Ersin Abi, şehitler ölmez vatan bölünmez mi?
Bilgisizliğin, cehaletin, uyduruk siyasetin, yalanların ve gösteriş merakının en büyük kanıtı, geçtiğimiz gün piyasaya sürülen Ersin Tatar ile ilgili videodur…
-*-*-
Elbette adam seçime hazırlanıyor ve tabii ki propagandası yapılacak…
Ama en basit şekliyle, koskoca cumhurbaşkanı çıkıp da tam hatırlamadığı bazı “konularda” hem ağlayıp hem de “yalan olabilecek” anı paylaşmayacak!
-*-*-
Efendim hem de çok basit bir yalan!
Basit veya büyük; sonuçta Tatar’ın, söz konusu videoda anlattığı ve 1983’te Londra’da trende giderken The Times’ın manşetinde okuduğu Kıbrıs Türk toplumu ile ilgili ifadenin doğru olmadığı kanıtlandı…
-*-*-
“Ben öyle hatırlıyorum” da diyebilir ama sonuçta ifadede bir “yalan” olduğu apaçıktır…
-*-*-
Ama, bu videoyla ilgili konuşulacak olan sadece The Times ile ilgili yalan ve sahte göz yaşları değil tabii ki!
Konuşulacak çok şey var!
-*-*-
Mesela, bu videonun masraflarını kim ödeyecek?
Maliye Bakanlığı bu konuda açıklama yapmak zorundadır!
-*-*-
Eğer bu videonun masrafı devletin kasasından ödenecekse; ödeyeni Allah bildiği gibi yapsın!
Bir vergi mükellefi olarak bu saçmalığa iznim yoktur!
Sonuçta seçim maksadıyla hazırlanmış bir video ya da belgesel; Tatar, cebinden ödesin!
-*-*-
Ve bir konu daha…
Diyoruz ya, “Tatar’ın Kıbrıs meselesinden haberi bile yok; hiçbir şey bilmiyor”…
-*-*-
Bu videoda, bir miktar bu konu da kanıtlanıyor…
Tatar, o dönemde Kıbrıs’a sadece mesafe olarak değil, yapı olarak da o kadar uzak ki; devletin yani KKTC’nin ilan edildiğini, bir gün sonra trende, başkasının satın aldığı gazeteden okuyarak öğreniyor…
-*-*-
Tamam o dönemde iletişim şu andaki kadar yaygın ve hızlı değildi ama emin olun, The Times ertesi gün manşet yapmışsa, bir gün önceki tüm haber bültenleri, bu konuya geniş yer ayırmıştı…
-*-*-
Ayrıca KKTC’de Tatar’ın ailesi de vardı…
Hiç kimse, ayrı devlet kurulmasına ağlayacak kadar tutkun bu adama bir telefon açıp da “Devlet kurduk be Ersin” demedi mi?
-*-*-
Ve cehaletin bir göstergesi daha…
İlgili videoda, “şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı kullanılıyor…
Bu slogan, Türk milliyetçilerinin, Türkiye coğrafyasında çok sık kullandığı bir slogan!
-*-*-
Videoyu yapanlar, yani Tatar’dan torba dolusu parayı kapanlar, her halde Tatar’ın da Ankara’daki ustalarının da “Kıbrıs’ı bölmek isteyenler” olduğunu hiç hesaba katmamış!
-*-*-
Tabii bu konu ayrıca Türkiye’nin “devletlerin bölünmez bütünlüğü” ile ilgili tutarsızlığının da kanıtıdır!
Türkiye, kendi devletinin bölünemez ama “bölünmezliğinin garantörü olduğu Kıbrıs’ın bölünebilir” olduğunu savunan tabiri caizse iki yüzlü ve tutarsız bir siyaset gütmektedir…
-*-*-
Ve bir konu daha…
Maraş!
