1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Uzaktan gazel okumanın keyfi!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Uzaktan gazel okumanın keyfi!

A+A-

Mesela İngiltere’de insanları korkutarak yönetemezsiniz!

“Fransızlar sizi keser ha!” diye hiç bir İngiliz siyasetçisi halkını tehdit edemez, etmez!

-*-*-

“Keşke orada kalsaydım ve geri dönmeseydim” dediğim çok olmuştur!

-*-*-

Ne yazık ki KKTC, korku ile yönetiliyor…

Daha doğrusu Kıbrıs Türk toplumu, yarım asrı aşkın süredir, bir tek bu siyaset aracılığı ile “hiçleştirilmiş” durumdadır!

-*-*-

Yıllarca bize “Rum korkusu” verip idare ettiler!

Bu arada tabii ki asıl korku salan, Türkiye’den gelen komutanlardı!

Kasabalarda, köylerde, bayraktarından sancaktarlarına, zavallı halka korkuyla komutanlık yaptılar!

-*-*-

Sakın, ama sakın inkara kalkmayın, pis çamaşırlarınızı sokağa saçmayayım!

Bu da benim tehditim!

İşe yarar mı?

Yaramasa da “alışkanlık” gereği devam!

-*-*-

İnsanlar, hiç inanmadıkları, asla güvenmedikleri kişilere veya siyasetlerine, korkularından dolayı hep biat ettiler!

Şu anda da sadece korku var!

-*-*-

Ersin Tatar’ından tutun, en basit memuruna, işçisine kadar herkes, “korkup biat etmek zorundadır”…

Düşündüğünü söyleyemez; emredileni veya uygun görüleni söyler!

Asla itiraz etmez!

-*-*-

Öyle bir Erdağanofobiya gelişmiş durumdadır ki; örneğin UBP’de bila istisna – herkeste sıfır siyaset söz konusudur!

DP ya da YDP’nin durumu farklı değildir!

YDP’de en azından bir miktar farklı yakınlık da olabilir ama ötekiler, Erdoğan korkusu nedeniyle “sıfır siyaset” durumundadır!

-*-*-

Ve haliyle herkes siyasal İslamcıymış gibi davranmaktadır ve durum çok eğretidir!

Çünkü bu insanlar, tıpkı Teknofest döneminde getirilen turist arkadaşlar gibi, “alkole hücum” pozisyonundadır!

Nasıl siyasl İslamcı, yani şeriatçıysalar!

-*-*-

Kimisi bu korku düzeninde koltuğu korumakta, kimisi ise aynı düzenin maddi nimetlerinden faydalanıp işi götürmektedir!

-*-*-

Yaşadığımız tüm sorunların sebebi, korkuya dayalı siyasetin egemen olmasıdır!

Bu siyaset akıllı olana değil, çıkara göre şekillenen siyasettir!

Ve çözüm bu yüzden olmamaktadır!

-*-*-

Doğru söylemeyeceksiniz!

Öğretileni söyleyeceksiniz ve tabii ki doğru bildiğiniz sadece size kalacak!

-*-*-

Mesela, bir yandan İsrail düşmanı olacaksınız, Filistinlilere yapılanları şiddetle eleştireceksiniz ama katil Netanyahu’ya akaryakıt ihtiyacının yarısından fazlasını Azerbaycan’ın sattığını; taşımada da Türkiye’nin üzerinden geçildiğini asla söylemeyeceksiniz!

-*-*-

Söyleyen gider!

Siyasi hayatı biter!

-*-*-

Haaa bu sadece bizim siyasilerimiz için geçerli değil ki; Selahattin Demirtaş’larla, Ümit Özdağ’larla hem soldan, hem sağdan öyle korku örnekleri yaratılmıştır ki; bile istisna herkes, bize de sık sık “aman lütfen yazma, lütfen söyleme, lütfen sus” demektedir!

-*-*-

Korku düzeni öyle bir yaygın ve hastalıklıdır ki; sözde devlet kurulmuştur ama ikide bir adından, soyadından değişikliğe uğrayabileceği söylenmekte ve “devletim de canım devletim” diye kıçlarını yırtıp başına giyenlerden bir teki bile “bu ne iş?” diyememektedir!

-*-*-

Devlete sahip çıkmanın iki şekli söz konusudur; ya  24 saat Türkiye’yi yönetenlere biat – itaat – yağcılık ya da Rumlar bize ambargo koydu!

-*-*-

Haliyle kimse üzerinde yaşadığı devleti ya da toprağı sevmemekte, sevememektedir!

Hekes, ama herkes daha çok soymayı hedeflemektedir!

Soymak yanında, bir de uluslararası arenada Ada’nın yarısını pazarlık konusu yapma hedefi bulunmaktadır…

-*-*-

Vergi mükellefi bilinci sıfırdır!

Irkçılık had safhadadır çünkü bu konuda eğitim eksiktir!

Hemen herkes, bir şekilde iki yüzlü olmaya mahkumdur!

-*-*-

Ve siz hala bu yaşadığımız “şey”e, “Devlet” diyebilmekte, “çok yaşayacak” gibi iddialar savunmaktasınız!

-*-*-

Artık üzülmeyeceğim!

Vazgeçtim!

-*-*-

İki seçeneğim var, ya korkarak yaşamak sizler gibi; ya da miktirip gitmek!

İkincisi sanki daha akıllı!

-*-*-

Bu düzen bu şekliyle devam edecekse; giderim, uzaktan gazelimi okumanın keyfini yaparım!


Kısa kısa yorumcuklar…

AİHM kararı

KKTC’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), “K.V.Mediterranean Tours Limited vs Türkiye” davası ayakta alkışlandı…

Ersin Tatar, “bizim TMK’yı es geçmeyecekler, yaşasın!” diye tanımlayabileceğimiz bir tepki verdi…

Oysa bu kararda “EVKAF’ın müdahil olması” kesinlikle reddedildi…

Hani Maraş bizimdi, Vakıflar’ındı, EVKAF’ındı diye iddia ediyorduk ya!

I ıh! Öyle değil dedi AİHM!

Başka ne var bu kararda?

Türkiye’nin kesin mahkum edilmesi var…

Ama olsun, TMK devam edecek ya!

İyiyiz!

-*-*-

Hindistan…

Hindistan Başbakanı Narendra Modi pazar günü Kıbrıs’a resmi ziyaret gerçekleştirecek…

Bu ziyaret, Hindistan Başbakanı Modi’nin; Pakistan – Hindistan gerginliğinde Pakistan’dan yana açık tavır koyan Türkiye’ye karşı “açık tavrı”dır!

Ve çok önemlidir!

“Sen Pakistan’ın yanındaysan, ben de Kıbrıs’ın yanındayım” mesajının açık şeklidir ve bu “destek”, gerçekten çok büyük bir destektir…

Siyasi avantajın ötesinde, yaratabileceği ekonomik avantaj göz ardı edilmemelidir…

-*-*-

SAFE…

Avrupa Birliği'nin (AB), ortak savunma projelerinin desteklenmesi için oluşturduğu Avrupa İçin Güvenlik Eylemi (SAFE), 29 Mayıs'ta resmen devreye girdi.

BB diyor ki, “… SAFE'in oluşturulmasında AB'nin Rusya'nın olası bir saldırısından çekinmesi ve ABD'nin geleneksel güvenlik taahhütlerine bağlı kalacağından eskisi kadar emin olmaması etkili oldu”…

Şu anda bu projeye ya da bu oluşuma Türkiye’nin de katılıp katılmayacağı, katılırsa nasıl katılacağı konuşulluyor…

Tabii ki masada Türkiye ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti de var!

“Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri etkilemez” diyen var mı?


vincent-van-zalinge-myowhu-en7e-unsplash-1.jpg

"Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar"… Bu söz, Nazım Hikmet’in “Kuvayı Milliye Destanı”nda geçiyor… Münür Rahvancıoğlu hatırlattı… Ben de paylaşmak istedim! Kaçmayın! Korkmayın! Hatta Mehmet Hasgüler Hocamın dediği gibi “Van minüt” deyin!

Bu yazı toplam 1456 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar