Yok da bu gadar!
Ersin Tatar dedi ki, “iki devletli çözüm politikası başarıya ulaştı!”…
-*-*-
Bu ne demektir?
Veya Ersin Tatar ne demek istemiştir?
-*-*-
Bakalım!
-*-*-
Başarıya ulaştı ne demek, önce ona bakalım!
-*-*-
Kendinize bir hedef koyarsınız, mesela futbol takımı başkanıysanız dersiniz ki, “2025 – 2026 Futbol Sezonu sezonunda takımımız Sellain Tou Tapi Futbol Kulübü KKTC Süper Ligi Şampiyonu olacaktır…”
-*-*-
Sezon sonu olur, lig biter ve siz ikinciyseniz, “başarıya ulaşmış olmazsınız” değil mi?
-*-*-
Hele hele değil şampiyon olmak, küme düşmüşseniz durum nedir?
-*-*-
Tam bir hezimet!
Tam bir fiyasko!
-*-*-
İki devlet politikası hedef ulaştı!
-*-*-
KKTC, tanınmamış bir devlettir ve iki egemen eşit devlet siyasi uyguluyorsanız, “başarıya ulaşmak” demek; BM tarafından kabul görmeyi geçtim; en azından bir veya birkaç devlet tarafından tanınmak olmalıdır!
-*-*-
Var mı öyle bir şey?
Yok!
-*-*-
Haaaa en azından “kardeşimiz” Türki devletlerden biri olsun tanısaydı!
O da yok!
-*-*-
Üstelik, bırakın tanımalarını; gidip Kıbrıs Cumhuriyeti ile her türlü anlaşmayı yaptılar, tabiri caizse KKTC’yi maddi çıkar karşılığı resmen sattılar ve “asla tanımayacağız” belgelerine de çatır çatır imza attılar!
-*-*-
Ersin Tatar nerede başarıya ulaştı?
Karma evliliklerden doğan çocuklara pasaport verilmemesinin sorumlusu kimmiş?
“Rum Devleti!”…
Öyle diyor Tatar!
-*-*-
Peki, ayrı eşit ve egemen bir devlet siyasetinde; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaportunu almak için çaba göstermek nasıl bir ahlak halidir?
-*-*-
Kendi cebinde Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu taşıyan Ersin Tatar, karma evlilikten mağdur çocuklara “sizin için uğraştım ama Rum pasaport vermiyor” deyip, arkasına da “İki devletli çözüm politikası başarılı olmuştur” derse; en iyi ihtimalle, bunu söylerken alkol tesiri altındaydı derim!
-*-*-
Bu arada sevgili Olgun Paşalar…
Selamlarım sana gelsin; ellerinden öperim…
Yazıktır, günahtır, yapma, etme, eyleme…
Sen eski bir Ruhi Su hasyranısın…
Gelmessin böyle abuk sabukluklara!
-*-*-
Masgaralık yapmıyoruz be abi; kurduğunuz devleti savunmaksa derdiniz; masgaralığa, masgarlık suçlamalarla katılmanıza hiçbir anlam vermedim…
-*-*-
Ersin Tatar sıfırı tüketmiştir…
Siyaseti çökmüştür…
Sadece çok çaresiz bir şekilde çırpınmaktadır…
-*-*-
Bir de Özgür Gazete yazdı…
Tatar seçilsin diye, arsa, arazi, tapu, vatandaşlık, T izni, Z izni dağıtımını anladık; “yazılıyı geçin sözlüde buradayız”ı da geçtik de “kerhane izni”ni anlamakta güçlük çekiyoruz!
“Yok da bu gadar” der Kıbrıslı!
KKTC manzaraları!
Trafik kameraları çalışıyor mu çalışmıyor mu?
Bakan, vatandaşı tehdit ediyor!
“Bas gaza ay sonu görüşürüz…” gibi espriler yapıyor!
Oysa, “çalışıyor” veya “çalışmıyor” diye açıklama yapabilir!
-*-*-
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), açıkladı…
Ve dedi ki KTTB, “… ülkedeki güvensizlik ortamı, halkın ruh sağlığını olumsuz olarak etkiliyor… Güvenlik, huzur yoksa sağlık da yoktur”…
-*-*-
KTTB, “Ülkede artan asayiş sorunları, gazetecilerin tehdit edilmesi, sürekli yakalanan tetikçiler, güvensiz yollar, bitmeyen ölümlü trafik kazaları, iş kazaları ve cinayetlerinin” toplumda güvensizlik ortamı yaratığını vurguladı…
-*-*-
KTTB’ne göre, “… çocukların güven içerisinde büyüyebilmesi ortak sorumluluğumuzdur… Mutlu, üretken ve sağlıklı bireyler olarak yetişebilmeleri için güven duygusu taşımaları gerekmektedir… Güvenli, özgür, demokratik, barış içinde ve özgür düşüncenin olduğu bir Kıbrıs’ı onlara bırakmak bizlerin görevidir.”
-*-*-
“Yöneticilerimiz sorumluluk almalı, kalıcı ve cesur adımlar atmalıdır. Gazetecilerin özgürce haber yapabildiği, halkımızın evinde, sokakta, işinde güven içinde yaşayabildiği, barışın, huzurun ve düşünce özgürlüğünün hakim olduğu bir Kıbrıs hayali ve umudumuz vardır.”
-*-*-
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener açıkladı… Okulların yüzde 57’sinde yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde devam eden ve henüz tamamlanmamış tadilat ve tamirat çalışması bulunuyor…
-*-*-
KTÖS’e göre “Çocukların eğitim hakkı, hazırlıksız açılan binalara ve tamamlanmamış inşaatlara terk edilemez”…
Gelener diyor ki, “… okulların yüzde 21’inde konteyner sınıflar bulunuyor… Konteyner sınıfların, eğitimde geçici olması gerekirken, kalıcı hale getirildiğini göstermektedir… “
-*-*-
Gelener diyor ki; “… okulların yüzde 57’sinde psikolojik danışman ve rehber öğretmen, yüzde 47’sinde ise özel eğitim öğretmeni ihtiyacı bulunmaktadır…”
-*-*-
Başka?
Evet, okulların büyük kısmı çağdaş eğitim için gerekli donanımdan yoksundur… Yüzde 55’inde akıllı tahta eksikliği söz konusudur… Yüzde 47’sinde teknoloji destekli özel eğitim araçları ve yüzde 43’ünde ses sistemi bulunmamaktadır… Yüzde 38’inde internet altyapısı yetersizdir…
-*-*-
Okullarda öğrencilerin bilgisayara erişimi de yüzde 38 oranında eksiktir…
-*-*-
Peki başka?
Kalabalık sınıflar eğitimin niteliğini düşürmektedir…
-*-*-
KTÖS ne istiyor?
“Okulların açılışları kaosla değil, heyecanla olmalıdır” diyen KTÖS Eğitim Sekreteri Gelener, taleplerini şöyle sıralamaktadır:
-*-*-
“Tüm tadilat ve tamiratlar eğitim yılı hazırlıkları başlamadan bitirilmelidir. Yarım inşaat halinde hiçbir okul açılmamalıdır. Konteyner sınıflar kaldırılmalı ve yerlerine kalıcı derslikler yapılmalıdır. Her okula tam zamanlı rehber öğretmen ve özel eğitim öğretmeni atanmalıdır. Okullardaki teknolojik donanım eksiklikleri giderilmeli ve tüm öğrencilere fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Öğrenci ve okul güvenliği yalnızca okul yönetimlerinin inisiyatifine bırakılmamalı, tüm paydaşların katkısıyla belirlenecek eğitim politikalarıyla desteklenmelidir.”

Seçimler, yolsuzluklar, tetikçiler, borçlar, pahalılık derken sağlığımızı da ihmal ediyoruz… Ülkemizde istatistik yoksunuyuz ama son zamanlarda ani ölümlerin arttığını göz ardı etmememiz gerektiği inancındayım… Ve bir araştırma konusunu da sizlerle paylaşmak istiyorum… Yeni bir araştırmaya göre diyabeti olan kişilerin neredeyse yarısı bu hastalıktan muzdarip olduğunu bilmiyor. The Lancet Diabetes & Endocrinology adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre araştırmacılar, “Diyabet” gibi kronik hastalığa sahip 15 yaş ve üzeri kişilerin yüzde 44'üne tanı konmadığını tespit etti… Yani, bu habere ya da araştırmaya göre, insanların neredeyse yarısı diyabet hastası ama farkında değil! Ne mi yapalım? Sıra, yer bulursak, hastaneye, doktora başvuralım!







