Serhat İncirli

Serhat İncirli

Günah!

A+A-

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük haklarından vazgeçebileceği iddiaları üzerine İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın verdiği soru önergesini yanıtladı.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük haklarından vazgeçebileceği iddialarını yalanlarken Türk askerinin adadaki varlığının Kıbrıs Türk halkının meşru güvenlik endişelerinin karşılanabilmesi için “yegâne unsur” olduğunu belirtti…

-*-*-

Ben iddia ediyorum ki, Mevlut Çavuşoğlu dahil çok sayıda Türkiyeli yönetici, “Garanti Antlaşması”nın içeriğini ya bilmiyor, ya da dün yazdığım gibi, hem bizimle hem de Türkiye ile dalga geçiliyor, oyun oynanıyor…

-*-*-

Peki neden?
Çünkü, defalarca yazdık ama yeniden ve yine yeniden yazmaya devam edeceğim…
Türkiye, Çavuşoğlu’nun belirttiği gibi, “… Kıbrıs Türk halkının meşru güvenlik endişelerinin” garantörü değildir!

-*-*-

Türkiye, Garanti Antlaşması ile (MADDE 2); Yunanistan ve İngiltere ile birlikte, “… Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler.”…

-*-*-

“Süt beyazdır” kadar net ve anlaşılır bir ifade var burada değil mi?

-*-*-

Haaa, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan başka neyi garanti ediyorlar?
Kıbrıs’taki İngiliz egemen üsler bölgesinin toprak bütünlüğünü…

-*-*-

Efendim, Kıbrıs’ta garantörü olduğunuz bölünmezliği ve bağımsızlığı “bölüp”, Kuzey coğrafyada, etnik temele dayalı egemen ve eşit bir devlet kurmak isteyenler mi yalancıdır yoksa ne iş?

-*-*-

Çok üzgünüm ama doğrular söylenmiyor ve TBMM’de bile vekiller aldatılıyor…

-*-*-

Tekrar ediyorum; Türkiye, Kıbrıs Türk halkının güvenlik endişelerinin değil; Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin resmi, yasal garantörüdür…
Yani daha önce de yazdığımız gibi; örneğin Ersin Tatar, Kıbrıs’ta egemen ve eşit, bağımsız bir devlet kurmak isterse, buna tek başına veya öteki iki garantörle birlikte ve silahla müdahale etme hakkına sahiptir…

-*-*-

Bütün bu yalanlarla KKTC’de veya Türkiye’de, milliyetçi duyguları kabartmak ve iktidar koltuklarını sağlama almaya çalışmak tabii ki mümkündür de, uluslararası sahaya çıkıldığı zaman bu türden yalanların, bu türden yanlışların dile getirilmesi mümkün değildir.

-*-*-

Efendim, Türkiye veya KKTC’deki (Ersin Tatar gibi) Türk milliyetçilerinin, Kuzey Kıbrıs’ta, Türk etnisitesine dayalı, egemen ve eşit bir devlet kurma hakları var mıdır?
Hakları yoktur ama bunu isteyebilirler elbette!
Ancak, kesinlikle hakları yoktur.
Bu iyi bilinmelidir…

-*-*-

Taaa ki, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Kıbrıs’taki iki taraf; imzalayabilecekleri bir anlaşmaya varsınlar!

-*-*-

Dolayısıyla bir yandan garantileri savunmak, öte yandan bağımsız devlet istemek, komik bile değildir.
Son derece temelsiz, kendi içinde çelişkilidir…

-*-*-

Mevcut durumda, gerek KKTC’nin, gerekse Türkiye’nin ekonomik anlamda fazla takadı olmadığı gayet açıkken; hamasi çıkışlarla sadece iktidar koltuğu garantisi almaya çalışmak ve Kıbrıs’ta çözümsüzlükten başka işe yaramamak gerçekten doğru bir siyaset değildir.

-*-*-

Olmayacağını bildiğiniz halde, hatta masaya gelmesi halinde, bırakın Rum tarafı, Yunanistan veya İngiltere’yi, en başta Türkiye’nin zaten uluslararası hukuk açısından reddetmek zorunda olduğunu gayet iyi gördüğünüz halde, hala “egemen eşit devlet” diye yalanlarla uğraşmak, sadece Kıbrıs Türk toplumuna değil, aslında tüm taraflara kötülük yapmaktan başka bir şey değildir.
En basit ifadeyle, günahtır yahu, günah!
 

 


Şehit, bin kez ölür mü?

TMT’nin silahlanmasının en basit sebeplerinden biri neydi?
“Toplumsal güvenlik”…
Yani Taksim’di, komünizmle mücadeleydi, Anglo – Amerikan oyunlarının parçası olmaktı gibi geniş anlamda sebepleri bir yana bırakırsak, temelde “kendi kendimizi korumak” ilk gerekçemizdi…

-*-*-

Şimdi, kim bilir, yazdıklarınızı, söylediklerinizi, konuştuklarınızı, anlattıklarınızı, yaptıklarınızı, inançlarınızı, özgürlüklerinizi, haklarınızı, insanlığınızı, geleceğinizi “SEVMEYEN” onlarca, hatta yüzlerce, belki de on binlerce insan, hepimiz için, hepiniz için tehlike değil midir?

-*-*-

Çok yakın günler içerisinde, bu ülkede işsizlik ve yoksulluk artacak…
Ve doğal sonucudur, daha çok yoksulluk – daha çok işsizlik; daha çok suç olarak karşımıza çıkacak…

-*-*-

Ne mi demek istiyorum?
Kardeşim, eğer siz bu toplumun güvenliğini sağlayamıyorsanız; ki sağlayamıyorsunuz…
Adam veya adamlar gelip, istediğinin ayağına sıkabiliyor ve siz sadece bakıyorsanız…
Mesela Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili kılınızı kımıldatamıyorsanız; mesela Mehmet Akacan’a saldırı ile ilgili resmen “aciz”seniz; o zaman, bu toplum da bir şekilde silah bulacak… 
Üzgünüm ama tıpkı TMT zamanında olduğu gibi…

-*-*-

Hazır TMT demişken şunu da yazmadan geçmeyeceğim…
Bunca TMT’ci, bunca bereketçi, bunca mücahit bu günler için öldüklerini umarım o tarafta öğrenmemiştir!
Emin olun, bir kez şehit düştüler ama korumak için yemin ettikleri toplumun içine düştüğü durumu o taraftan görüyorlarsa, emin olun, bin kez ölmüşlerdir!
 


mmmm-006.jpg

KKTC’de en zayıf olduğumuz konulardan biri istatistiktir… Örneğin, yıl sonu enflasyonu ne kadar olacak? Türkiye’de de bizde de mutlaka bazı tahminler vardır ama nüfusumuzun tam bilinmemesinden dolayı, bu tür tahminler hep havada kalabilmektedir… Fotoğraftaki Daily Mirror gazetesinin dünkü sayısında, İngiltere’de fiyatlarda yaşanacak kriz nedeniyle, hane halkı başına 2 bin Sterlin zarar olacağı söyleniyor… Biz mi? Allah’a emanet! Pandemi gibi… Saldım çayıra mevlam kayıra!

Bu yazı toplam 2418 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar