1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Yeni asgari ücret kamu vicdanını sızlatmamalıdır…
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Yeni asgari ücret kamu vicdanını sızlatmamalıdır…

A+A-

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, yılın 2. Asgari ücretinin belirlenmesi için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda dün yapılan toplantısından bir sonuç çıkmadı.

Yeni ücretin 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacağı belirtildi. Komisyon üyeleri, veri paylaşımının yapıldığını, eksiklerin tamamlanmakta olduğunu ve nihai kararın bir sonraki toplantıda verileceğini ifade ettiler

Yapılan açıklamalarda, İşçi ve işveren tarafının talepleri arasında büyük fark olmadığı ve toplantının gergin geçmediği öğrenildi. Aslında, bahse konu veri paylaşımı geçtiğimiz günlerde, toplantı öncesinde yapılabilir ve dünkü toplantıda yeni asgari ücret belirlenebilirdi. Asgari ücret en kısa sürede, oy birliği ile belirlenmelidir.

Asgari ücreti artırmak önemlidir. Ancak, hayatı ucuzlatmak, satın alma gücünü yükseltmek daha önemlidir.

Hatırlanacağı üzere, yılın ilk asgari ücreti, ocak ayında aylık brüt 43 bin 469 TL, net 37 bin 818 TL olarak belirlemişti. O tarihte oluşan Hayat pahalılığı oranı yüzde 11,12 iken, asgari ücretlilere verilen hayat pahalılığının altında, yüzde 7,5 artış, asgari ücretlilerde hayal kırıklığı yaratmıştı.

Ülkedeki mal ve hizmetlerin fiyatı durmadan artarken, asgari ücretlilerin gelirlerini, satın alma güçlerini, enflasyon karşısında geriye götürmek, eşel mobil sisteminin ruhuna da aykırıdır.

Çalışma Bakanlığı, Asgari ücretteki bu kaybı gidermek için, KKTC vatandaşı olup, asgari ücret kazanan işçiler için ekstra prim ve maaş desteği vermek üzere çalışma başlattıklarını ve  10-15 gün içerisinde net rakamın belli olacağını açıklanmış, fakat bu konuda bir adım atılmamıştı.

Olay mahkemeye taşınmış, Mahkeme ise kararında, asgari ücret belirleme sürecinde, belirlenecek  rakamın hangi istatistiklere dayandığına dair gerekçe istemişti.

Hükümet yetkilileri, Euro bazında asgari ücreti tarihin en yüksek seviyelerine taşıdıklarını, Güney Kıbrıs’tan da yüksek bir asgari ücrete sahip olduğumuzu söylemektedir.

Ocak ayı ortasında asgari ücret belirlenirken, o günkü kurlarla net asgari ücret yaklaşık bin Euro düzeyinde iken, 6 ay sonra, şimdiki kurlarla yaklaşık 820 Euro'ya gerilemiş ve Güney’in gerisinde kalmıştır. Net Asgari ücret kısa sürede döviz bazında yaklaşık yüzde 20 erimiştir.

Brüt Asgari ücrete son 3 yılda yüzde 521’lik artış yapıldığı söyleniyor. Demek ki, ülkede bu sürede bu kadar pahalılık yaşanmıştır. Hükümet, pahalılıkla mücadele edememiştir. Esas önemli olan, satın alma gücündeki durumdur. Yani, asgari ücretle aldığınız mal ve hizmet miktarıdır. Bu maalesef git gide azalmaktadır.

Yetersiz asgari ücret artışı karşısında, satın alma gücü düşen dar gelirliler daha fazla Güney’ e kaymakta ve bundan da, esnafımız ve işletmelerimiz gelir olarak, devlet de vergi bakımından zarar etmektedir.

Hükümet, özellikle küçük esnaf ve küçük işletme işverenlerine yapacağı sosyal güvenlik işveren katkı payı desteklerinin, yapacağı geliştirmelerle devamını sağlayarak, yeni asgari ücrette uzlaşıyı sağlayabilir.

Özellikle, halkın temel ihtiyaçları olan gıda, sağlık, eğitim, akaryakıt, elektrik ve gaz alanlarındaki pahalılık, vatandaşların bütçesini sarsmaktadır. Mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede, artan maaşları da  eritmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir.

Öte yandan, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Mayıs ayı sonunda, aylık 31 bin 504 TL’ye yükseldi. Önümüzdeki aylarda daha da yükselmesi beklenmektedir. Açlık sınırı rakamının net asgari ücrete yaklaştığını da görüyoruz.

Gıda harcamalarına bile yetmeyen asgari ücretle, dar gelirliler, diğer harcamalarını karşılamak için durmadan borçlanmaktadır.

Piyasa ucuzlamadığı sürece, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücret artışı, doğrudan maliyet olarak algılanıp, piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarını yeniden yükseltecekse, maaş artışının bir anlamı olmayacak, satın alma gücü yine düşecektir.

Ülkemizde, asgari ücret artışından sonra, geçmişte yaşandığı gibi, yeni zamların olmaması için, denetimler yapılmalı ve fırsatçılık yapanlara cezalar verilmelidir. Hükümet, başta elektrik, mazot, gaz ve su olmak üzere, girdi maliyetlerini düşürmek için uğraşmalıdır.

Ülkemizde pahalılık ve fakirleşme hızla artarken, başta ekonomide, eğitimde, sağlıkta ve tüm sektörlerde sorunlar vardır. Hükümet partileri, bu sorunlara odaklanmalı, suni gündemlerle uğraşmamalıdır.

Temennim, asgari ücretin, hayat pahalılığı oranları dikkate alınarak, uzlaşı sağlanarak ve geçmiş kayıplar telafi edilerek, oy birliği ile belirlenmesidir. Yüz binden fazla emekçi, kısa sürede maaşlarında artış beklemektedir. Zira geçinememektedirler. Bıçak kemiğe dayanmıştır.

Bu yazı toplam 1668 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar