İki devletli çözüm masalı!
Kıbrıs’ta iki devletli çözümü tabii ki savunabilirsiniz…
Ama bunu savunmak için çok güçlü olmanız gerekir…
-*-*-
Çok güçlü müsünüz?
-*-*-
Yani bütün Dünya’nın kabul ettiği, desteklediği çözüm modeline tam ters bir başka çözüm modelini savunabilecek “uluslararası gücünüz var mı?”
-*-*-
Kıbrıs’ta iki devletli çözüm için, “bölünmesine ve başka ülke ile birleşmesine karşı garantörüz” dediğiniz anlaşmayı geçtim; iki devletli çözüm için Amerika’yı, AB’yi, BM’yi neyle – nasıl ikna edeceksiniz?
-*-*-
En yakın kardeş Türki ve Müslüman devletler bile sizinle birlikte değilken; onları nasıl iki devletli çözümün destekçisi yapacaksınız?
-*-*-
Kıbrıs adası üzerindeki tapulu arazilerin miktarı yaklaşık 3 milyon 200 bin dönümdür…
Bunun 2 milyon 800 bin kadarı Kıbrıslı Rumlara aittir…
Türk arazisi 500 bin dönüm kadardır!
Hadi diyelim 600 bin isterseniz!
-*-*-
Türklere ait tapulu arazilerin çoğunluğu da biliyorsunuz ki Güney’dedir!
Sadece Kuzey Kıbrıs’ta eğer 200 bin dönüm Türk arazisi varsa; en az bir milyon dönüm Rum arazisinin parasını nereden bulacaksınız?
-*-*-
Kimin toprağı üzerinde devlet kuracaksınız?
Mülkiyet hakkını hangi parayla satın alacaksınız?
-*-*-
Kaan’ın motorlarından, Boeing uçaklarına…
F 35’lerden, F16’lara!
Hepsinden önemlisi, Karadeniz’de 1 trilyon dolarlık doğal gaz rezervi bulduğunuz yalanının yanında; 2045 yılına kadar Amerika’dan alacağınızı taahhüt ettiğiniz sıvılaştırılmış gaz için ödemek zorunda olduğunuz “döviz”e ihtiyacınız olacak!
-*-*-
Bu dövizi nasıl bulacaksınız?
-*-*-
Döviz borcunuz artacak!
Döviz borcunun artması nedir?
-*-*-
Ekonomist Ersin Tatar söylesin!
-*-*-
Döviz borcunuz artarsa, bunun adı faiz demektir!
Faizler yükselecek değil mi?
Ve faizler halka ne olarak yansıyacak?
Tabii ki “pahalılık” veya “enflasyon olarak” diyebiliriz!
-*-*-
Vatandaşınız daha yoksul olacak!
Ülkenizde daha fazla aç insan olacak!
-*-*-
Ama siz, güçlü devlet havasında, tüm Dünya’nın tersine gideceksiniz; Kıbrıslı Türk toplumunun da iradesini yok sayacaksınız ve Kıbrıs’ta iki devletli çözümü savunacaksınız!
-*-*-
Bu siyasetiniz sallama, uydurma, mevcut düzeni koruma maksatlıdır!
Yemeyiz!
-*-*-
Kaldı ki; garantörü olduğunuz Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bölmenize, bu devlet ve öteki garantörler karşıdır!
-*-*-
Kaldı ki; Suriye’nin etnik temelde bölünmesine karşı olduğunuzu daha geçen hafta ilan ettiniz!
Defalardır yazıyorum; Suriye bölünemez ama Kıbrıs karpuz mu yani?
Çok doğru saptamalar!
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yayın yapan Politis gazetesi dün manşetinden yayınladığı “yorum – haber”de Rum Yönetimi’nin 50 yıldır Kıbrıs sorunuyla ilgili çelişkili bir politika izlediğini öne sürdü… Ve beş adet çelişki sıraladı.
-*-*-
Gazeteye göre 5 çelişki hem Kıbrıs Rum tarafının müzakere olanağını zayıflatıyor hem de itibarını zedeliyor…
-*-*-
Politis’in sıraladığı Bu beş çelişki şöyle:
-*-*-
1-Ankara’nın işine gelen fiili durum, Kıbrıs için tehlikeli bir durum ise Kıbrıslı Rumlar olarak neden buna güveniyoruz?
-*-*-
2-Bir savaşta Türkiye’yi yenemeyeceksek neden başka ülkelere güvenliğimiz için garanti edilmeden kolaylıklar sağlayarak sürekli güç mesajları gönderiyoruz?
-*-*-
3-Kıbrıs Rum malı gaspçılarının tutuklanması mülkiyet meselesini çözüme mi götürüyor yoksa Kıbrıs sorununun çözümünü ve göçmenlerin mallarının iadesini daha da uzaklaştırıyor mu?
-*-*-
4-Doğal gaz çözüm bulunmasında katalizör ise o zaman neden daha iyi şartlar kazanmak için doğal gazı masaya koymuyoruz? AB’ye doğru boru hatları politikası aracılığıyla ne kazandık?
-*-*-
5-Türkiye Avrupa’ya üyelik için yeniden diyaloğa girmek istiyor. Acaba onu her türlü diyaloğun dışında bırakarak daha fazlasını başarabilir miyiz yoksa farklı bir diplomasi mi gerekli?
-*-*-
Çok doğru saptamalar!
-*-*-
Gelin, çok kısa bir şekilde, beş çelişkiyi soru kabul edelim ve “daha iyi anlayabilmek” adına bazı yorumlar – yapalım, yanıtlar verelim:
-*-*-
1 – Çözümsüzlük Türkiye’nin işine geliyor ama Politis’ten anladığım, Rum Yönetimi’nin de işine geliyor ve çözüm için doğru çaba harcanmıyor.
-*-*-
2 – Kıbrıs Cumhuriyeti’nin silahlanması veya yabancılara üs sağlaması, hiçbir şekilde çözüme hizmet etmiyor…
-*-*-
3 – Yüzde yüz doğru bir saptama; Şimon Aykut veya öteki emlakçıların tutuklanmış olması, kesinlikle çözüme hizmet etmiyor haliyle Rumların mülklerine olan mesafeyi artırmaktan başka bir moka yaramıyor!
-*-*-
4 – Çağır Türkiye’yi masaya… Konuş doğal gaz meselesini; işte en kısa yol Karpaz’dan Türkiye sahiline; çek boruyu, bitsin bu çile!
-*-*-
5 – Ve en doğru hareket; Türkiye’yi AB’ye yakınlaştırmak için yoğun çaba harcamak hatta lobiciliğini bile üstlenmektir!
-*-*-
Tufan Erhürman geçtiğimiz gün düzenlediği basın toplantısında, seçildikten sonraki ilk yüz gün yapacaklarını anlattı…
Ekibi henüz hazır değil…
Ama eminim müzakere heyeti konusunda kafasında bazı isimler mutlaka vardır…
Şimdiden Politis’in yazdıklarını bir kenara not etsinler; önümüzdeki sürecin yol haritası içerisinde bu başlıklar çok değerli virajlar olacak!

Fotoğraftaki tablo, geçtiğimiz Nisan ayında bazı ülkelerin enflasyon rakamlarını gösteriyor… KKTC “tanınmış” bir devlet olmuş olsaydı, şu anda Arjantin ve Türkiye, ardımızda nal topluyor olacaktı! İşin “şaka” kısmı bir yana; bu gidişat, Türkiye açısından iyi bir gidişat değildir… Fakirleşmedir, açlıktır ve devletin zayıflamasıdır… Zayıf devlet; uluslararası platformlarda at süremez; sürse bile şaha kaldıramaz! Bilmem anlatabildim mi?







