Sol direksiyon
Ocak ayının daha ikinci haftasına girerken yedi kişinin trafik kazalarında hayatını kaybettiğini üzülerek takip ediyoruz. Haberler “ direksiyon hakimiyetini kaybederek…” veya “ dikkatsiz sürüş sonrası…” diye yazılıyor. Herhangi bir polis tutanağında veya haberde, yollardaki çökmeden kaynaklı, yol çizgileri olmayan, aydınlatma eksiği olan, bariyersiz yoldan, uyarı levhası eksikliğinden kaynaklanan bir kaza duymadık, okumadık.
Trafik kazalarını sadece sürücülere mal etmek ve herşeyi olduğu gibi kabul etmek olmaz. 2024 yılının son günü Gönyeli - Alayköy yolunda yaşanan ve bir yayanın ölümü ile sonuçlanan kazada yol aydınlatmaları yanmıyordu, yayaların dört şerit yolu karşıdan karşıya güvenle geçmeleri için Devletin trafikten sorumlu kişileri herhangi bir proje veya yatırım yapmamıştı. Sonuç bir yaya “dikkatsiz sürüş” sonrası hayatını kaybetti. Bu arada, yol aydınlatmaları halen yanmıyor, üst/alt geçit için de bir çalışma yok. Her gün onlarca insan dört şerit yolu karşıdan karşıya geçmeye maalesef devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Ledra Sohbetleri’nde Dikmen - Boğaz arasındaki yeni yapılan yolun trafik için hazır olmadığını dile getirmiştim. Yol çizgileri olmayan, keskin virajlara sahip ancak bariyeri olmayan bir yol. Kazalara davetiye çıkarıyor. Temmuz 2024’te karayolları dairesi tarafından başlayan çalışmalar ile asfaltlama yapılmış. Ocak 2025’e geldiğimiz halde yol halen trafiğe uygun hale getirilmemiş ne yazık ki. En önemli eksiklik yol çizgileri. Aydınlatması olmayan yollarda, sürücüleri yolda tutmaya yarayan çizgiler de yok. Yol çizgileri ülkemizde pek kullanılmasalar da aslında çok önemli görevleri mevcut. Örneğin İngiltere’de yeni asfaltlanan bir yol girişinde kocaman harfler ile “ Çizgisi olmayan yol - 5mil boyunca” uyarısı görürsünüz. Yol çizgilerine paramız yetmemişse en azından bir uyarı tabelası koyabiliriz. Yine bu hafta o yolu kullanan bir vatandaş ne yazık ki yol çizgisi ve bariyer olmadığı için kaza yaparak yaralandı. Ama kayıtlara “dikkatsiz sürüş” olarak geçti.
Bu kazalardan sonra yaşadığımız üzüntü ve olumsuz hava günlerce sürüyor. Rakamlara bakmak istedim. Ortada o kadar büyük bir sorun var ki ve o kadar az ilgilenmişiz ki. 1963-74 arası savaşta kaybettiğimiz kişi sayısı 1672 iken 1975-2024 arası trafikte kaybettiğimiz kişi sayısı 2092… Ülkemiz şartları için akıl almaz bir rakam…
Tabi hızlı ve plansız değişen nüfusumuz trafiğe de yansıyor. Ülkemizde trafikte anlayış, saygı hızlıca öfke ve şiddete evrildi. Yayalara olan anlayış artık yok, sıkışan trafikte şöförlerin bir birlerine saygısı kalmamış. Herkes kendi kuralını uygular noktaya gelmiş. Birçok ülkeden göç alıyoruz ve bu ülkelerdeki trafik çoğunlukla sağdan ilerliyor. Buna rağmen kendi ülkesinde alınan ehliyetleri ülkemizde herhangi bir ölçme ve denetlemeye tabii olmadan değiştirebiliyorlar. Bu uygulama hızlıca gözden geçirilmesi gerekmektedir. Onlarca can kaybı olmayan kazaların kayıtlara geçmeyen sebebleri de ülkemiz trafik akışına hakim olmayan insanlardır.
Trafikte onlarca eksiklik ortada görünüyorken, yolları daha güvenli hale getirmek için projeler ve yatırımlar yapması gerekiyorken ilgili bakanlık ülkemiz trafik şartlarına uymayan sol direksiyon araba ithali için özel izin çıkarmaya çalışıyor. Yirmi iki tane araba için özel izin çıkarmaya harcanacak mesai ile Girne yolunda ihtiyaç duyulan iki yeni üst geçit projelendirilebilir veya en son yirmi yıl önce asfaltlanan Mağusa yolu yenileme kapsamına alınabilir veya dağ yolu bölünmüş yol projesi kaldığı yerden devam edebilir… yapılacak onlarca iş, çözülecek onlarca sorun ama yetkililerin odağı yirmi iki tane araç için özel izin…
Trafik artık Devlet Politikası haline gelmesi gereken bir konudur. Karpaz’dan Yeşilırmak’a üniversitelerimizin ilgili uzman akademisyenleri ile hiç bir masraftan kaçmadan kurgulanması, planlanması ve hızlıca hayata geçirilmesi gerekiyor. Halkın sol direksiyon arabaya değil sol görüşlü ideolojiye ihtiyacı var… Daha güzel bir Kıbrıs mümkün.