1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. Gazze için Türkçe, Rumca Dizeler
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

Gazze için Türkçe, Rumca Dizeler

A+A-

Kıbrıslı şairler olarak Işık Kitabevi’nde Gazze için Türkçe, Rumca şiirler okuduk dün gece. Dünya Şiir Hareketi’nin çağrısıyla dünyanın dört bucağında gerçekleştirilen okumalara biz de dahil olduk. Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Blckbird Social, güneydeki Edebiyatçılar Birliği ve Barış Konseyi bu geceye katkı koyan örgüt ve kurumlar. Dayanışma gecesi için yazdığım açılış konuşmamı ve şiirimi paylaşmak istiyorum bu hafta.

“Ya açlıktan öleceksin ya da yiyecek almaya gittiğin zaman öldürüleceksin. Bir halkın karşı karşıya bırakıldığı ikilem bu. Bir halk için süresiz vur emri çıkarılmış durumda. Yeryüzünden silinmek istenen Filistin halkı gözlerimizin ta içine bakıyor şu an.

 Sayısız trajik hikayeyle dolu Gazze, çok uzağımızda değil. Yürek parçalayan görüntüler geçiyor ekranlarımızdan. Yıkıntılar arasında, çaresizlik içindeki insanların bir tas yemek için verdikleri mücadeleyi, bir tabak makarna alabildi diye bir çocuğun sevinç çığlıklarını izliyoruz. Bir kadın “toprak mı yedireyim çocuklarıma?” diye haykırıyor.  Her gün ölüm bir sayı olarak iletiliyor Gazze’den. Hava durumunu dinler gibi dinliyoruz bu sayıları. Bebekler, çocuklar, kadınlar, erkekler… Böylece tasnif ediliyor sayılar.

Sessiz bir soykırımın üzgün gözlemcileriyiz. İçimizde bir isyan yükseliyor. Hiçbir şey yapamamayı taşıyamıyor vicdanlarımız. Dünyanın dört bir yanında Gazze için sokaklara dökülen insanlar var. Biçimlendirmek istedikleri dünya için yeni hamleyi yapmaya çalışanlar, gözlerinde dolar işaretleri parlayanlar görmüyor, işitmiyor bunu. Sanki tüm dünya sokağa çıksa onların oyununu bozamayacak izlenimi veriyorlar. İnsanlar ölürken, insanlar açken savunma sanayi güzellemeleri dinliyoruz. Füzeler nasıl da akıllı, militarist planlar nasıl da zekice, hamlenin güzelliğine bak. Yıkacak olanların arkadaşları yeniden yapacak olanlar. Bir yerde bir savaş, bir yıkım varsa müteahhitler ellerini ovuşturmaya başlıyorlar. Düzenek böyle kurulmuş. Doğal gaz kaynakları, onların transfer edildiği boğazların kontrolü esas önemli olan. Halklar arasında da bir hiyerarşi var. Bazı halklar diğerlerinden daha önemli. Aslında bütün halkların kaymak tabakası önemli olan. Ekonomik planlama denen şey dünya nüfusunun yüzde onunun çıkarını nasıl kollarız meselesi. Bu post-truth, hakikat sonrası çağda sahte haberlerle kandırılıyor kitleler. Her türlü yalan ve manipülasyon geçer akçe.

Bölünmüş adamızın iki tarafından şairler olarak bir araya gelişimizin nedeni dünyanın çeşitli ülkelerinde bugün yükselen toplu şiir çığlığına katılmak. İki gün boyunca dünyanın çeşitli ülkelerinde şairler bir araya gelip şiirler okuyacaklar. Gazze için bu şiir maratonunda dizelerimizle kırmaya çalışacağız bu kalp parçalayan sessizliği. Dünyanın kirlenmiş politik atmosferine dünyayı bir bilgisayar oyununa çevirmiş, bir füze oyununun şehvetine dalmış kara kalpli, popülist politikacılara karşı şiirin gücüyle karşı durmaya çalışacağız. Dünyanın en çileli halklarından birinin yanında olduğumuzu haykıracağız.

Şiir dünyayı değiştiremez belki ama dünyayı değiştirmek isteyenlere yeni bir dünya hayali sunabilir. Şiir savaşı, kıyımı durduramaz belki ama bunun için mücadele edenlere dizelerle inanç katar, yol gösterir, yaratıcı seçenekler için ilham verir.

Dünya yangın yeri ve Gazze yaralı yerkürenin en çok ağrıyan yerlerinden biri. Buradayız Gazze, yanındayız diyoruz bu akşam. Kalplerimizden kopardığımız dizelerimizi sunuyoruz sana. Acını, açlığını, çaresizliğini hissediyoruz. En azından sessizliği kırmak niyetimiz. Buradayız, bizler de yanınızdayız demek istiyoruz yalnızca. Birlikte ağlayalım, birlikte isyan edelim diyoruz.

Bizler bölünmüş bir adanın şairleri Türkçe, Rumca dizlerimizi uçurmak istiyoruz sana. Birgün yeniden sokakların şenlensin, insanların ağız dolusu gülsün istiyoruz. Yanındayız Gazze.

HİÇ KİMSE

Neresi benim yerim

Topraktan sürüldüm

Denizde boğuldum

Gökyüzü bombalar verdi bana

Bir topraktan anne olur mu?

Hatıradan ev

Dilden kader

Aile albümümü arıyorum

yıkıntılar arasında

Sesim vardı eskiden

şarkılara yaraşan

Ellerim vardı

çamuru yoğuran

Hayalimde bir gülistan

Bana bir gövde vermişler

Bana bir nefes

Ülke diye bir kafes

Beni bir cinnetle evlendirmişler

Rüzgarımı kesip

güneşimi bölmüşler

Yalınayak kaçıyorum

yeni kaçışlardan

Bir sayı vermişler bana

Kederli bir halk adı

Şimdi kalbim aç

Şimdi çerden çöpten bir keder

Dikenden bir taç

Ruhumda patlıyor bomba

Taş fırlatıyorum hayata

Kaydını tutun ölümümün

Toprak üstünde yoksa bir yerim

bana bir yer açın toprak altında

Haber salın annemin yıldızına

 

Bu yazı toplam 2158 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar