1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Yaz mesaisine hayır, tüm ülkeye siesta gelene dek (!)
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yaz mesaisine hayır, tüm ülkeye siesta gelene dek (!)

A+A-

KAMUDA yaz mesaisinin amacı Kıbrıs'ın geleneksel siesta kültürüydü.
Öğle uykusudur bunun tam karşılığı!
Hani geleneksel anlatımla "yazları çok sıcak ve kurak" geçen ülkemizde insanların “canı” için keyifli bir şekerleme yapması kaçınılmazdır çünkü…
O nedenle kamu kurumları dahil herkes, özel sektör de dahil öğle tatili yapar, siesta keyfi yaşar, dinlenirdi.

Eskidendi (!)

***

Latince "Hora Sexta"dan türedi, sieasta!
"Altıncı Saat" anlamına geliyor tam anlamı ve gün doğumundan itibaren altıncı saati anlatıyor.
Güneş tepeye çıktı mı işe ara veriliyor!

Sağlıkla ilgili ortaya çıktı bu ihtiyaç; insanın hem ruhunu hem de bedenini korumayı hedefledi.
İngiliz'in "sömürge" anlayışında böylesi "keyifli" kurallar da vardı.
Öğle arasında insanlar dik güneş ışınlarından korunurdu.
Çalışanları değil sadece herkes!
Tüm işyerleri "kapalı" olduğu zaman kimseler de yollara düşmüyordu.

Kamu kurumları öğleden sonra kapanır; özel işyerleri de akşamüzerine kadar işlerine ara verirdi.
Öğlen 1’le 4 arası sükûnet yaşanırdı.
Yasaktı iş yerini açmak.
Cezası vardı hatta!
Hem bir kültür vardı, hem de bir otorite…


***

Şimdi ne oldu?
Yaz mesaisi bir “insanlık” değil “memur” ayrıcalığına dönüştü.
Piyasa hayatı yuttu!
Kamu kurumları kapanıyor yalnızca…
Özel sektör açık…

Ne kültür kaldı, ne kural, ne de yasa!
Ne de “öğle uykusu.

O nedenle yaz sıcağında hayat durmuyor.
Siesta bir kesimin imtiyazına evriliyor, bir başka kesimin eziyetine!
Çok daha acısı şu:
Yaz mesaisi başladı mı, daha fazla sayıda kamu çalışanı, özeldeki ikinci ya da üçüncü işlerine koşuyorlar.
Yasa dışılık zaten umursanmıyor.
Ne eşitlik kalıyor ne tarafsızlık, ne de rekabet hakkı!
Kamusal kaynaklarla garanti edilmiş hayatlarında, sıcak bedenlerini piyasaya adamak için can atıyorlar. “Biz yapmıyoruz” diyenler de seyirci kalarak kabulleniyorlar aslında düzeni...


***

Yanlış anlaşılmasın “siesta” kültürünü onaylıyor, yaz mesaisini savunuyorum.
Tek şartla!
Tüm ülke ve özel sektör de - yeniden - öğle arasında kapanana dek!

O zaman şöyledir beklentimiz:
“Yaz mesaisine hayır, tüm iş yerleri, öğle saatleri eşitlikle kapanana dek!”
Ya hep birlikte, ya hiçbirimiz (!)

 

Bu yazı toplam 3006 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar