"Bu harita Eroğlu'nun haritası"
“Hiçbir koşulda masaya harita getirmedik. Mülkiyetin çözümüne dair kriterler ortaya koyduk ve bu kriterleri anlatan örnekler üzerinde konuştuk”
Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum yönetimi)’ne yakın önemli diplomatik kaynaklar, dün, bir grup Kıbrıslı Türk gazeteci ile bir araya geldi.
‘HARİTA YALAN’
• "Eroğlu rüyamızda dahi görmediğimiz bir harita çizdi; çünkü masaya hiç harita koymadık, Eroğlu sırf seçim kazanmak için Kıbrıslı Rumlar'ın da beklentilerini yükselten sinsi bir hareket ve kışkırtmacılık içinde."
‘İLK GELİR 2022’DE’
• "Kıbrıslı Türkler’in ülkenin kaynaklarında hakkı var. Ancak doğal gaz sondajı başarılı olsa dahi gelir anlamında ilk geri dönüş 2022’de olacak. O yıla kadar Kıbrıs sorununu çözmek ve kaynakları birlikte kullanmak mümkün…”
‘30 ARALIK’ KRİTİK TARİH
• “Barbaros gemisi Limasol'dan 40 kilometre uzakta ve buradan ayrılmadığı sürece Kıbrıslı Rum liderliğinin masaya dönme ihtimali yoktur. 30 Aralık’ta Türkiye’nin ilan ettiği Navtex’in süresi doluyor. Masaya dönülebilir.”
‘BARİKATLAR’IN KAPANMASI İSTENDİ
• “Ulusal Konsey toplantısında barikatların kapatılması ve geçişlerin sonlanması ayrıca Kıbrıslı Türklere pasaport ve vatandaşlık işlemlerinin de askıya alınması belirli bir azınlıkça önerildi, ancak Anastasiadis bunu kesin bir dille reddetti”
‘ÇÖZÜM İSTEYEN LİDER’
• “Kıbrıslı Türk lider gerçekten çözüm istese Türkiye bu iradeye karşı gelmez. Dünden bugüne masada % 70 yakınlaşma var. Anastasiadis’in çözüm iradesini ispata ihtiyacı yok çünkü bunu Annan Planı referandumunda gösterdi.”
PAYLAŞIMDA ‘NORVEÇ’ MODELİ
• “Doğal gazın amacı gelecek nesillerin refahıdır ve 2022'den söz ediyoruz, çözümle birlikte bu kaynaklar paylaşılacak, Kıbrıslı Türkler de hakkını alacak. Doğal gazın paylaşımı için Norveç modeli iyi bir örnektir.”
Cenk MUTLUYAKALI
Kıbrıslı Rum önemli bir diplomatik kaynak, bugüne kadarki görüşmelerde masaya hiç harita sunulmadığını söyledi, kuzeyde kamuoyuna yansıtılan iddiaların ancak “Eroğlu’nun Haritası” olabileceğini savundu.
"Hiçbir koşulda harita vermedik. Mülkiyetin çözümüne dair kriterler ortaya koyduk ve bu kriterleri anlatan örnekler üzerine notlar paylaştık" diyen Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’ne (Rum yönetimi) yakın diplomatik kaynak, "Eroğlu rüyamızda dahi görmediğimiz bir harita çizdi; çünkü masaya hiç harita gelmedi, Eroğlu sırf seçim kazanmak için Kıbrıslı Rumlar'ın da beklentilerini yükselten sinsi bir hareket ve kışkırtmacılık içinde" yorumunu yaptı.
Kıbrıslı Rum yönetimine yakın önemli bir diplomatik kaynak, dün, bir grup Kıbrıslı Türk gazeteci ile bir araya geldi, son gelişmeleri değerlendirdi, sorularımızı yanıtladı.
2022’den söz ediyoruz!
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yle ‘önemli bir sürecin’ başladığını belirten Kıbrıs hükümetine yakın kaynak, “New York’taki uzlaşmaların ardından, Türkiye’nin Kıbrıslı Türk liderliğince de teşvik edilen Barbaros adımı kriz yarattı. Eide, ‘ortak anlaşma’ dışına çıkılmasına izin vermeyen, köprü kurucu önerilerle müzakereleri hızlandıran bir yaklaşım sergiliyordu ve umutluyduk, kriz beklemediğimiz adımdı” dedi.
“Kıbrıslı Rum liderliği müzakereleri sonlandırmadı, askıya aldı, ancak Barbaros gemisi ve Türkiye’nin bölgedeki sismik araştırması çalışması sonlanmadan masaya yeniden dönüş mümkün değildir” diyen Kıbrıslı Rum kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıslı Türkler’in de ülkenin kaynaklarında hakkı var. Şu da biliniyor ki, doğal gaz sondajı başarılı olsa dahi gelir anlamında ilk geri dönüş 2022’de olacak. O yıla kadar Kıbrıs sorununu çözmek ve kaynakları birlikte kullanmak mümkün... Doğal gazın amacı gelecek nesillerin refahıdır ve 2022'den söz ediyoruz, çözümle birlikte bu kaynaklar paylaşılacak, elbette birlikte paylaşılacak, Kıbrıslı Türkler de hakkını alacak. Doğal gazın paylaşımı için Norveç modeli iyi bir örnektir.”
