Baf’ta yaşanan depremin ardından Kıbrıs halkı depremzedelere maddi yardım desteği sağlamak için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

   Dernekler, kulüpler, kurumlar dışında halk da gücü yettiğince bu yardımlara maddi katkıda bulunuyordu. Futbol kulüplerimizden bahsederken adanın önemli Türk ve Rum kulüplerinden; Apoel, Çetinkaya ve Gençlik Gücü takımlarının, depremzedelere yardım toplamak için futbol karşılaşması yaptıklarını da görüyoruz.

“Bozkurt gazetesi, 28 Eylül 1953, syf:4

SPOR

Baf Felâketzedeleri Yararına Yapılan Maçlar

APOEL, ÇETİNKAYA 2-0 ve GENÇLİK GÜCÜ DE APOEL “B”yi 3-1 MAĞLUP ETTİ

   Adamızın her tarafından yapılmakta olan yardımlara ek olarak KOP takımları da kendi aralarında, hasılatı tamamen Baf felâketzedelerine gönderilmek üzere futbol maçları hazırlamışlardır.

   İlk hafta Cumartesi günü Lefkoşa Stadyumunda Gençlik Gücü ile Apoel “B” ve Apoel ile de Çetinkaya takımları birer karşılaşma yapmışlardır.

   Gençlik Gücü ile Apoel B arasındaki maç, saat 3’de başlamıştı. Maçın ilk saniyesinden hücuma geçen gençlerimiz, daha 20’inci saniyede sol açık Mercan vasıtasıyle ilk gollerini kazanmışlardı. Bundan sonra maç gayet zevkli ve karşlıklı akınlarla oynanmağa başlanmış ve ilk devre 2-0 Gençlik Gücü leyhine sona ermişti... İkinci devrede, her iki takım da tehlikeli akınlarda bulunmuşlar ve bu arada birer gol çıkararak maç da 3-1 gençlerimizin galibiyeti ile sona ermişti.

   İkinci maça, Apoel ile Çetinkaya saat 4.30’da başlamışlardı. İlk dakikalardan itibaren, anlaşarak ve yerden kısa paslarla güzel bir oyun tutturan Çetinkayalılar, Apoel kalesini bir çok defalar zorlamışlarsa da bir netice alamamışlardır. 35’inci dakikada, tehlikeli bir iniş yapan Apoel forları ilk gollerini yapmağa muvaffak olmuşlar ve devre de 1-0 sona ermişti.

   İkinci devre de üstünlüğü ellerine alan Apoel oyuncuları, daha fazla anlaşarak paslı bir oyun tutturmuşlar ve Çetinkaya’ya kalesini bir çok defalar tehlikeye sokmuşlardı. 25’inci dakikada, top Çetinkaya kalesi önlerinde oynanırken, Apoel sağ açığı Motoraki’nin bir şutu Ali Denizer’in ayakları içerisinde dolaştıktan sonra ağlara takılmış ve bu suretle de Apoel ikinci golünü kazanmıştır. Maç, bundan sonra değişmeden 2-0 sona ermiştir.

Gençlik Gücü “B” 4 İngiliz Askerleri 1

   Dün sabah saat 10.30’da Cirit Hısarında, Gençlik Gücü B ile bir İngiliz takımı arasında yapılan maçı, gençlerimiz üstün bir oyundan sonra 4-1 kazanmışlardır.

   Bu haftada bizlere, iki mükemmel galibiyeti sağlayan Gençlik Güçlüleri tebrik eder ve KOP ikinci kümesinde, yapacağı çetin maçlarda kendilerinden yeni zaferler bekleriz.” 

Ekim ayına girildiğinde yardım kuruluşlarının hummalı çalışmalarına tanık oluyoruz. Yunanistan, Türkiye ve adadaki hükümetin organize ettikleri söz konusu çalışmalar, gazete sayfalarına yansıyordu.    

“Bozkurt gazetesi, 05 EKİM 1953, syf:3

Yunan Kızılhaçının Yardımı

   Yunan Kızılhaçı Baf zelzele felâketzedelerine ilk yardımını yapmıştır. Kızılhaç yaptığı para yardımı yanında 800 battaniye ve 800 erkek elbisesi de göndermiş bulunuyor. Yunanistan’ın Kıbrıs nezdindeki konsolosu Mr. Pappas Kıbrıs Başdespotu Makarios’u bu yardımdan haberdar etmiştir.”

“Bozkurt gazetesi, 12 EKİM 1953, syf:4

MEMLEKET HABERLERİ

Zelzele Felâketzedelerine Hükûmet Yardımı

   Baf zelzele felâketzedelerine Hükûmet 1954 bütçesinden bir milyon liralık bir yardımda bulunmağı karar altına almıştır. Bu para ile zarar gören felâketzedelere yardım yapılacak ve bu arada harap olan evler yeni baştan inşa ettirilecektir. Hükûmetin bir milyon liralık yardımı, Rum basınında iyi karşılanmamış ve tenkitlere uğramıştır. Rum gazeteleri bu meblağın kifayetsizliğinden şikâyet etmektedirler.”

“Bozkurt gazetesi, 26 EKİM 1953, syf:1

Türkiye Kıbrıs Zelzele Felâketzedelerine Yardım Komitesi Faaliyette

   İstanbul’dan aldığımız bir mektupta şöyle denilmketedir:

   ‘Kıbrıs zelzele felâketzedelerine yardım komitesi İstanbul kolu teşekkül ederek faaliyete başlamıştır. Kolu temsil eden temsilciler, Türk Kadınlar Birliği İstanbul merkezi, Öğretmen Dernekleri Milli Birliği İstanbul merkezi, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Türk Devrim Ocakları, Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti adına faaliyete iştirak etmişlerdir.

   Kol İstanbul’da bulunan büyük spor kulüplerine müracaat ederek bir Kıbrıs Turnuvası tertip edecektir. Ayrıca yardım için şehrimizdeki sinemalara müracaat ederek birer seanslarını bu işe tahsis etmelerini isteyecektir.

   Bu meyanda bir “Kıbrıs Günü” tertip olunacak ve bütün sanatkârlarımızın iştirakiyle konser verilecektir.’ “

Türkiye’deki bu anlamlı çalışmalar için adım atılırken adada deprem bölgesi hakkında bilgiler de güncellenmekte, bölgeye ziyaretler gerçekleşmekteydi. Yaraların sarılması için uzun bir zamana ihtiyaç olduğu bir gerçekti. Bu konudaki yazımızı Bozkurt gazetemizden üç haberle tamamlıyoruz. 

“Bozkurt gazetesi, 05 EKİM 1953, syf:3

Durum Henüz Düzelmiyor

   Baf zelzele bölgesindeki durum henüz düzelmemiştir. Baf’tan ve zelzele bölgesinden gelen haberlere bakılacak olursa, evsiz barksız kalan bir çok insanlar yiyecek maddeleri yüzünden de zorluk çekmektedirler. Dolaşan söylentilere bakacak olursak, evsiz ve barksız kalan felâketzedelere Hükûmet bütçesinden evler yapılacak ve bu evlerin masrafları ileride halktan yine tahsil olunacaktır.”

“Bozkurt gazetesi, 05 EKİM 1953, syf:3

Gençlik Teşkilâtı Baf’ta

   Lefkoşa Gençlik Teşkilâtına mensup 25 kişilik bir kafile Cumartesi günü Baf’ı ve zelzele bölgesini ziyaret etmiş, yardıma muhtaç kimselere giyim ve yiyecek eşyası tevzi etmiştir. Teşkilât mensupları dün akşam geç vakit Lefkoşa’ya avdet etmişlerdir.”

“Bozkurt gazetesi, 12 EKİM 1953, syf:1

Teessüf Uyandıran Bir Hâdise

   Bilindiği gibi Türkiye Kızılayı tarafından Baf zelzele felâketzedelerine 100 çadır gönderilmişti. Bu çadırlar din ve ırk farkı gözetilmeksizin evsiz kalan ailelere dağıtılmış ve bu felâketli anlarda zavallı insanların ıstırapları bir derece olsun hafifletilmişti. Baf’tan gelen haberlere bakılacak  olursa, Kızılay’ın çadırlarında kalmakta olan bazı Rumlar, çadırlar üzerinde Kızılay’a ait bulunan yarım ay alâmeti farikasını söküp atmakta ve yerlerde çiğnemektedirler. Taassubun da bir derecesi olduğunu biliyoruz; fakat insanca bir yardımın ayaklar altına alınarak çiğnenmesindeki taassup, kin ve garaza nasıl bir isim vereceğimizi bilmiyoruz.”