Sevgili Tahsin Abi; ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?

Eminim Kayseri beraberliği seni çok üzmüştür...

-*-*-

Bu üzüntüden de olsa gerek, Avrupa Birliği’ne saldırıp rahatlamaya çalışmanı anlayışla karşılıyorum...

-*-*-

Ama, yıllardır çizgisini, duruşunu asla değiştirmemen itibarıyla sana duyduğum saygıyı da belirterek, bir rica eklemek istiyorum...

-*-*-

Değerli Abim, bırak Avrupa Birliği’ni, bir de lütfen Türk Birliği’ne bak!

Ricam budur!

-*-*-

Sen futbolcu geçmişi, spor kulübü yöneticiliği ve başkanlığı yapmış birisin; maç satmayı, takım satanları iyi bilirsin ve sevmezsin...

-*-*-

Ne yaptı bu Türki Devletler bize?

Niye bir tekiniz bu konuda en küçük açıklama yapamıyorsunuz?

Hadi ötekileri geçtim, pek bir şeyden anlamadıklarını sen de iyi biliyor ve şu anda bu satırları okurken bıyık altından dalga geçip gülüyorsun ama ne olur sen olsun, tarihte bize en büyük kazığı atan – bizi satan – Avrupa Birliği ile “yatan” bu Türki devletlere bir şey söyle!

-*-*-

Mesela, bunların Ak Sakallılar mıdır nedir, o efendileri, KKTC’de toplanacakmış...

Abi ayıptır!

Abi bundan daha ciddi bir ahlaksızlık olamaz!

-*-*-

Yani ayıptır söylemesi ama hani diyorsun ya “Avrupa Birliği kötüdür...” iyi tamam da, en yakınımız olanlar gidip bizi bu Avrupa Birliği’nin kötüleriyle aldatıyor; tabiri caizdir - affedersin ama boynuzlatıyor; sonra gelip bizim evimizde bize “yılışıyor” gibi bir durum söz konusu!

-*-*-

Yani sorry bardon be Abi ama “aldatan, gelecek ve bana şirinlik yapacak”...

“Asla müsaademiz yoktur” demek lazım diye düşünmekteyim hatta bundan eminim!

-*-*-

Hasss....in gidin demeyecek miyiz?

Bu nasıl bir aşktır Abi?

Yani daha fazla açmak, daha derin yazmak, porno veya kadın satıcılığı makamından çalmak istemem ama gerçekten bundan büyük bir utanç olamaz!

-*-*-

Bizi aldattılar, boynuzladılar, boynuzlattılar ya da her neyse!

Üstelik en büyük düşmanımız dediğin Avrupa Birliği ile!

Ve gelip, kendi evimizde, boynuzlarımıza cila sürmelerini mi kabul edeceğiz?

Ötekileri bilemem ama benim bildiğim Tahsin Abi, buna izin vermez!

-*-*-

Abi yapmayın!

Yazıktır, günahtır, ayıptır, ezikliktir, kötüdür, utançtır, şeref meselesidir!

Abi, s.....ler gitsinler, Avrupa Birliği ile sevişmeye devam etsinler!

Ama bizi bu kadar aşağılamaktan vazgeçsinler!

İzin vermeyin!

Karşı çıkın!

-*-*-

Yani “özür dileseler” diyecektim; o bile yok!

Rahat Uyu Papa Francis!

Katoliklerin Ruhani Lideri Papa Francesco ya da Papa Francis hayatını kaybetti...

Toprağı bol olsun...

Rahat Uyu Papa...

-*-*-

Kendisiyle ilgili “halkın papası” iddialı bir yığın haber ve yorum okuduk...

-*-*-

Sözü geçen biri miydi?

“Ruhani Lider” olmakla sözünün geçerli olmasını beklemek pek akla yakın gelmiyor bana...

-*-*-

Kaldı ki son olarak Ukrayna’da ve Gazze’de ne düşündüğünü defalarca söyledi ama her iki savaşta kanın durmasına engel olamadı!

-*-*-

Tabii şu da ayrı bir gerçek, Ukrayna’da iki Ortodoks ülke – Gazze’de ise Musevi – İslam savaşı vardı...

Yani Merhum Papa, savaşanların ruhani lideri değildi!

-*-*-

Dünya nüfusunun yüzde 30 civarını Hristiyanlar, yüzde 25 kadarını Müslümanlar, yüzde 15 kadarını Hindular oluşturur...

-*-*-

Yani yaklaşık 8,5 milyarlık Dünya nüfusunun 4,5 milyarı “tek bir Tanrı’ya inanır” ama “Peygamber”leri 600 kadar yıl arayla Dünya’ya gelmiştir...

-*-*-

600 yıl arayla ilk gelen Hz. İsa’dır...

Dünya nüfusunun en kalabalık grubu O’na inanır ama O’na inananlar da kendi içlerinde farklı mezheplere bölünmüştür...

Katolikler, Hristiyanların yarısıdır...

Protestanlar yüzde 35, Ortodokslar yüzde 13 ve diğerleri yüzde 2 kadardır...

-*-*-

Papa, Sunnni Müslümanlarla “en büyük dini grubu oluşturmak” adına yarışan Katoliklerin “Ruhani” Lideri olmanın ötesinde, Vatikan adlı devlet ya da devletçiğin de Başkanı falandır...

-*-*-

Öyle ya da böyle, çok saygın bir makamdır “Papalık” Makamı!

Ve çok da turistiktir!

-*-*-

İslam da iki büyük bir de küçük mezhebe ayrılır...

Mesela Vikipedi’ye göre İslam'da siyasi mezhepler, İslam tarihi boyunca, siyasi tartışmalar ve görüş farklılıkları sonucu ortaya çıkan mezheplerdir. İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir. Sünniler yüzde 83'lük kısmı, Şiiler yüzde 15'lik kısmı ve Hariciler ise yüzde 2'lik kısmı oluşturmaktadır.

Haliyle yukarıda da belirttiğimiz gibi Sunniler ile Katolikler en büyük iki gruptur...

-*-*-

Ha bir de şaka yapalım; İslam’da ayrıca “Kıbrıslılar” diye bir de apayrı mezhep söz konusudur...

Bunlar dine, Allah’a, kitaplara falan ister inanırlar ister inanmazlar!

İçerler, kumar oynarlar, mangal yakarlar, şeftali kebaba bayılırlar falan...

Günahsa günah, açıkça günaha girmekten çekinmezler ve öteki mezheplerden farkları da buradadır... Çünkü diğer mezhepler ya gizli günah işlerler ya da hiç işlemediklerini göstermek için dua edip, bir takım ibadetler sergilerler falan!

-*-*-

Evet; Papa öldü, ölmese bu yazı yazılmazdı...

-*-*-

Dünya, din savaşlarından çok çekti...

Ve Dünya, bu savaşlar neticesinde şekillendi...

-*-*-

Aynı dinde de mezhepler arasında çok savaşlar oldu, çok kan aktı; farklı dinler de bir birini kırdı!

-*-*-

Hatta, pek yazılmaz, söylenmez, çok gizlenir ama Dünya tarihindeki en büyük soykırım veya en büyük katliamlardan biri; Türkleri Müslüman yapmak için gerçekleştirilen savaşlarda yaşandı...

Türkler, Müslüman yapılmak için çok ciddi Arap saldırıları ile karşı karşıya kaldı...

-*-*-

Türk Tarihi’nde “Nasıl Müslüman olduk?” sorusu ile ilgili bölümde en fazla anlatılan, “... Türkler, Çinlilerle savaşırken, Araplardan destek almış... Aaaa bir de bakmışlar ki bu Arapların dini muhteşem; hemencecik onlar da Müslüman oluvermiş” gibi masallardır!

-*-*-

Ama ilgilenen herkes çok iyi bilir ki Dünya tarihinin en kanlı katliamları arasında, Talkan ve Curcan katliamları gelir...

Bazı kaynaklara göre öldürülen Türk erkek sayısı 100 binden fazladır...

Hatta bazı kaynaklara göre, 4 fersah (24 kilometre) uzunluktaki bir yola, sağlı sollu 40 bin Türk erkeği öldürülüp asılmıştır!

-*-*-

Yani, Ermenilerin “katliam” dediği ve Türkleri suçladığı ya da bizim Kıbrıs’ta “katliam” diyerek Rumları suçladıklarımız; Türkleri Müslüman yapmak için Arapların yaptığı katliamlarla kıyaslandığında; 12 tekerlekli ağır yük taşıyan bir kamyon ile bir bisiklet arasındaki büyüklük farkı ortaya çıkabilir!

-*-*-

Ve günümüzde ne yazık ki – mesela “iltica edilen, göç edilen, Hristiyan devletler tarafından yönetilmeyen tek bir Müslüman devlet bulmak çok zordur!”

-*-*-

Kimse de Müslümanların bir olmasını, birlik olmasını istememektedir...

En acı da budur...

Bugün Müslümanlar, bir çok noktada bir birilerini öldürmekte; birlik olamamanın neticesinde de Gazze’de yaşananları en üst seviyede savunmak bile, Katoliklerin Ruhani Lideri’ne kalabilmektedir...

-*-*-

Evet; Papa Francesco ya da Papa Francis 88 yaşında öldü...

Sadece ve sadece Gazze’de yaşananlarla ilgili dile getirdikleri nedeniyle bile, kendisine “Rahmet” dilemeyi, bir (Nonpracticing) Müslüman olarak görev kabul ediyorum...

Huzur içinde uyu Papa Francis!