1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği kesti!"
"Bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği kesti!"

"Bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği kesti!"

Mali çıkmaz içine sokulan ve iflasın faturasının da çalışanlara kesilmek istendiği Kooperatif Merkez Bankası iştiraklerinde kriz büyüdü. Koop-Süt, Zirai Levazım Koop ve Binboğa Yem Fabrikası çalışanlarının maaşları hâlâ ödenmedi.

A+A-

Serap ŞAHİN

Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd. (Koopbank) iştiraklerinden Koop-Süt, Zirai Levazım Koop ve Binboğa Yem Fabrikası çalışanlarının özlük haklarına yönelik yapılan dayatmalar ve maaşların ödenmemesi krizi büyüyerek devam ediyor.

Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu, Başbakan Yardımcılığı müsteşarları ve mukayyitlik dün yaptığı toplantıda, ilk etapta maaşları eksik ödeme ve 45 sigorta emeklisini işten durdurma kararı aldı. Bunun yanında tasarruf tedbiri çerçevesinde hazırlanan ve çalışan haklarını budayan 8 maddelik dayatma paketinin de masada olduğu öğrenildi.

Yönetim Kurulu’nun istifası sonrası, siyasi atamalardan oluşan Koopbank, tüzüğün öngördüğü atamaları yapmayarak Binboğa’yı kayyum yönetimine devretti ve açıkça suç işledi.

Koalisyonun küçük ortağı Demokrat Parti (DP) tarafından yönetilen Binboğa Yem Fabrikası'nın emekçileri, yaşadıkları mağduriyeti YENİDÜZEN’e anlattı.

Binboğa çalışanları, maaşlarını alamadıkları, sosyal yatırımlarının yapılmadığı ve özlük haklarının gasp edilmek istendiği gerekçesiyle isyan etti. Kimisi çocuklarının bisiklet hayalini erteledi, kimisi gözyaşları içinde doktora gidemediğini anlattı. Yıllardır bu kurum için fedakârlık yaptıklarını vurgulayan emekçiler, Demokrat Parti’nin (DP) kötü yönetmesinin bedelini kendilerine ödetilmek istendiğini belirterek “Biz üretiyoruz, dilenci değiliz” dedi. Çalışanlar, hükümete ve yetkililere “işçiyi değil, yolsuzluğu sorgulayın” çağrısı yaptı.

YENİDÜZEN’e konuşan KOOP-Sen Başkanı Mehmet Ali Güröz, Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu’nun, Başbakan Yardımcılığı müsteşarları ve mukayyitlikle birlikte toplantı yaptığını, toplantıda çalışanlara maaşların eksik ödenmesine ve buna şart olarak sosyal sigorta emeklilerinin işten durdurulmasına karar verildiğini açıkladı.

Binboğa Yönetim Kurulu’na Kooperatif Merkez Bankası tarafından görevlendirilen Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Yerli ise çalışanların maaşlarının ödenmesi için her türlü çabanın gösterildiğini ve bu hafta içerisinde mutlaka ödemelerin gerçekleşeceğini açıkladı.

Sekiz maddelik dayatma listesinin kendisinin değil, daha üst seviyelerin gündeminde olduğunu belirten Yerli, “birimlerin sürdürülebilirliği için yeni düzenlemelerin şart olduğunu” vurguladı. Yerli, topu hükümete attı “Siyasetin kararına bağlı olan düzenlemelere karışmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Binboğa Yem Fabrikasını ziyaret eden ve çalışanların sorunlarını dinleyen Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın da yönetim kurulunun istifa etmesiyle oluşan boşluğun yasalara aykırı şekilde kayyum atamasıyla doldurulduğunu söyledi.

Barçın, “Hükümet gereğini yapmıyor, orada diktatör gibi kayyumla yönetmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Kayyum Haluk Yerli’nin toplu sözleşmeyle belirlenmiş maaşların ödenmesine engel olduğunu belirten Barçın, “Bu sürecin adı diktatörlüktür, faşizmdir” dedi. Yasanın öngördüğü atamaların bir an önce yapılması gerektiğini vurgulayan Barçın, “Kayyum, maaş ödememe hakkını kendinde göremez” diye konuştu.

 

BİNBOĞA ÇALIŞANLARI YENİDÜZEN’E KONUŞTU:

1-vehbi-ozerem-001.jpeg

Vehbi Özerem: “Kötü yönetimin bedelini çalışanlara ödetmek istiyorlar”

“1987 yılından bu yana burada çalışıyorum. Geçmiş dönemlerde de bankayla bir bütündük. Binboğa, Koop Süt ve Zirai Levazım’da hiçbir zaman maaşların ödenmediği olmamıştı. Tarihinde bir ilk yaşıyoruz. Bu kötü yönetimlerin suçudur. Gelinen noktada bunu yalnız çalışana yükleyip de 13’üncü maaşın verilmemesi, hayat pahalılığının kaldırılması gibi özlük haklarımızdan tavizler verilmesi isteniyor. 3 ay önce zaten bir takım özlük haklarımızdan feragat ettik ve kesintiler oldu. 8 maddelik dayatma getirildi ona göre maaşların ödeneceği söylendi. Gelinen noktada personelin suçu varmış gibi bize dayatma getirildi ‘Ya bunları kabul edersiniz ya da maaşlar ödenmez’ denildi. Sendikamızın verdiği haklara rağmen ‘Emekliler durdurulsun’ deniliyor. Kötü yönetimin bedelini çalışanlara ödetmek istiyorlar. 8 maddelik prosedür onlara uygulanmadı neden bu ayrım yapılmak isteniyor?”

 

2-talip-keskiner-001.jpeg

Talip Keskiner: “2017’de atanan vasıfsız insanların bizi yönetmesinden dolayı bu noktaya geldik”

“13 senelik personelim. Sabahları 04:00’de kalkıp İskele’den gaz almak için uğraşıyoruz. Günü geliyor akşamlara kadar çalışıp mesai talep etmeyen insanlarız. 2017’de atanan vasıfsız insanların bizi yönetmesinden dolayı bu noktaya geldik. İlk geldiğimizde muhasebeden duyardım döviz cinsinden de hesabımız vardı ve biz onlarla hammadde alıyorduk. TL hesabının da sadece faiziyle bile 120 personelin maaşını ödeyebilecek durumdaydık. Hiçbir yere borcumuz yoktu. Ayın 26’sında ödendiğimiz günler bile olurdu. Bunların hepsi 2017 yılından önceydi. Bugün oldu hala maaşlarımızı alamadık. Para almamamıza rağmen işimizin başındayız. Benim şahsi fikrim buraların birilerine peşkeş çekileceği yönünde. Daha önce de 4 defa benzer maddelerle dayatmalar yapıldı, sırf bu kurum ayakta kalsın diye feragat ettik. Ne kadar kabul ettiysek, talepleri bitmedi. 1 senedir sigortamız, ihtiyat sandığımız yatmıyor. Maaşlarımız her ay bir karın ağrısı. Çocuğum bisiklet istiyor, maaşıma güvenip de alamıyorum. Hükümet bizi terk etti, umurları bile değil. Derdimizi bile dinlemediler. Başbakan Ünal Üstel’in buraya gelip bizi dinlemesini ve haklarımızın verilmesini talep ediyoruz. Biz evimize ekmek götürmek istiyoruz.”

 

3-ramazan-sonmez.jpeg

Ramazan Sönmez: “Kimse 3 maymunu oynamasın” 

“20 yıla yakındır buraya hizmet veriyorum. 2016’ya kadar her şey düzenli olarak gidiyordu. Demokrat Parti’nin yönetimi alması sonucu sıkıntılar başladı. Sosyal yatırımlarım 1 yıldır yatmıyor. Benim iki çocuğum var onların geleceğini nasıl kuracağım bilmiyorum. Çok zor durumdayız. Kooperatif Merkez Bankası bize yardımcı olmalı. Kimse 3 maymunu oynamasın.  İşletmelerin bu hale gelmesi çalışanlara dayatılamaz. İşçilerin suçu yoktur. ‘Maaşınızı vereceğiz ama 8 maddeyi kabul edeceksiniz’ diyorlar. Öyle bir dünya yoktur. Yetkililere buradan sesleniyorum, gelsinler ve bu olayı çözsünler. Uzaktan seyretme ile olmuyor.”

 

4-ibrahim-kargili.jpeg

İbrahim Kargılı: "Hükümetin derhal buna çare bulması gerekir"

“Yaklaşık 30 yıldır buradayım. İlk defa böyle kötü bir yönetimle karşı karşıya kaldık. Maaşlarımız, sosyal yatırımlarımız yapılmıyor. Üstüne haklarımızla ilgili 8 maddelik dayatma getiriliyor. Şu an öyle bir durumdayız ki evimizin elektriğini ödeyemez, ekmek götüremeyecek duruma geldik. Hükümetin derhal buna çare bulması gerekir.”

 

5-saffet-gulakdeniz-001.jpeg

Saffet Gülakdeniz: “Bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği de kesti”

“Geldiğimiz noktanın tek sebebi DP yönetimidir. Burası güçlü bir kurum olduğu için çöküş ilk anda başlamadı yavaş yavaş oldu. DP yönetimi tamamen partizanca ihaleler, partizanca ödemeler, hak yemelerle ve bunun gibi kurumu yıpratacak birçok davranışta bulundular. Burası üreten ve malını satan bir kurumdu. Yemlere yıllarca artış yapmadılar. Yetkili arkadaşların defalarca uyarmasına rağmen hiçbir girişim yapılmadı. Bilerek zararına yem satıldı. Kasalar boşalınca iş bu noktaya geldi. Bedelini işçiye ödetmeye çalışıyorlar. Biz defalarca özlük haklarımızdan da maaşlarımızdan da fedakarlıkta bulunduk. Kendi yaptıkları yolsuzluklardan ve hırsızlıklardan fabrikayı bu hale getirdikleri halde hala daha işçiye yüklenmeye çalışıyorlar. 25 yıldır burada çalışıyorum. Tarihinde böyle maaş almamazlık olmamıştı. Bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği de kesti. Bu saatten sonra ne olacaksa olacak, biz yolumuzdan geri dönmeyeceğiz. Yolsuzlukları yapanları sorgulasınlar. Hükümet bu konuya bir el atsın, gerekirse bu insanların mal varlığına el konulsun ve fabrikanın zararı karşılansın. İşçi çalmadı, işçi karşılayacak değildir. Geri adım atmayacağız daha fazla da fedakârlık yapmayacağız.”

 

6-hasan-hanalp-001.jpeg

Hasan Hanalp: "Ben üretiyorum, dilenci değilim"

“1992’den beri buradayım. Hayatım burada geçti. Tek istediğimiz üretelim ve rahatça evimize gidelim. Kazandığımızla da yaşamımızı sürdürelim. Maalesef öyle bir noktaya geldik ki 2017’den bugüne çok kötü bir senaryo hazırlandı ve bu noktaya geldik. Burayı bilinçli bir şekilde tamamen bitirmek için elinden geleni yaptılar. Ben üretiyorum, dilenci değilim. Ürettiğimi istiyorum. Diyelim ki bu ay Başbakan aracı girdi maaşımı verdi. Gelecek ay kim aracı olacak? Ben dilenci miyim? Ay başı geldi banka kredi kartı borcu için arıyor, eczaneden veresiye ilaç aldık o arıyor. Çocuğuma tahlil yaptırmam lazım, param yok. (Gözyaşlarına boğuluyor..) doktora gitmem gerekiyor hangi parayla gideceğim? Bir karar versinler. Burayı yaşatacaklar mı, yaşatmayacaklar mı?”

 

KOOP-Sen Başkanı Mehmet Ali Güröz:

“Maaşları eksik ödeyip emeklileri durdurmak istiyorlar”

KOOP-Sen Başkanı Mehmet Ali Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’nda bugün gerçekleştirilen toplantıda, 3 kurumda çalışanların maaşların eksik ödenmesinin gündeme getirildiğini ve bu duruma sosyal sigorta emeklilerinin işten çıkarılması şartının eklendiğini belirtti.

Güröz, “Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu, Başbakan Yardımcılığı müsteşarları ve mukayyitlik bugün Kooperatif Merkez Bankası’nda toplandılar, çalışma yapıyorlar. Çalışanlara maaşlarını eksik ödeyecekler ve buna şart olarak da sosyal sigorta emeklilerini durdurma şartı getirdiler” dedi.

Söz konusu talebe kesin bir dille karşı çıktığını vurgulayan Güröz, “Kesinlikle kimseyi durdurmazsınız dedim. Maaşları ödemekle yükümlüsünüz dedim. Maaşları ödemeyip emeklileri durdurursanız pazartesinden itibaren süresiz grevde olacağımızı söyledim” ifadelerini kullandı.

Kooperatif Merkez Bankası’nda sosyal sigorta emeklilerinin 60 yaşına kadar çalışabileceğini hatırlatan Güröz, “Şu an sosyal sigorta emeklisi olup da çalışan 45 kişi var. İlk etapta ya maaşları öderiz ya da sigorta emeklilerini işten çıkarırız diyorlar” şeklinde konuştu.

 

Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Yerli:

“Birimlerinin sürdürülebilir olması için yeni düzenlemeler olmalı”

Binboğa Yönetim Kurulu’na Kooperatif Merkez Bankası tarafından görevlendirilen Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Yerli, çalışan maaşlarının ödenmesi konusunda yoğun çaba harcadıklarını ve bu hafta içerisinde mutlaka ödeneceğini söyledi.

Yerli, “Ödemek için her türlü gayreti gösteriyoruz ve ödenecektir de. Bu hafta içerisinde maaşlar muhakkak ödenecektir. Bizim işimiz bu. Onlara fon bulup ödemek” dedi.

Sekiz maddelik dayatma listesiyle ilgili de konuşan Yerli, “Bu konuşmaları yapan ben değilim, daha üst seviyeler. Ama bu birimlerin sürdürülebilir olması için orada yeni düzenlemeler olması gerekir. Ne kadar düzenleme yapılır bu şu anda siyasetin vereceği karardır” ifadelerini kullandı.

Görevlerinin sürdürülebilir bir yapı kurmak olduğunu belirten Yerli, “Bizim işimiz, oranın en düzgün şekilde gitmesi, sürdürülebilir kılınması, işletmenin çok iyi olması, doğru kararların verilmesi ile alakalıdır. Siyasi olarak oraya ne olacak diye bir görev üstlenmedik. Orada insanlarımız işsiz kalmaması, sürdürülebilir olması için yaptığımız gayretlerdir. Yoksa bu anlaşmalar siyasetle sendika arasındadır” şeklinde konuştu.

Yönetim Kurulu’na idari memur olarak atandıklarını hatırlatan Yerli, “Arkadaşlarımız için gereğini yapmaya, onların ödenmesi için her türlü çabayı harcıyoruz, bunu da bu hafta içerisinde başaracağız” dedi.

 

CTP Milletvekili Devrim Barçın:

“Bunun adı diktatörlüktür, faşizmdir”

Binboğa Yem Fabrikasını ziyaret eden ve çalışanların sorunlarını dinleyen Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın “Binboğa'nın beş kişiden oluşan yönetim kurulunun üçü istifa etti. Dolayısıyla yönetim kurulu organ bütünlüğünü kaybetti. Bunun üzerine Kooperatif Şirketler Mukayyitliği iki kişiyi Binboğa’da kayyum olarak atadı. Bu atadığı iki kişi de yönetim kurulundan istifa etmeyen iki kişiydi” dedi.

Sürecin yasal olmayan bir şekilde yürütüldüğünü belirten Barçın, “Koopbank tarafından yeni üyelerinin atanıp buranın mali işlerinin sürdürülmesi gerekir. Ama hükümet gereğini yapmıyor ve orada diktatör bir şekilde kayyumla yönetmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Kayyum olarak atanan Haluk Yerli’nin yasal yükümlülükleri yerine getirmediğini kaydeden Barçın, “Kayyum olarak atanan Haluk Yerli de 22/1996 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası’nın hilafında hareket ederek çalışanların yasal hakları olan, toplu sözleşmeyle düzenlenmiş olan maaşlarının ödenmesine onay vermiyor. Ve yasaya aykırı davranarak suç işlemiş oluyor” dedi.

Hükümete çağrı yapan Barçın, “Yapılması gereken, derhal 12. maddenin öngördüğü yönetim kurulunun hükümet tarafından yönetilen Koopbank’tan ilgili kişilerin atanması, var olan ve polise intikal etmiş olan usulsüzlüklerin ciddi anlamda takibinin yapılıp bugüne yönelik gerekli önlemlerin alınması için irade gösterilmesidir. Ama bu süreçlerin hiçbiri bir kayyum tarafından yasanın öngördüğü maaşların ödemesini engellemek olarak kullanma hakkını kendisine vermemektedir. Bunun adı diktatörlüktür, bunun adı faşizmdir” ifadelerine yer verdi.

Toplu sözleşmenin hukuken geçerliliğini koruduğunu vurgulayan Barçın, “Toplu Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası’na göre yeni toplu sözleşme imzalanıncaya kadar eskisi yürürlüktedir. Belli talepler masada görüşülebilir, kabul edilir edilmez, bağımsız bir şeydir. Ama bu taleplerin kayyum tarafından masaya konması, kayyuma yasa gereği ödemek zorunda olduğu maaşı ödememe hakkını vermez. Artı, neden yasanın ve tüzüğün öngördüğü atamaları da bir an önce yapmıyor? Neden yönetim kurulu oluşturmak yerine kayyumla bu süreci götürmeye çalışıyor?” sorularını sordu.

Bu haber toplam 2323 defa okunmuştur