1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Geri bıraktırılmış bir toplumun gerçek hainleri!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Geri bıraktırılmış bir toplumun gerçek hainleri!

A+A-

Geri kalmış demokrasilerde veya şöyle söyleyelim, “geri bıraktırılmış toplumlarda”, “eleştiri” kabul edilmeyen bir “şey”dir!

-*-*-

Bizim toplumda da “geri kalmış bir demokrasi” vardır ve ne yazık ki, Kıbrıs Türk toplumu, “geri bıraktırılmış bir toplum”dur!

-*-*-

Bunu “bireysel” olarak ele alıp, “nedir be senin dediğin?” diye yanıt vermeden önce, “toplumsal” olarak düşünmenin sağlıklı olacağını tavsiye ederim!

-*-*-

İntikam…

Cezalandırma…

En basitiyle işsiz ve aç bırakıp kaçmaya zorlama…

Ve tabii ki gerekirse katletme…

-*-*-

Kıbrıs Türk toplumunda, “sol” olarak kabul edeceğimiz kesim, “sağ” kesimi hiçbir zaman cezalandırmadı.

Ama “sağ”, “sol kesimleri hep cezalandırdı ya da cezalandırmaya çalıştı…

Bunun adını da “milliyetçilik” koydu.

-*-*-

Mesela günümüzde Türkiye’deki milliyetçi çıkışlar, Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” demeye başladı.

Elbette her “halkın”, kendi devletini kurma, self determinasyon hakkı dediğimiz haktan yararlanması söz konusudur.

Ve kimse, Kıbrıs’ta, “egemen eşit iki devletli çözüm”ü savunuyor diye suçlanamaz ve cezalandırılamaz!

Ama, bunu tam tersi, yani federal çözümü savunanlar, ne yazık ki ya cezalandırılır, ya sindirilir, ya korkutulur ya da gerekirse öldürülür.

Öldürme rakamlarını abartmamakta fayda vardır ama “hiç öldürme yoktur” demek de kesinlikle yalandır!

-*-*-

Peki, neden “sol”, “sağ” tarafa ceza vermek istemez ama “sağ” taraf, illa ki “şiddet”ten yanadır?

-*-*-

Bu sorunun çok ciddi sosyolojik yanıtları vardır ve beni aştığını rahatlıkla söyleyebilirim.

-*-*-

Ancak görünen köy kılavuz istemez!

Kıbrıs’ta “sağ” diyebileceğimiz siyasi çevrelerin savunduğu “çözüm modeli” ya da “modelleri”, akıl dışı, mantık dışı ve realite dışıdır.

Haliyle, “sol” çevrelerin daha akılcı, daha mantıklı ve daha gerçekçi taleplerini “bertaraf” etmek kolay olmayacağı için; “düşünceyi” değil, “düşüneni” yok etmeye, yenmeye çalışmak, zaten kökeninde “ırkçı – faşist ve insanlık düşmanı” duyguları barındıranlar için çok daha kolaydır.

-*-*-

Federal çözümü savunmak şu anda suçtur!

Türkiye’nin her hangi bir siyasetini eleştirmek daha büyük suçtur!

-*-*-

“Sol” kesim, “sağ” kesime, “be arkadaşlar, egemen – eşit iki devletli çözüm imkansızdır, sebebi veya sebepleri de şudur, şudur ve de şudur” demeye çalışır…

-*-*-

“Sağ” kesim ise “sol” kesime, “atın bunu işten, bu haindir, bu Rumcudur, bu Rum sevicidir” gibi çağdışı deli saçmalıkları ile saldırır.

-*-*-

Cumhurbaşkanı tatildeydi…

Şezlong üzerinde uyurken fotoğrafını da gördük; kendi paylaştığı romantik fotoğrafları da…

Hiç sorun yok…

24 saat, 7 gün, 52 hafta tatil yapsa da bir sıkıntı olmaz…

Çünkü mevcut cumhurbaşkanı şu anda “hükümsüz”dür!

Türkiye’den gelen talimatları okur ve yayınlar…

Hatta okumadan da yayınlayabilir…

Abidik gubidik kabullerde bulunur…

Köyleri ziyaret eder…

Tek bir uluslararası ziyareti, tek bir teması, tek bir mütekabil sohbeti yoktur…

-*-*-

Başbakan ne yapar?

Efendim muhteşem davul çaldığını gördük…

Gerçekten kulağı mükemmel…

Başbakanın iyi bir davulcu olması, modern bir toplumun övünmesi gereken bir şeydir.

Ama içinde bulunduğumuz kötü durum, cumhurbaşkanının tatil yapması veya başbakanın davullu görüntülerinin yayınlanması için uygun değildir.

