Vay solcular vay!
Dünyaya rezil olmak nedir?
Çok basit bir örnekle açıklayalım…
-*-*-
Bizim bir cumhurbaşkanımız var; Ersin Tatar!
Geçenlerde Ali Baturay’ın Haber Kıbrıs’taki programına katıldı ve şunları söyledi:
“… Güney Kıbrıs artık başkalarının kendi aralarındaki çatışmalara alet oldu. Solcu muhabbeti nedir, ‘Emperyalistlere karşı silahlanmaya karşı’ nerededir bunlar diye kendi kendime soruyorum. Tıs yok. Ben burada kendi güvenliğim için barışın sürmesi için Türkiye’nin bir kolordusunun burada olmasını isterim."
-*-*-
Güney Kıbrıs ne yapıyormuş?
Pek Türkçe br konuşma değil ama anladığım kadarıyla “Silahlanıyormuş!”
-*-*-
Amerika falan…
Silah satacak!
Doğru mu?
Tabii ki doğru!
-*-*-
Peki biz bu arada ne yapıyormuşuz?
Biz sadece kanarya ve bülbül besliyormuşuz!
Yok canım!
Biz, “barışın sürmesi için Türkiye’nin bir kolordusunun burada kalmasını istiyormuşuz!”…
Türk Ordusu da hiç silahlanmayan bir ordu!
Guş lastiğiynan savaşıyor sanki!
-*-*-
Şimdi, her zaman ve her durumda hakemin hatalı olduğuna inanan Türk ulusunun bir milliyetçisi olarak değil, alelade bir dünyalı olarak meseleye bakın!
-*-*-
Tatar diyor ki, “… Güney Kıbrıs silahlanıyorsa, bunun adı emperyalizmdir ve solcular da buna karşı çıkmalıdır!
Ama Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’nin dev gibi bir kolordusu kesinlikle kalmalıdır!”
-*-*-
Şaka gibi değil mi?
-*-*-
Solcular da buna ses çıkarmıyormuş!
Ersin Tatar herhalde KKTC’de yaşamıyor!
Kıbrıs’ın Güney veya Kuzey’inde kendine sol diyen tüm parti, örgüt ya da kuruluşlar, Ada’daki tüm yabancı askerlerin hatta tüm silahların def olup gitmesinden yanadır ve bu defalarca da dile getirilmiştir!
-*-*-
Rum tarafı silahlanıyor mu?
Amerika, Fransa gibi ülkelerin hatta Almanya’nın askeri desteğini mi arıyor?
Evet!
Aynen öyle yapıyor!
Doğru mu yapıyor?
Kesinlikle hayır!
-*-*-
E peki Türk tarafı ne yapıyor?
Veya Ersin abi olaya nasıl bakıyor?
Dünya’nın en güçlü orduları sıralamasında ilk beşi zorlayan Türkiye’nin kolordusunun ülkede kalmasını “barış” olarak görüyor!
-*-*-
Yapma bu türden açıklamalar Sayın Tatar!
Lütfen yapma!
-*-*-
Sen, hastanemizdeki bebek ölümüyle ilgili hiç konuşmadın!
Sen, sahte üniversite diplomasıyla ilgili tıs demedin!
Sen, elektrikte akaryakıt ihalelerinin iptal edilip, Türk mafyasından doğrudan alım yapılmasına karşı çıkmadın!
Sen, aynı Türk mafyasının Kuzey’de onlarca işletmeyi haraca bağladığını biliyorsun, susuyorsun!
-*-*-
Sen, trafik kazalarının sebebini de biliyorsun, bu konuda havaya bakıyorsun!
-*-*-
Sen, ülkenin uyuşturucu ve hatta kadın ticareti yapılan bir yer olduğundan da kesinlikle haberdarsın ama susuyorsun!
-*-*-
Sen, insan kaçakçılığının engellenmesi konusunda, “sınırımızda namusumuzu bekleyen askerin” neden geçişlere izin verdiğini de eminim biliyorsun, yine “tıs”sın!
-*-*-
Yoksa asker insan kaçakçılarına izin vermiyor, kaçakçılar kendi yollarını mı buluyor?
O zaman bizim sınırların sanırım kalbur olduğundan eminsin!
O zaman nerede bizim güvenliğimiz Sayın Taar?
Bir şeyler söylesene bu konuda da!
-*-*-
Sen, okul güçlendirme ihalelerinde dönen ya da döndürülen dolapları da biliyorsun, yine açıklama yapmıyorsun!
-*-*-
Sen, narenciyede – patateste yaşadıklarımızdan da haberdarsın!
-*-*-
Hepsinden de kötüsü, aen Kazakistan’ın bizim ülkedeki adının “ihanet – ül kazıkistan” olması için açıklama yapamıyorsun!
Satmadı mı bizi Türki dostumuz?
Sattıııı!
Tıs yok!
-*-*-
Senin bildiğin tek bir şey var Sayın Tatar!
Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’nin talimatı ile UBP’nin seni yeniden aday göstermesi için her türlü cambazlığa soyunmak!
Çünkü biliyorsun ki, Erdoğan adamlarını göndermez ve kampanya yürütmezse, alacağın oy oranı yüzde 3.1 bile değildir!
Yazık!
-*-*-
Hatta yine çok iyi biliyorsun ki, Türkiye’den talimat gelmezse, UBP’nin yedinci sıradaki cumhurbaşkanı adayı bile değilsin!
-*-*-
Daha fazla rezil olma!
Çünkü sen egonu mutlu edeceksin diye vira vira rezil oldukça, biz tükenmekteyiz be abi!
Gerçekten yazık!
Sus!
Yeter artık!
Devletin ve hükümetin suçu yoktur, olamaz!
(Külliye bitsin, bakın görün kazalar da bitecek)
Aşırı sürat!
Dikkatsiz sürüş!
Artan nüfus ve araç sayısı!
Şasi direnci çoktan çürümüş eski araçlar!
Alkollü sürüş!
Uyuşturucu etkisi altında sürüş!
Bozuk ve ışıksız yollar!
Yol kenarına dikilmiş ağaçlar (Hangi akla hizmetse!)
Kazaların sebebi üç aşağı beş yukarı bunlar!
-*-*-
“Bunların da sebebi aslında eğitim eksikliği, toplu taşımacılıkta sıfır seviye, toplumsal bozulma, hükümetin acizliği falan” diyebilirsiniz!
-*-*-
Ama değil!
Devlet ve hükümet masum mu?
Hiçbir suçu yok mu devletin?
-*-*-
Evet!
Devlet ve hükümet tamamen masumdur!
-*-*-
Mükemmel – kıskanılan bir devlet ve harika bir hükümet var ülkede!
Vatandaşını düşünen, asgari ücretli için çırpınan!
Eğitimde, sağlıkta örnek!
-*-*-
Kaza olmaması için ne mi yapmak lazım?
Yavaş sürün, dikkatli kullanın, toplu taşımacılığı tercih edin, eski araç almayın, alkollüyseniz direksiyona geçmeyin, yollar bozuk ve ışıksızsa geceleyin yola çıkmayın, yol kenarlarındaki ağaçları seyretmeyin – ay sonu da Külliye bitiyor, bayraklar her yanda, ezan sesi bayağı gür; merak etmeyin her şey tamamdır!
-*-*-
Ya hu 17 günde 7 kişicik ölmüş; abartmayın!
Yani Rumlar bizi kesseydi daha mı iyiydi?
Susun!
Oturun!
-*-*-
Kıbrıslı şöyle sorar: Yani istersiniz kimse ölmesin?
Kimse ölmezse, bizimkiler kimin cenazesinde şov yapacak?
Yaaaa!
Bırakın ya hu ölsün insanlar!
-*-*-
(Not: Allah – KKTC’de olanları görüyorsa, lütfen bildiği gibi yapsın!)
Gazze Şeridi'nde İsrail ile yapılan ateşkes anlaşması 19 Ocak Pazar günü sabah yerel saatle 08.30'da yürürlüğe girecek… Ateşkes, sabah yerel saatle 08.30'da başlayacak… Peki bunca zamandır ölen 50 bin masum insan? Ölen öldü! Ateşkes anlaşması 3 aşamadan oluşacak… Henüz ikinci ve üçüncü aşamalar açıklanmadı… Anlaşmanın ilk 42 gününde İsrailli 33 esir serbest bırakılacak… Gazze Şeridi'ne insani yardımların kapsamlı şekilde ulaşmasının yanı sıra yerinden edilen Filistinlilerin bölgelerine geri dönebilmeleri sağlanacak… İsrail’e güveniyor muyum? Hayır! Ama umarım başka çocuk ölmez…