1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Yüksek öğrenimde nitelikli büyüme
Yüksek öğrenimde nitelikli büyüme

Yüksek öğrenimde nitelikli büyüme

2015 Yüksek Öğrenim Çalıştayı ardından Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler YENİDÜZEN’e konuştu, çalıştayda alınan önemli kararları ve hedefleri aktardı.

A+A-

 

• Yüksek öğrenimde devlet politikası şart!
• Üniversitelerin yurt dışında tanıtılması için birim gerekli
• Üniversitelerle ilgili ayrı bir birim hayata geçmeli
• Yüksek öğrenime geçiş modeli şart
• Üniversite açmak için çok ciddi kriterler getirilmeli
• “Herkes için eğitim anlayışı”

Didem MENTEŞ

Eğitim Bakanlığı’na bağlı Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler, ülkedeki yüksek öğrenimin yurt dışında tanıtılmasının devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, yüksek öğrenim stratejisi ve planlamasının yapılması gerektiğine dikkat çekti.

2015 Yüksek Öğrenim Çalıştayı ardından YENİDÜZEN’e konuşan Ziya Öztürkler, çalıştayda alınan önemli kararları aktararak, hedeflenen noktaları dile getirdi. 

Öztürkler, çalıştayda öğrenci kalitesini daha yukarıya çekmek için hem Eğitim Bakanlığı’nın hem YÖDAK’ın hem de üniversitelerin kendi idari ve yönetsel yapılarını stratejik temeller boyutta güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, ‘ülke olarak nicel büyümeden daha fazla nitelikli olarak büyüme’nin öne çıktığını vurguladı.

Devletin üniversitelere yeterince sahip çıkılmadığı yönünde görüşler ortaya konulduğunu anlatan Öztürkler, devletin ülke üniversitelerini yurt dışı tanıtımlarında yalnız bıraktığının ortaya konulduğunu aktardı. Üniversite Tanıtma Birimi’nin mutlaka olması ve devlet politikası oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Öztürkler, Yüksek öğrenimde öğrencileri yönlendirecek ve yabancı öğrencilerin sıkıntılarını aktarabileceği bir birim gerektiğini altını çizdi.

Ülkede ‘yüksek öğrenime geçiş modeli’ olmadığına dikkat çeken Öztürkler, üniversiteye hazırlanacak yurttaşlara yol gösterecek bir komisyonun kurulması gerektiğine vurgu yaparak, daire olarak bu modeli hayata geçirmenin kısa vadede hedefleri arasında olduğunu söyledi.
Ziya Öztürkler, ülkede üniversite açmayla ilgili daha ciddi kriterlerin getirilmesi gerektiği, ülkede üniversite açmayı zorlaştıracak maddelerin konulması gerektiğinin de altını çizerek, Eylül ayına kadar ön açma izinlerinin değiştirilmesi konusunda çalışmalar başlatacağını dile getirdi.

 

“Yüksek Öğrenimde nicelikli değil nitelikli büyüme”

Çok geniş bir katılımla gerçekleşen Yüksek Öğrenim Çalıştay’da yurt içinde 170 akademisyen olmak üzere yurt dışında da gelen katılımcılara birlikte 200 tane uzman ve bilim insanın geldiğini söyledi. İki boyutta gerçekleşen çalıştayın ilk günü halka açık konferans şeklinde gerçekleştiğini, ikinci gün de belirlenen 7 konu üzerinde oturumlar gerçekleşerek çalışmalar yapıldığını aktardı. Öztürkler, ‘Yüksek Öğrenimde Kalite ve Öğrenci Memnuniyeti’, ‘Araştırma ve Geliştirme’, ‘Akademik Yükseltmeler, Etik ve İntihal’, ‘Tanıtım ve Toplumsal Farkındalık’, ‘Dış İlişkiler ve Uluslararası Görünürlük’, ‘Yüksek Öğretime Geçiş ve Meslek Standartları’ ve  ‘Dijital ve Engelsiz Eğitim’ başlıkları altında çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Alınan kararlara değinen Ziya Öztürkler,  ‘Yüksek Öğrenimde Kalite ve Öğrenci Memnuniyeti’  konusunun çalıştaydaki en önemli noktalardan bir tanesi olduğunu belirtti. Tüm üniversite yetkilileri, ülkedeki yüksek öğrenimdeki kaliteyi daha üst noktalara çekilmesi yönünde hem fikir olduğunu söyleyen Öztürkler, öğrenci kalitesini daha yukarıya çekmek için hem Eğitim Bakanlığı’nın hem YÖDAK’ın hem de üniversitelerin kendi idari ve yönetsel yapılarını stratejik temeller boyutta güçlendirilmesi gerektiğini altı çizildiğini vurguladı. Öztürkler, bununla birlikte alınan en önemli kararlardan birinin de ‘ülke olarak nicel büyümeden daha fazla nitelikli olarak büyüme’ noktasının ön plana çıktığına dikkat çekti.    Öğrenci memnuniyetinin ortaya atılabilmesi için rekabet gücünün artırılması gerektiğine de değindi.

Bir diğer karar olan ‘Araştırma ve Geliştirme’ konusunda ise ilköğretimden itibaren proje tabanlı eğitimin müfredata yansımasının öneminin de ortaya çıktığını aktaran Öztürkler, ARGE (Araştırma ve Geliştirme) kurumunun Anayasal ve yasal olarak oluşturulması yönünde ciddi kararlar alındığını belirtti. Öztürkler, yasal kararla birlikte araştırma görevlisi pozisyonları oluşturulması gerektiğini,  uluslar arası elektronik ve veri tabanlarının oluşturulması, Tekno-Park ve Tekno-Kent kurulması için düzenlenmeye gidilmesi yönünde kararlar alındığını ifade etti.

Üniversiteler için en önemli noktalardan biri de ‘Akademik Yükseltmeler, Etik ve İntihal’ olduğuna değinen Daire Başkanı Ziya Öztürkler, “Bilgi hırsızlığının akademisyenin yapısı içerisinde olmaması gerektiği vurgulandı. Maalesef bu konuda ülkemizin geri kaldığının altı çizildi. Akademik Yükseltmeler, Etik derken gerekli olan tüzüklerin alt yapılarının oluşturulmadığını ve bunlarla ilgili akademik etik ve yükseltmelerle ilgili kriterlerin daha çok belirleyici bir şekilde daha kısa sürede tüzüklerle belirlenmesi gerektiğinin altı çizildi” dedi. ‘Bilgi hırsızlığı’ konusunda büyük bir rahatsızlık olduğunu ve YÖDAK’ın bu rahatsızlıkların oluşmaması için görevini ciddiyetle yerine getirmesinin belirtildiğini anlatan Öztürkler, ‘Akademik Yükseltmeler, Etik ve İntihal’ tüzüğü ve yönetmenliğinde önleyici ve caydırıcı maddeler yer almadığı için bu tüzükte yasal düzenlemeler yer alması noktasında karar üretildiğini kaydetti.

 

“Yüksek öğrenimde tanıtım devlet politikası haline getirilmeli”

Çalıştayda alınan kararlardan birinin de ‘Tanıtım ve Toplumsal Farkındalık’ noktası olduğunu belirten Ziya Öztürkler, bu konuda Eğitim Bakanlığı’nın ciddi eleştiriler aldığını ifade etti. Devletin üniversitelere yeterince sahip çıkılmadığı yönünde görüşler ortaya konulduğunu anlatan Öztürkler, devletin ülke üniversitelerini yurt dışı tanıtımlarında yalnız bırakılmasını ve bir tanıtım biriminin oluşturulmamasının dile getirildiğini aktardı. Öztürkler, Üniversiteleri yurt dışında tanıtmanın devlet politikası haline getirilmesinin ortaya konulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Üniversiteler haklılar. Ülke olarak biz kendi üniversitelerimizi yurt dışında tanıtmak için yeterli stratejik planlarımız oluşturulmamıştır. Üniversiteler kendi bünyelerinde oluşturdukları birimlerle, kendilerini dünyada tanıtmaya ve öğrencileri ülkemize çekmeye çalışıyorlar. Bu noktada aslında üniversiteler kendilerini yalnız bırakılmış hissediyorlar. Tanıtım noktasında da devletin ve ilgili kuruluşların üzerine düşen görevlerini yapmasını talep ediyorlar. Bu noktada nasıl yapılabileceğini, ne gibi alt birimlerinin oluşturulabileceği gibi alınmış olan strateji yol haritaları var ve bunlar çalıştay kitapçığında yer alacak”

 

“Yüksek Öğrenim Müsteşarlığı’ gibi ayrı birim gerekiyor”

‘Dış İlişkiler ve Uluslararası Görünürlük’ maddesinin de tanıtıma bağlı olarak gerçekleşmesi gereken bir konu olduğunu ve devlet politikası haline getirilmesi gerektiğine değinen Öztürkler, üniversitelerle ilgili ayrı bir birim oluşturulması gerekliliğine değindi. Bu birimin ‘Yüksek Öğrenim Müsteşarlığı’ gibi ayrı bir birim olması gerektiğine dikkat çeken Öztürkler, YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı’nın bu konularda yetersiz kaldığını gösterdiğini dile getirdi. Ülkenin iki sektöründen biri olan Yüksek Öğrenimin önemine vurgu yapan Öztürkler, YÖDAK ve Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi’nin bugünkü yapısıyla Yüksek Öğrenimdeki sorunları çözmesinin ve uluslar arası tanırlılığının gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Bunlar için yeterli yapı, akademik yeterlilikteki elman ve gerekli personelin olmadığına dikkat çeken Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler, şunları aktardı: “Şuanda daireye gelen personeller Barem 15’in üzerinden gelenler. Bu kişiler uzman değil sadece burslar ödeniyor. Bu daire sanki burslar dairesidir. Bursalar sadece devletin bir işleyişidir. Yüksek Öğrenimde dünya kadar sorunlar ve sıkıntıların planlanması ve programlanması yapılması gerekirken bu yapılmıyor. Burada ekstra şeyler olması gerekiyor, kişisel gayretinle ve fazla efor sarf ederek bir şeyler yapmaya çalışman lazım”

Yüksek Öğrenim’de devlet politikası ve gerçek anlamda stratejik plan olmadığına vurgu yapan Ziya Öztürkler, YÖDAK’ın Planlama ve Koordinasyon Merkezi olarak geçmesine rağmen gerçek anlamda yüksek öğrenimin stratejisini ve planlamasını yapamadığını ifade etti. Çalıştaydaki çalışmaların temelinde bu sıkıntıların yattığına değinen Öztürkler, Yüksek Öğrenimde Tanıtma Birimi ve bunlar için uzman personele ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Üniversitelerde kalitelinin artırılmasına yönelik görüşlerin ortaya konulduğunu söyleyen Öztürkler, ülke üniversitelerinin milli gelire % 30 oranlarında katkı sağladığının çalıştayda belirtildiği söyledi. Öztürkler, “Plan ve program yapılırken, milli gelire % 30 katkı sağladığı için sadece yüksek öğreniminin üniversite babında düşünmenin yanlış olduğunu, tüm sektörlerle de bunu planlamak gerektiği aktarıldı. Mesela ulaşımdaki sıkıntı, ev kiraları, sosyal yaşamı gibi planlamalar yapılırken tüm sektörlerin bir araya gelebileceği bir planlamanın önüne gitmek lazım” dedi.

 

Danışma Birimi şart

Ziya Öztürkler, Yüksek Öğrenim Dairesi’nde bir Danışma Birimi’nin kurulmasının çalıştayda ortaya konulan en önemli konularından biri olduğunu vurgulayarak, bu danışmanlık biriminin iki ciddi görevinin olması gerektiğini söyledi. Bunlardan birinin ‘Yüksek öğrenime geçecek öğrencileri yönlendirmek’ diğerinin ise ‘uluslar arası öğrencilerin üniversiteleriyle ilgili ya da ülkede yaşadıkları sıkıntılarla ilgili danışabilecekleri bir birim’ olması noktası olduğuna vurgu yaptı.

Çalıştayda ayrıca Uluslararası Akreditasyon hedefinin de dış ilişkilerdeki stratejide ön planda olmasının ortaya konulduğunu söyleyen Ziya Öztürkler, ayrıca tek üniversite kavramının da ortaya çıktığını, yani üniversitelerin ‘ada içinde bir birlikteliğin sağlanması ve AB’de yer alan bir üniversite olarak görülmeyi istediklerini söyledi. Öztürkler, Uluslararası konferanslar düzenlemek, yurt dışından akademisyenlerle bu görünürlüğü artırmayı hedeflendiğini ve Kıbrıs’ta bir Akademisyenler Birliği’nin ortaya çıkarılmasının şart olduğunun ortaya konulduğunu aktardı.

 

“Yüksek Öğrenime geçiş için bilimsel komisyon kurulmalı”

Çalıştaydaki en önemli can alıcı noktalarından birinin de ‘Yüksek Öğretime Geçiş ve Meslek Standartları’ maddesi olduğunu vurgulayan Ziya Öztürkler, ülkenin yüksek öğrenime geçiş modeli olmadığına dikkat çekti ve biran önce öğrencilere yol gösterecek bir komisyonun kurulması gerektiğine vurgu yaptı. Öztürkler, “ülkenin yüksek öğrenime geçiş modeli olmadığı için KKTC vatandaşları da bölümlerde tıkanıklık yaşıyor. Aslında bizim kendi vatandaşlarımızın işsiz kalmasından, belirli bölümlerde yığılmanın olmasının en kritik noktasının yüksek öğrenime geçiş modelinin yer almamasıdır. Ülkenin yüksek öğrenime geçiş modelini yaratacak komisyonun biran önce Eğitim Bakanlığı tarafından kurulması talep edilmektedir. Bu bilimsel komisyon kurulacak ve ülke gençlerinin yüksek öğrenime nasıl geçeceğinin altını doldurulması lazım. Üniversiteler bilecek ki belli bir puanı üzerinde o bölüme öğrenci alınacak. Bu yıl sadece 50 tane KKTC vatandaşı hukuk bölümüne alabilirsin. Bunun üniversitelere dağlımı budur ya da bu puanın üzerindekini alacaksın’ deyip bunu kısıtlamazsak biz KKTC Yüksek Öğrenim sistemi kendi vatandaşlarımız açısından çökecek. Yani her önüne gelen KKTC vatandaşı istediği üniversitenin istediği bölümüne kayıt yaptırmaması gerektiği, bununla bir şekilde oluşturulması gerekliliği var”

Öztürkler, Yüksek Öğretime Geçiş için bilimsel bir komisyon kurulmasının çok kısa vadede hayata geçirilmesi gereken bir karar olduğunu belirterek, çalıştayda alınan kararların kısa ve uzun vade yapılacaklar olarak ikiye ayrıldıktan sonra raporlaştırılarak ilgili kurumun resmi olarak oluşturulması gerektiğini söyledi. Müdür olarak çok kısa vadede yapılması için önüne iki hedef koyduğunu da söyleyen Öztürkler, birinin üniversitelerin Eylül ayına kadar ön açma izinlerinin değiştirilmesi, yüksek öğrenime geçiş modelini kurdurmaya çalışacağını belirtti.

 

“Herkes için eğitim anlayışı”

Son olarak çalıştayda ‘Dijital ve Engelsiz Eğitim’ maddesiyle ilgili karar üretildiğini belirten Ziya Öztürkler, herkes için eğitim anlayışının ön plana çıkarıldığını ortaya koydu. Üniversitelerin ve eğitim sistemindeki alt yapılarının engellilerin de önünü açacak şekilde olması gerektiğinin vurgulandığını söyleyen Öztürkler, Eğitim Bakanlığı içerisinde engelliler için de birimin kurulmasıyla ilgili talepler olduğunu aktardı. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılması, Özürlü Öğrenciler Komisyonu kurulması gerektiği, Danışma Birimi ve engellilere yönelik öğrenci birimlerinin olması gerektiğinin ortaya konulduğu söyleyen Öztürkler, özellikle, ön açma kriterlerinde engelsiz üniversite kriterlerinin de yer alması gerektiği konusunda kararlar üretildiğini belirtti.

 

Üniversitelere ön açma izinleri için ciddi kriterler uygulanması

Çalıştaydaki sunumlarda ayrıca üniversite açma kriterlerinin de ortaya konulduğunu söyleyen Ziya Öztürkler, üniversite açmayla ilgili daha ciddi kriterlerin getirilmesi gerektiği, ülkede üniversite açmayı zorlaştıracak maddelerin konulması gerektiğinin söylendiğini aktardı. Gerekirse Eğitim Bakanlığı’ndan ön açma izni alındıktan sonra, YÖDAK’tan da uygunluk raporu verildikten sonra bunun Bakanlar Kurulu veya Meclis kararıyla üniversite kurulmasıyla ilgili talepler olduğunu belirtti.
 

Sendikaların eleştirilerini kabul etmiyorum

Öğretmen sendikalarının çalıştaya davet almadığı yönündeki eleştirilere de değinen Öztürkler, şunları söyledi:“Öncelikle bu şura değil çalıştaydı. Tartışılacak konuların % 90’nına üniversite rektörleri karar verdi. Onlar karar verdikten sonra yine ikinci bir toplantı yapıldı ve ikinci toplantıda başlıklar belirlenip de bu alanda uzman kişileri göndermelerini istedik. Hiçbir sendika ve derneğe davet göndermedik ama basın yoluyla ve kendi internet sitemiz yoluyla, çalıştaya dışarıdan katılmak isteyenlere katılımcı formu yayınladık ve 5 iş günü süre verdik. O formu dolduranlar buraya müracaat etti ve değerlendirmeler yaparak katılımcı olarak davet ettik. KTÖS ve KTOEÖS’e üye olan kişiler de birçok insan geldi. Basın aracılığıyla herkese davet yapıldı., böyle bir yaklaşım nedeniyle yapılan davet eleştirilerini kabul etmiyorum.”

Bu haber toplam 2532 defa okunmuştur