Çocuklarımız Beceri Kazanıyorlar mı?
Okumak ve yazmak, insanlığın öğrenebildiği en önemli kazanımdır.
Ancak okuryazarlık becerisi, okur ve yazar olmaktan çok daha öte bir şeydir.
Okuryazarlık becerisi, okuduğunu gerçek yaşama uyarlayabilmedir. Okuduğunu anlamlandırmadır. Bu nedenle de mutlaka bir bilgi düzeyi içerir.
Okur yazarlık becerisini kazanmış öğrenci, okulda ve okul dışında başarı sağlayabilendir. Bilim okuryazarlığı, teknoloji okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, kent okuryazarlığı, çevre okuryazarlığı, finans okuryazarlığı bu alanların sadece birkaçıdır.
Örneğin Teknoloji okuryazarı değilseniz cep telefonunuzu tam anlamıyla kullanmıyorsun demektir. Finans okuryazarı değilseniz geleceğinizi planlamada ciddi sıkıntılar yaşama ihtimaliniz vardır demektir. Ya da bilim okuryazarı değilseniz olayları bilimsel ilkelere göre açıklayamıyor bu nedenle de dogmatik bilgilere mahkum oluyorsunuz demektir.
Peki bizim eğitim sistemimiz öğrencilere okuryazarlık becerisi kazandırabiliyor mu?
Mesela okul öncesi dönemdeki çocuklarımız;
- Resim, müzik, drama ile kendini ifade edebiliyorlar mı?
- Sıra bekleme, oyuncak paylaşma, işbirliği kurma, oyunu kurallara göre oynama becerisini gösterebiliyorlar mı?
İlkokul kademesindeki öğrencilerimiz;
- Akıl yürütebiliyorlar mı?
- Olaylar karşısında neden-sonuç ilişkileri kurabiliyorlar mı?
- Öykü yazma, grupça tartışma, empati kurma, yardımlaşma, çevre bilinci gibi tutumlar kazandılar mı?
Ortaokullardaki öğrencilerimizi;
- Fikirleri sorgulayarak, karşılaştırmalar yapabiliyorlar mı?
- Görüş belirterek, saygılı tartışma ortamları kurabiliyorlar mı?
- Öz güven sahibi mi?
- Sağlıklı bir şekilde dijital iletişim becerisi, sosyal medya etiği kazandı mı?
Liselerdeki gençleriniz;
- Topluluk önünde konuşma, yaratıcı fikirler ortaya çıkarma, dijital üretkenlik gibi konularda aktif mi?
- Zorluklarla başa çıkma, stres yönetimi becerileri kazandı mı?
- Kariyer planlama, öz disiplin, umut ve hedef belirleme bakımından ufku açık mı?
Genellikle zihnimizde oluşturduğumuz başarı kriterlerimiz yukarıdakiler olduğunu söylemek zor. Ne yazı ki beceriler yerine kağıt üzerindeki soruları çözüp sınavlardan tam puan alması en önemli başarı kriterimiz olmaya devam ediyor.
Yarattığımız sistem; dil bilgisi kurallarını tüm detaylarına kadar öğretiyor ama kitap okutmuyor. Şiir yazmanın hazzı ile buluşmamızı sağlamıyor. Zeki insanların hayallerine ortak olmayı, bilim insanlarının fikirleri arasında dolaşmayı, gördüklerimize, duyduklarımıza, okuduklarımıza eleştirilen bakabilmeyi, öz güvenli, öz disiplinli olmayı sağlamıyor.
2025’in hızla değişen dünyasında çocukların yalnızca akademik başarıya değil, aynı zamanda yaşamla başa çıkma becerilerine de sahip olma zorunlulukları vardır.
Eğitim sistemi sadece bilgi aktarmakla sınırlı olmamalıdır.

Anlayana Gülmece
Yakından Görebilir Miyim?
Üst üste gelen on ikinci hezimetten sonra teknik direktör oyuncularını toplar ve şöyle der:
- Sanıyorum, her şeye en baştan başlamalıyız... Şimdi, kolumun altında duran bu şey toptur...
Arka sırada duran bir oyuncu konuşmayı kesti:
- Bir kere yakından görebilir miyim?
Bir Tavsiye
Çocuğunuzun görebileceği ve kolayca alabileceği bir kitap köşeniz olmalı. Vitrinlerinizi süs eşyaları doldurabilirsin ama en az bir köşesini kitaba ayırmalısınız. Böylece çocuğunuzun büyüme sürecinde kitaplara yabancı kalmamasını sağlamış olursunuz.
Okumuş muydunuz?
Cücelerin gölgesi uzamaya başlamışsa, Güneş batıyor demektir.
Çin Atasözü