“Türk lider gerçekten çözüm isterse Türkiye bu iradeye karşı gelmez” diyen Kıbrıslı Rum yetkili, eğer masaya yoğunlaşılırsa, dünden bugüne % 70’e varan yakınlaşma olduğunun görüleceğini söyledi.
“Çözüm iradesine sahip Kıbrıslı Türk lidere ihtiyaç var” diyen diplomatik kaynak, “Anastasiadis’in çözüm iradesini ispata ihtiyacı yok çünkü bunu Annan Planı referandumunda gösterdi” diye konuştu.
30 Aralık kritik tarih
“Barbaros gemisi Limasol'dan 40 kilometre uzaktadır ve buradan uzaklaşmadığı sürece hiçbir koşulda Kıbrıslı Rum liderliğinin masaya dönme ihtimali yoktur” diyen Kıbrıslı Rum liderliğine yakın kaynak “30 Aralık’ta Türkiye’nin ilan ettiği Navtex’in (Kara sularındaki harekete dair seyir duyurusu) süresi doluyor. Ne olacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Türkiye eğer gemilerini çekerse, müzakere masasına yeniden dönmek ciddiyetle ele alınacak. Ancak görüştüğümüz tüm uluslar arası aktörler, Eroğan’ın ne yapacağının ön görülemeyeceğini söylüyor. Platform da kurulabilir. Endişemiz bu yöndedir. Türkiye'yi kimse durduramadı, 20 Ekim'de geldi. Amerika ve İtalya önemli çaba harcadı ancak Türkiye geldi. Şimdi ne olacak, izleyeceğiz. Türkiye'nin bu adımının Kıbrıslı Türkleri’le ilgili olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye 1982 Deniz Hukuku'na yönelik Uluslarası Anlaşma'ya imza atmadı. Ama örneğin Azerbaycan ile yaptığı anlaşmada kara sularındaki ortak çizgiyi belirledi. Oysa Türkiye ile kuzey arasındaki anlaşmada 'orta çizgi' falan yok, Türkiye kara sularının dörtte üçünü aldı, dörtte birini kuzeye bıraktı. Erdoğan bu adımı Türkiye'nin bölgedeki sorunlarına karşı bir güç gösterisi olarak atıyor. Yoksa araştırma yaptığı bölgede gaz bulma ihtimali de zaten mevcut değil”
New York’ta neler oldu?
‘Müzakere’ sürecinde 4 Ekim tarihinde New York’ta yaşananlarla ilgili de bilgi veren kaynak, ciddi ilerleme beklenen bir aşamada ‘kriz’ çıktığını savundu.
“Eide'ye 3 saatlik görüşme oldu. Görüşmelerin nasıl başlayacağı konusunda anlaştık” diyen kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eide her iki tarafı dinleyerek 'köprü kurucu öneriler' yaptı ancak bu hakemlik anlamına gelmeyecek ya da bağlayıcı olmayacaktı, liderler de mesafeyi daraltan görüşmeler yapacaktı. İlk aşamada çift konular 'mülkiyet' ve 'yönetim' olacaktı, ancak ana konu olmamasına rağmen 'toprağın bir yönü' de ele alınacaktı. Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’nin kendilerine ‘çözüme hazırız’ mesajı verdiğini iletti. Tüm bu olumlu gelişmelerin ardından Kıbrıs’a dönüşte Türkiye’nin navtexi ile karşılaştık.”
Kıbrıslı Rum kaynak, müzakerelerin durmasının sadece Eroğlu'na ve çözüm istemeyen adanın iki yanındaki kesimlere hizmet ettiğini ifade ederek, BM Özel Danışmanı Eide’nin bir süredir krizin aşılması için Türkiye'ye yönelik çalışma yaptığını da anımsattı.
‘Barikatların kapanması da istendi’
Türkiye’nin adımına karşı müzakerelerin askıya alınması öncesi ‘Ulusal Konsey’ toplantısında farklı önerilerin de gündeme geldiğini anlatan Kıbrıs Rum hükümetine yakın kaynak, “Başkan Anastasiadis, Kıbrıslı Türkleri olumsuz etkileyecek bir karar alınmaması yönünde tavır sergiledi” dedi.
“Barikatların kapanması ve geçişlerin durdurulması, Kıbrıslı Türklere pasaport verilmesi sürecinin yavaşlatılması”gibi önerilerin küçük de olsa bir ‘azınlık’ tarafından gündeme taşındığını belirten kaynak, “Bu öneriler destek bulmadı” şeklinde konuştu.
‘Suudi Arabistan Büyükelçilik açacak’
Kıbrıslı Rum kaynak, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerde Türkiye’nin izleyeceği stratejinin önemine de işaret ederek, “Eroğan'ın İslam dünyasındaki liderlik iddiası Mısır, Suudi ve diğer bazı İslami ülkelerin de rahatsızlığı ile başarılı olamadı. Türkiye uluslar arası ilişkilerini yeniden yapılandırmak durumundadır. Bu krizi büyütmek, Türkiye’ye ye dünyada itibar kazandırmaz, Kıbrıs’a da yararı olmaz. Suudi Arabistan, Kıbrıs’ta 1960'ta açtığı büyükelçiliği 1974'te kapatmıştı, bir ay önce büyükelçilik için yeniden kapımızı çaldı. Yani Türkiye, izlediği strateji ile Müslüman ülkelerle dahi sorun yaşıyor” iddiasında bulundu.