Tatar, “Maraş bir Osmanlı toprağıdır” veya “geçmişte Osmanlı toprağıydı” diyerek, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet havasında olmasa da, sanki bu hayalet kenti şikar bir şekilde değerlendirdiğimiz ve bunu da kendisi başarmış endamındadır…
-*-*-
Maraş, elbette Osmanlı döneminde, bu devlete ya da tebaasına aitti de ondan önce Venediklilerin, Lüzinyanların, en gerilere gidersek Akalar, Yunan Dorları falan, onlarındı!
Eskiden Osmanlıydı demek çok ucuz!
-*-*-
Haaa çok geriye gitmeye de fazla gerek yok, çünkü bu kez cüce su aygırları ve cüce fillere kadar uzanabiliriz…
Hatta ilk evcil kediler de Kıbrıs’taymış!
Al sana turizm!
Avrupa Basketbol Şampiyonası “Eurobasket 2025”in C Grubu karşılaşmaları, Polemitya’daki Spiros Kiprianu Spor Merkezi’nde 28 Ağustos – 4 Eylül tarihlerinde düzenlenecek…
-*-*-
C Grubu’nda Kıbrıs, Yunanistan, İspanya, İtalya, Gürcistan ve Bosna Hersek yer alıyor…
-*-*-
Fileleftheros gazetesi diyor ki, “Kıbrıs, spor turizmi haritasına girecek, büyük bir fırsat”.
-*-*-
Binlerce kişi izlemeye gelecek…
Limasol bölgesi turist “gaynayacak”!
-*-*-
Haaa, bu turistler arasında biz de olacağız…
Bostancı’dan çık; Astromerit’ten devam et; Trodos kavşağını Limasol’a doğru doğru geç
20 – 25 dakika sonra salonu sol tarafta göreceksiniz…
Al sana turizm!
-*-*-
Biz mi?
Siddin sene önce devlet ilan etmişiz; ayrı – eşit ve egemen bir devlet…
O günden beri sadece ağlıyoruz!
Helal olsun Neofitu!
Eski DİSİ Başkanı, Milletvekili Averof Neofitu’nun, KKTC’deki Rum mallarını “gasp ettikleri” gerekçesiyle Güney Kıbrıs’ta yargılanan kişilerle ilgili söyledikleri bence dikkat çekicidir ve hatta doğru olandır.
-*-*-
Neofitu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bir radyo programında konuştu; bu konuşma gazetelerde geniş şekilde yer aldı…
-*-*-
Neofitu, “cezaevi binlerce ya da on binlerce gaspçıyla doldurulsa da göçmenlerin, geri dönüş arzusunun ve yeniden birleşme vizyonunun adalete erdirilemeyeceğini” söyledi…
-*-*-
Yani ne demek istedi?
Kuzey Kıbrıs’ta, Rumlara ait mülkler üzerine yatırım yapan, ev yapan, ağaç diken kim varsa, bunları toplayıp hapse atarak, o mülklerin sahibi olan Rum göçmenlerle ilgili sorunu çözemeyiz!
-*-*-
Neofitu “cezalandırma mantığı çözüm hedefine zıt” dedi ve ekledi:
“Göçmenleri, mal sahiplerini, çocuklarımızı ve torunlarımızı ancak Kıbrıs sorununa bir çözüm aracılığıyla adalete erdirebiliriz”.
-*-*-
Aylardır, yıllardır bütün anlattığım budur!
-*-*-
Şimon Aykut derhal serbest bırakılmalıdır…
Mahkum edilen iki kadın emlakçı ve bu konuda yargılanan kim varsa, serbest bırakılmalıdır…
-*-*-
Bu yapılanlar ortamı germekten başka işe yaramaz…
Haklısınız, değilsiniz meselesi değildir dile getirmek istediğim…
“Çözüme odaklanalım”dır…
-*-*-
Neofitu, “Tek bir barikat dahi açamazken, Holguin’in gidip BM Genel Sekreteri’ne ‘Kıbrıs’ta durum olumlu’ demesini mi bekliyoruz?” yorumunu da yaptı…
-*-*-
Helal olsun be gardaş!