Görüşmeden Kaçarak Sonuç Alınmaz
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar müzakere etmekten kaçıyor. Müzakere masası kurulmasını istemiyor. Aslında sayın Tatar’ın istediği çözümsüzlüğün yani mevcut statükonun devamından başka bir şey değildir.
Ersin Tatar önceki gün AB Komisyonu’nun Kıbrıs Özel Temsilci olarak atadığı Johannes Hahn’ın görüşme talebini kabul etmedi. AB komisyonunun Hahn’ı kendisinin onayını almadan atadığını bu nedenle görüşmeyi uygun bulmadığını iddia etti.
Tatar, Johannes Hahn’ın atandığı günlerde yaptığı açıklamada “AB bizim rızamızı almadan herhangi bir sürece dahil olamaz” demişti.
Geçen Mayıs ayında atanan Hahn göreve başladı. Geçtiğimiz gün de Kıbrıs’a gelerek çeşitli temaslar yaptı. Önce gün Rum lider Hristodulidis ile görüşen Hahn, ardından kuzeye geçerek Tatar ile de görüşmek istedi. Ama bu talep Tatar tarafından reddedildi.
Johannes Hahn bu arada güneyde bulunan bazı muhalefet parti liderleriyle de görüştü. Kuzeyde Tatar ile görüşemeyen Hahn ana muhalefet partisinin lideri ve Ekim ayında yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olan Tufan Erhürman ile görüştü.
Ersin Tatar Ekim 2020’de cumhurbaşkanı seçtirildiği günden bu yana “egemen eşitlik ve iki devletli çözüm” siyasetini nakarat gibi tekrarlamakta, ama bu tezini yaşama geçirmek için kimse ile görüşememektedir.
Peki görüşmeden, konuşmadan Kıbrıs sorununa çözüm bulunabilir mi?
Sakın kimse bana BM yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde hep bu tezi anlatır demesin. BM temsilcileri görevleri gereği Tatar’ı dinlemekte, ama bu yönde en küçük bir adım atmamaktadır. Çünkü onlar BM Güvenlik Konseyi’nin görevlendirdiği temsilcilerdir ve onların verdiği mandate (vekalet, proxy) ile görev yaparlar.
Önemli olan bu mandate’i değiştirecek BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu görüşmeleri yapmak ve onları ikna ederek desteklerini kazanmaktır.
Peki sayın Tatar’ın 5 yıllık görev süresinde bu yönde kaç görüşmesi oldu bilen var mı?
Önceki gün yine Kıbrıslı Türklerin daveti üzerine Londra’ya giden Tatar dün Birleşik Krallık Avrupa Bakanı Stephen Doughty ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşme sonrası Tatar yaptığı açıklamada görüşmede neler konuşulduğunu değil, kendisinin neler konuştuğunu açıkladı.
Buna rağmen Tatar Cenevre’de gerçekleşen gayrı resmi 5+1 zirveye garantör ülke Birleşik Kırallık’ın katılmasına neden karşı çıktığını da anlatmadı.
Ayrıca muhatabının bu anlatılanlara ne tepki gösterdiğini, ya da herhangi bir tepki gösterip, göstermediğini de anlatmadı.
Muhatabının sosyal medya sayfalarına baktığımda da böyle bir görüşmeden bahseden herhangi bir açıklama görmedim.
Aksine 25 Haziran 2025’te Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Konstanison Kombos ile bir telefon görüşmesi yaptığı ve ikili ilişkiler, Kıbrıs sorunu ve bölgedeki gelişmelerin değerlendirildiği bilgisi resimli olarak yer alıyordu.
Bir yanda tanınmış, BM ve AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti, diğer yanda ise kimsenin tanımadığı bir KKTC var. Bu gerçeği yüksek sesle seslendirerek, bunun değişmesi gerektiğini konuşarak herhangi bir sonuç elde edemezsiniz.
Tam da bu nedenle müzakere masasına oturmanız, muhatabınızı buna zorlamanız ve müzakere masasında ortaya koyacağınız yaratıcı önerilerle Kıbrıs sorununa Kıbrıslıların, Türklerin ve Rumların yararına çözüm bulmanız gerekir.
Siz siyasetinizi müzakere etmeden ve karşı tarafa anlatarak, onları ikna etmeden bir sonuca gidemezsiniz.
Bunun için masaya oturmanız ve müzakere etmeniz gerekir. Ama siyasetiniz çözümsüzlük çözümdür siyasetiyse elbette müzakere edecek bir şeyiniz yok demektir.
Tatar son dönemde görüşmeme siyasetini öne çıkardı. Önce Holguin’in liderleri bir araya getirme önerisini mülkiyet tutuklamalarını gerekçe yaparak reddetti. Önceki gün de AB temsilcisi Hahn’ın görüşme talebini kabul etmedi.
Tatar geçen yıl Ekim ayında BM Genel Sekreteri Guterres’in davetiyle gerçekleşen New York’taki yemekte de Guterres’e “ben anavatanım olmadan görüşmem” diyerek genişletilmiş 4+1 gayrı resmi zirve önermişti. Hristodulidis’in girişimiyle zirve 5+1+AB olarak gerçekleşmişti.
Buna rağmen ders almayan Tatar AB temsilcisi ile görüşmedi. Ama Temmuz ayı sonunda New York’ta gerçekleşmesi beklenen zirve yine 5+1+AB olarak yapılacak.
Bundan dolayı müzakerelerden kaçarak ve görüşmeyerek bir sonuca gidemezsiniz. Ya masaya oturacak müzakere edeceksiniz. Ya da zorla oturtulduğunuz o koltuktan kalkacak ve müzakere edecek birine devredeceksiniz.