-*-*-

Tatil gitmesin mi?

Gitsin ama tek bir fotoğraf karesi yayınlamasın…

Davul çalmasın mı?

Çalsın ama bunu yaparken dikkat etsin…

Kamuoyu ile paylaşılmaması gereken durumlardır bunlar…

-*-*-

KKTC’de “sol” muhalefettedir…

“Sağ” ise gördüğünüz gibi ya Türkiye’nin verdiği talimatlarla Kıbrıs siyaseti güdüp, tatilde, saçma – sapan kabullerde ve köy gezilerinde zaman geçirmektedir ya da davul çalmaktadır.

Ve toplumun artık boğazını aşmış sorunları çözümsüzdür.

-*-*-

Hem toplumun sosyal ya da ekonomik sorunları çözülmeli; hem de Kıbrıs sorununda “çözümden kaçan taraf olunmamalı, federal çözüm zemininden asla uzaklaşılmamalı” diyorsunuz, onlar ne diyor?

“… Rum seviciler, Rumcular, hainler…”

-*-*-

Peki gerçek hain ya da hain aranacaksa ki buna gerek yoktur; o hainlerin nerede ve kim oldukları bence çok nettir!

Bilmem anlatabildim mi?


En büyük test!

TC Devleti, camiye gidip iki rekat namaz kılan her çocuğa bisiklet hediye etti mi?

Etti!

Güney’de Kilise aynı şeyi yapsa, eleştirecek miydik?

Evet eleştirirdik!

Modern toplumlarda, laik demokrasilerde bu tür “dinci” aktiviteler olmamalıdır.

-*-*-

KKTC’de, bir köyümüzde Kuran Kursu düzenlendi.

Ve bu kursta, çocuktan çocuğa, sonra çocuktan aile fertlerine koronavirüs bulaş patlaması yaşandı!

Bunu bir test ya da sınav olarak kabul edelim.

-*-*-

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, iki hafta sonra ilk ve orta dereceli okulları yüz yüze eğitime başlatıyor.

Bakan ve bakanlığın bu konuda son derece titiz çalıştığı ve çok istekli olduğu ancak bunun da ötesinde “iyi niyetliliği” gözden kaçmamalı.

-*-*-

Ancaaaak; toplum ve de bazı veliler ciddi endişe içerisindedir…

PCR testlerinin paralı olması; 21 günde bir yapılması zorunluluğu gibi gelişmeler, çok ciddi anlamda gerginlik yaratmaktadır.

-*-*-

Daily Mirror gazetesi dün manşetinde İngiltere’de okulların açılacak olmasını “en büyük test” başlığı ile verdi…

Bu durum, bizler için de kesinlikle en büyük sınavdır, en büyük testtir…

En küçük bir başarısızlık; en küçük bir takip sıkıntısı; en küçük bir ihmal “felaket” olabilir…

Ya da şöyle söyleyelim; Eğitim Bakanlığı ne kadar titiz isterse davransın, “hükümetin mevcut bitmiş, tükenmiş görüntüsü”, kimseye bu konuda “güven” vermemektedir…

-*-*-

Ne mi yapmak lazım?

Bakanlık eminim elinden geleni yapacak ama hükümetin mevcut görüntüsü, devletin çaresiz yapısı; sağlıkla – ekonomiyle – eğitimle ilgileneceklerine, her Allah’ın günü hamasi filmler döndürülmesi, ciddi endişemdir…

Ve en büyük arzum, artık bu lanet virüsün mutasyona uğrayıp, Dünya’yı terk etmesinden başka bir şey değildir…

Kısacası, tek kelimeyle; “korkuyorum!”…

Ve soruyorum: “Ya siz?”


ogrenciler.jpg

Avustralya’nın Victoria Eyaleti’ne bağlı Melbourne kentindeki McKinnon Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi ikizler Lucca ve Padua Beaves, Covid 19 tedbirleri gereği okullarına gidemiyor ve uzaktan eğitimi evlerinde sürdürmek zorunda kalıyor… 18 yaşındaki kardeşler, aşılarını da yaptırdılar… Ancak “kapanma”, yüz yüze eğitim almalarını ve arkadaşları ile buluşmalarını engelliyor… Uzmanlar, en az iki yıl okullarından uzak kalan öğrencilerin ülke geleceği adına ciddi sıkıntı olacağını belirtiyor… Umarım ve duacıyım bizde aynısı olmaz…  (FOTOĞRAF: EPA/JAMES ROSS AUSTRALIA)

Bu yazı toplam 1707 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar