1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Yorulduk itaat ilişkisinden!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yorulduk itaat ilişkisinden!

A+A-

Türkiye’yi Türkiye’de severim!
Yerinde...
Evimde değil...

***

Misal Galatasaray maçlarında heyecandan deli olurum ben!
Oğlum Fener’e deli olur...
Girne’de yan yana seviniriz Doğan’a!
Galatasaray gelip de bizim Doğan’ın yerine geçecekse eğer istemem!

***

Türklüğüyle övünen kimseden bir rahatsızlık duymam. Kim, nasıl isterse öyle hissedebilir; Türk, Arap, Kürt fark etmez.
Kıbrıslı hissederim ben...
Yanına Türk, Rum koymam...

Kıbrıslı bana yeter...

***

Dünya güzeli dostlarım var Türkiye’de... Onların beni sevmesi için benim Türk, onların Kıbrıslı olmasına gerek yok. Burada da öyle... Milliyetçilik tam bir zulüm aslında... Demokrasinin, evrensel insan haklarının, bir başkasını yaralamayan özgürlüklerin, hele de edebiyatın, müziğin, felsefenin; olmadı aşkın, sevdanın, kavganın ortaklığı yeter de artar hepimize!

***

Ne zaman kimlik tartışmaları açılsa kimi tepkiler beni düşündürür. Misal elli sene evvel İngiltere’ye giden Kıbrıslı insanlar ve orada doğan çocukları... Kendilerine İngiliz değil de Kıbrıslı deniyor diye bunu ayrımcılık saymazlar... Tam aksine gurur duyarlar bundan... İngiliz dense kıyamet kopartırlar muhtemelen... Nedense Kıbrıs’ta, birine Türkiyeli dersen, ayrımcılık görülür... “Kötücül” bir kodlama olmuştur belki o nedenle... Belki rövanş gibidir, buradaki iradenin canına okuyan dayatmaya karşı... En önemlisi de “yurttaşlık” hatta “yurt” yoktur ortada... “Yurtsuzluk” büyüdükçe, “yurttaşlık” yerine “kimlik” çıkar ortaya... O kimlik “statü”ye dönüşür zamanla...

***

Kimse Türkiye’den Kıbrıs’ı çıkaramaz” lafı kadar saçma gelir bana, “Kimse Kıbrıs’tan Türkiye’yi çıkaramaz” demek. Ada yarısında hayat buna kilitleniyor giderek...
Biçimini yitirmiş bir harita ve kutsal bir kod yarattılar, tersini söylesen, biraz sorgulasan, dünya yıkılacak sanki...
Misafirlik de bir yere kadar...
Türkiye evinde güzeldir, Kıbrıs evinde!
Herkes yerli yerinde...
Benim için budur mesele!

***

Bir de... Kıbrıs’ı “yarım” sevmeyi anlamam. Adanın güneyinde yaşayan insanı, ayırmam kendimden... Ülkemin insanıdır, ortaktır geçmişim, geleceğim, öyle görürüm. Ürkmem, korkmam, uzak hissetmem. Adanın her yeri ve her insanı özümdür. Bu ortak duygu gelişmesin diyedir onca baskı, müdahale, talimat, bilirim...

***

Dünyanın en güzel yerinde, ortak kültürümüze ve aidiyetimize sahip çıkmak, Kıbrıs ülkesini bütünlemek, yurttaşlık haklarında eşitlikle buluşmak, Avrupa’da kendimize bir yer edinmek, barış ve hoşgörüyü çoğaltmak varken, ayrılığı büyütmeyi ihanet görürüm.

***

Olmazsa yok oluruz.
Olmadık!
Asıl böyle oluyoruz!

Siyasete dayatma, kültüre dayatma, nüfusa dayatma, insana dayatma! Kendim olamadıktan sonra başlarım öyle memlekete...

***

Uygar, bağımsız, kişilikli, demokratik ve birleşik bir ülke istiyorum.
Başka bir ülkenin buradaki varlığı falan değil derdim...
Utanmayın, korkmayın, bunu söyleyin.
Burası Kıbrıs!

Yorulduk itaat ilişkisinden!
Yeter...

Bu yazı toplam 2132 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar