütçesinin görüşüldüğü Meclis Genel Kurul toplantısında kürsüye çıkarak, “Türkiye ile gerekli yazışmaları yaptığını, yanıt beklediğini” açıklamıştı.
Ancak Üstel’in bu açıklamasının ardından; önce Devrimci Komünist Birlik’ten Yusuf Alkım, daha sonra da TDP’den Evrim Hınçal ve son olarak da ekonomist Mertkan Hamit’in Türkiye’ye girişlerine “ön izin koşulu” şartı barındıran N-82 tahdit kodu gerekçe gösterilerek izin verilmedi.
Mertkan Hamit, yaşadıklarını sosyal medyadan anlattı:
“Belki de Kıbrıslı olmak yeterlidir”
Yaşadıklarını sosyal medya hesabından paylaşan Hamit, Ankara’ya gitmek üzere Ercan Havalimanı’ndan uçağa bindiğini, ancak Türkiye’ye varışta hakkında uygulanan tahdit kodu nedeniyle ülkeye alınmadığını belirtti.
Hamit, Esenboğa Havalimanı’nda Göç İdaresi’ne bağlı ranzalı bekleme odasında bir gece geçirdiğini kaydetti.
Hamit, Türkiye’ye giriş yasağının önce G-82, ardından N-82 koduyla uygulandığını öğrendiğini ifade ederek, geceyi aralarında Özbek ve Kırgız vatandaşların da bulunduğu göçmenlerle geçirdiğini aktardı.
Sabah saatlerinde Ercan’a “INAD” koduyla deport edilen Hamit, dönüş yolculuğunda yaşadıklarını esprili bir dille şöyle anlattı:
“Uçağa binerken görevli ‘İNAD mı?’ dedi. ‘Nasıl yani’ diye sordu. Henüz ne anlama geldiğini bilmiyorum ama ‘inat’ olsaydı kesin haklı olurdu. Belki de Kıbrıslı olmak yeterlidir. Yeni Ercan’dan ilk ve muhtemelen son uçuşum oldu.”
Hamit, paylaşımını “Adanın ortasından dikenli tel geçirseler de, arzularını dayatmak için cezalar koysalar da sahadaki gerçek değişmeyecek. Neticede Kıbrıs bir ada ve bu adada iki havaalanı daha var. Üstelik kahve de kat kat daha ucuz” ifadeleriyle tamamladı.
Mertkan Hamit ile ‘yasaklı’ sayısı 16’ya çıktı
Önce G-82, ardından da N-82 tahdit kodlarıyla Türkiye’ye girişi engellenen Kıbrıslı Türklerin sayısı, 16’ya yükselmiş durumda.
Aralarında eski BRTK Müdürü, gazeteci ve siyasetçiler bulunan Kıbrıslı Türk aydınların isimleri şöyle:
Özay Hüseyin Kurtdere (G-82 kodu)
Ali Bizden (G-82 kodu)
Ahmet Cavit An (G-82 kodu)
Ali Kişmir (G-82 kodu)
Okan Dağlı (G-82 kodu)
Can Sözer (G-82 kodu)
Abdullah Korkmazhan (G-82)
Aysu Basri Akter (N-82)
Münür Rahvancıoğlu (N-82)
Başaran Düzgün (N-82)
Hasan Küdenler (N-82)
Ulaş Barış (N-82)
Koral Aşam (N-82)
Yusuf Alkım (N-82)
Evrim Hınçal (N-82)
Mertkan Hamit (N-82)
Kodlar ne anlama geliyor?
Türkiye, “G-82” kodunu, “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunan veya bulunduğu şüphesi olan yabancılar” için uyguluyor. Hukuki kaynaklar, bu kodun “istihbari bilgilere dayanılarak konulabildiğini ve sadece dava yoluyla kaldırılabileceğini” söylüyor.
“N-82” kodu ise Türkiye’ye giriş yapmak için “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunan veya bulunduğu şüphesi olan yabancılara" ön izin alma zorunluluğu getiriyor. Hukuki kaynaklar, bu kodun, ‘ülkeye giriş yasağının bir uygulaması’ olduğunu ve dava açıp kod iptal edilmeden, yabancının Türkiye’ye girmesinin mümkün olmadığını söylüyor.
Elçilik “böyle bir birimimiz yok” demişti
Hem Türkiye’ye girişteki Türk yetkililer, hem de UBP – YDP – DP Hükümeti, ülkeye girişleri engellenen kişilerle ilgili elçiliğe işaret ediyor. Özellikle Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında “kuşkusu olan, elçiliğe sorsun” demişti.
Ancak geçtiğimiz aylarda Lefkoşa’daki TC Elçiliği’ne giden YENİDÜZEN muhabiri, Türkiye’ye girişinde engel olup olmadığını sormuş; “böyle bir birimimiz yok” yanıtını almıştı.
Seyahat hakları gasp edilen Kıbrıslı Türkler’in büyük bir kısmı Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurarak izahat istedi ya da Türkiye’de dava dosyaladı. Ancak hiçbir girişim yanıt alamadı.
Güneyde ve AB’de “tutuklama listesi” korkusu
Kıbrıs’ın kuzeyinde kalan Rum mallarıyla bağlantılı işler yapan çok sayıda Kıbrıslı Türk de tecrit altında. İnşaat ve emlak sektörlerinde faaliyet gösteren yüzlerce kişi, Güneye geçmeleri hâlinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya. Kamuoyuna yansıyan iddialara göre, Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının yüzlerce kişiyi kapsayan tutuklama emri bulunuyor.
Bu nedenle pek çok Kıbrıslı Türk, Avrupa Birliği’ne geçiş hakkını fiilen kullanamaz hale geldi.
Sessiz kalan makamlar
Kıbrıslı Türkler hem kuzeyde hem güneyde daralan bir hareket alanına sıkışırken, UBP–YDP–DP hükümeti ve Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’ın sessizliği dikkat çekiyor.
Son beş yıldır, Türkiye’ye alınmayanlar ya da Güney’de tutuklanma korkusu yaşayanlar için herhangi bir girişimde bulunulmadı. Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkı olmasına rağmen, hem hükümet hem de Cumhurbaşkanlığı bu ihlaller karşısında adım atmıyor.
