1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Yükseköğretim Hiç Bu Kadar Aşağılanmamıştı
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Yükseköğretim Hiç Bu Kadar Aşağılanmamıştı

A+A-

Geçtiğimiz haftalarda Demokrat Parti Milletvekili Serhat Akpınar, Cumhuriyet Meclisinde yaptığı konuşmada; “Yükseköğretim sektörü çökmek üzere, çağdaş bir vizyon şart” dedi. Bununla da yetinmeyip “ekonominin taşıyıcısı olan üç ana sektörün turizm, inşaat ve yükseköğretim” olduğunu söyledi. Konuşmasını; “Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’ın çağdaş bir vizyon üretmediği takdirde bu sektörün çökeceğini” belirterek bitirdi.

Bir hükümet partisi milletvekili üstelik köklü bir yükseköğretim kurumu sahibinden bu cümleleri duymak insanı hayretlere düşürüyor değil mi?

Kanımca ülkemizdeki yükseköğretim alanı hiç bu kadar aşağılanmamıştı.

Yükseköğretimi bir “sektör”, yani üniversiteleri işletme, öğrencileri müşteri olarak gören, yükseköğretime, “turizm” ve “inşaat” alanı muamelesi yapan bir anlayış…

İşte bu anlayış daha çok üniversite, daha çok öğrenci ile yükseköğretimin gelişebileceğini zannediyor. 

İşte bu anlayış yüzündedir ki;

  • Gerçekten yükseköğretim almak isteyen değil, başka amaçlar için ülkemizdeki üniversitelere kayıt yaptıran, sonrasında da ya iş dünyasında ya da suç dünyasında karşımıza çıkan yabancı uyruklu gençlerin dramları hayatımızın bir parçası haline geldi.

Kâğıt üzerinde 100 bini aşan yükseköğretim öğrencisi, aktif olarak faaliyette bulunan 23 üniversitemiz var.

Üniversitelere devam eden bu kadar öğrenci olmadığı gibi toplum üniversite sayısının kaç olduğunu, bu üniversitelerin nerede olduğunun da farkında değil…

Üniversite dediğimiz bu kurumlarda

  • Kurumsallaşma, özerklik ve denetim sonunu var.
  • Nitelikli bilimsel araştırmaların neredeyse hiç yok.
  • Öğretim elemanların özlük hakkı sorunları var.
  • Öğretim elemanlarının üniversiteleri patronlarının bir sözü ile işe başlayıp, yine bir sözü ile işten atılabiliyor.
  • Kabul koşulları, devam koşulları, mezuniyet koşulları belli değil.
  • Diplomalı genç işsizler ordusunu büyütme pahasına; liseden mezun olan her öğrencinin istediği bölüme kolayca kayıt yapabiliyor, kayıt yapan herkesin de kolayca mezun olabiliyor.

Sözün özü:

Söylemeye dilim varmıyor ama “sahte diploma” ile “kolay diploma” arasına sıkışmış yükseköğretim artık tamamen çökmüştür.

Üniversiteleri, gelir getiren bir meta olarak görmeyen, bilimsel temellere dayanan, açık, şeffaf, amacı anlaşılır ve "veriye dayalı" bir yükseköğretim politikasına ihtiyacımız var. Hem de bir an önce…

universiteler.png


Anlayana Gülmece

At ve Eşek

Bir at ve eşek, belirli bir zaman için insanların arasına katılıp orada yaşadıklarını birbirlerine anlatmaları için anlaşırlar ve farklı yönlere doğru giderek birbirlerinden ayrılırlar. Anlaştıkları gibi belirli bir süre sonra ayrıldıkları noktada buluşurlar. Perişan halde geri gelen at dayanamaz ve hemen söze başlar:

  • Ben, gittiğim yönde bir grup insanla karşılaştım. İlk anda beni aralarına almak istemedir ama sonra at olduğumu anlayınca beni hemen aralarına alıp bütün işlerini bana yaptırdılar. Perişan ve yorgun bir halledeyim...

Bunun üzerine eşek, keyifle gülerek yanıt verir:

  • Ben de gittiğim yönde bir grup insanla karşılaştım. Karşılar karşılaşmaz güçlü ve gür bir şekilde “aaaiiiii, aaaaiiiii” diye konuşmaya başlayınca beni hemen aralarına aldılar. Bir süre sonra da başkan seçtiler. Bu nedenle çok rahat bir zaman geçirdim… Etrafımdaki herkes bana iyi görünmek için çabalayıp durdu… Ben ise sadece “aaaiiii, aaaiii” diye bağırıp durdum…

 

  • Nasıl olur? Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?

 

  • Valla yarısı anladı ama diğer yarısına bir türlü anlatamadı…

Okumuş muydunuz?

Geçici bir iktidar uğruna temel özgürlüklerinden vazgeçenler ne özgürlüğü hak ederler ne de iktidarı.

Benjamin Franklin

Bu yazı toplam 684 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar