1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Her kurumun bir bekçisi
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Her kurumun bir bekçisi

A+A-

Işık Kitap Fuarı’nda panelin başlığı çok tanıdıktı: “Kıbrıs'ta Seçim Arifesinde Siyasetin Eleştirisi.”

Sevgili dostum Ali Baturay yönetti oturumu ve açılışta gülerek anımsattı, "Yine denk geldi; bir seçim öncesi, onlarca yurttaşlık, T izni, avanta…

***
Siyaset felsefesi üzerine çalışmalarıyla tanınan Akademisyen Bülent Evre'nin uyarısı önemliydi: "En büyük tehdit, 2020’deki müdahaleyle doğan gayrimeşru siyasetin yeniden üretilmesidir.

Müdahale ile göreve gelen liderliğin, toplumda yabancılaşma, güvensizlik, etkisizlik hissi yarattığını anlattı uzun uzun... 

Boykotçulara seslendi aslında!
“Nasıl olsa karar verici biz değiliz” hissiyle hareket etmek, bugünkü statükoyu besliyor.

Bir başka saptaması daha vardı.

Seçimi bir “milli güvenlik” meselesi haline getirdiklerinde, özgürce tartışmak mümkün olmuyor. Olağanüstü hâl havasında gerçek sorunların üzeri örtülüyor.

O örtüleri kaldırmamız gerekiyor, birlikte...

***
Araştırmacı Mete Hatay "müdahale" ile söze girdi: "Kendi kendini üreten bir güç dengesizliği zaten var..."

Nüfustaki bölünmüşlüğü anlatırken verdiği "Çift Pasaportlular" örneği aklımda kaldı, bu açıdan bakmamıştım...

Bir yanda KKTC ve Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyanlar.... Öte yanda KKTC ve TC pasaportu taşıyanlar… Her grubun farklı beklentileri, farklı siyasi refleksleri var... Hatta kendi içinde ayrımları var her grubun.. Hem ortaklaşan hem farklılaşan endişeleri var.

Kendi kendime düşdüm, ne kadar çok bölünüyoruz, her yerde, her gün...

Türkiye'nin adanın kuzeyine yerleşmesine dair benzetmesi de yakıcıydı: “Her kurumun bir bekçisi var artık.

***
Gazeteci-Siyasetçi dostum Sami Özuslu, özeleştiriyle başladı sözlerine...
“Toplumu sadece etnik fay hatlarıyla okuyoruz. Peki burjuva kim, küçük burjuva kim? Biz toplumu gerçekten analiz edebildik mi?” 

Eleştiriye kapalı yapımızdan dem vurdu, "Kusurlarımızla yüzleşsek, çok daha dayanışmacı oluruz" dedi.

Seçim yarışına dair yorumu önemliydi;
Bu seçim, özne olma iddiasını taşıyanlarla, bizi talimatla yönetsinler diyenler arasındadır.

***
Bir Türkiyeli yurttaşın sorusu panelde bir an sessizlik yarattı: “Bu ülkede on yıllardır yaşayan ve yurttaşlık alan biriyle, geçen yıl gelen ve konut aldığı için istisnai yurttaş yapılan bir başkasının oyu aynı mı?"

Bu bir soru değildi elbette.
Herkesin tek bir oy sahibi olduğu biliniyordu.
Sessiz bir isyandı aslında sorusu...

***
Panelin moderatörü, gazeteci Ali Baturay'ın gecenin geç saatlerinde aktardığı deneyim, herkesi şaşırttı.

Bir gün telefonunun çaldığını anlattı. Türkiye’den bir ajans aramış, Ersin Tatar için sosyal medya kampanyası yaptıklarını söylemiş. Ali Baturay'a kendi hesabından paylaşım yapması karşılığında ödeme teklif etmişler. Sadece ona değil, başka gazetecilere de... Tatar'ı paylaşacak da para kazanacak böylece... Tanımıyorlar da... Bilmiyorlar, kim kimdir diye...

“Bekçilik” meselesini daha iyi anladınız mı şimdi?

Bu yazı toplam 2873 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar