Utanmazların son durağı “Cehennem’deki Egemen Eşit KKTC Kazanı!”
Hamlet miydi?
Prens Hamlet "To be, or not to be" yani “olmak ya da olmamak” mı demişti?
-*-*-
William Shakespeare dendiğinde aklıma Hamlet, Hamlet dendiğinde de bu söz gelir!
-*-*-
Ve bu sözü her hatırladığımda, KKTC gibi “corrupt” coğrafyaları bağlaması adına, “utanmak ya da utanmamak” ifadesini düşünürüm!
-*-*-
Gerçekten utanan yok!
Mesela çocuklarımıza mezar olan Isias Otel’in sahipleri, yapanları, ruhsat verenleri, af çıkaranları!
Veya daha tap taze; Bolu’nun Kartalkaya’sındaki otel yangını!
Utanan var mı?
Yok!
-*-*-
Ersin Tatar, Kıbrıs Tv’de soruları yanıtlıyor…
“Aday olacak mısınız?” diye soruyorlar…
Yanıt veremiyor!
Eveliyor, geveliyor, ne söylediğini, programdan sonra dinlediğinde kendisi de anlamayacak; kimse anlamıyor!
Söyledikleri haber oluyor, cümle yazılıyor ama cümlelerde anlam yok!
-*-*-
Daha doğrusu, koskoca cumhurbaşkanı, gerçekten hiç ama hiç utanmadan, “örtülü de olsa Türkiye’yi işaret ediyor, “aday gösterirlerse, desteklerlerse…” anlamına gelecek açıklamalara baş vuruyor!
-*-*-
Sonra da yine hiç utanmadan, gidiyor Hristodulidis’in karşısına dikiliyor ve “ben de cumhurbaşkanıyım, eşitim, egemenim” diyor!
Hristodulidis’i de salak sanıyor!
-*-*-
Erhan Arıklı Ankara’ya çağrıldı!
Veya gitti!
Kendisi talep etti ya da talimat aldı; hiç fark etmez; Türkitye’nin Dışişleri Bakanı ile görüştü!
Efendim bizim ilişkilerimiz böyle, Ana – Yavru, tabii ki görüşecek!
-*-*-
Bir diyeceğim yok!
Görüş!
Ama kalkıp da bana egemen eşit devletti oydu buydu diye hikaye okuma!
-*-*-
YDP hükümetten çekilecek mi?
Şimdi tövbeler tövbesi Allah’ı indirseniz karşıma geçirseniz ve dese ki, “Hakan Fidan, Erhan Arıklı’ya kesinlikle hükümetle alakalı bir talimat vermemiştir”; yemin ederim inanmam!
-*-*-
Tahsin Ertuğruloğlu…
Egemen devletin dışişleri bakanı…
TC Dışişleri’nden görev bekliyormuş…
Haftalardır tebrik kabul ettiğini biliyoruz…
-*-*-
Tamam, eski bir Kıbrıslı Rum vekil, eski bir Rum bakan da gitti Yunanistan’da seçime girdi, vekil oldu ve bakan yapıldı ama bu durum aynısı değil!
-*-*-
Haaa Türkiye’yi yönetenler de hiç çekinmiyor!
Bir uçak dolusu, hatta üç uçak dolusu heyetler geliyor; hepsi namazında niyazında, duasında hayrında; Ercan’dan bir dönüşleri var; olan biten alkolü satın alıyorlar!
Bre aman zaman!
Bre siz dindar değil miydiniz?
Tamam bizim korkaklar, meyhanede fotoğraf çektirirken, gazabınızdan korktuğu için şişeleri saklıyor, gül suyu içermiş havasına giriyor, onu biliyoruz da sizin yaptığınız ne iş?
-*-*-
Külliye inşaatı izinsiz!
Elektriği izinsiz!
Bizim Çalışma Bakanlığı’nı sıksa, gidip çalışanlarını kontrol etse, tamamı izinsiz, hatta araç kullananlarının tamamı ehliyetsiz…
Kullandıkları aletler de sigortasız ki o da ayrı mesele!
-*-*-
Güney’den alış veriş yapanları aşağılayan ama kendi alış veriş yapan müsteşar mı istersiniz; bir yakını özel kalem müdürüne, hırsızlık araç kullanması için yardımcı olan bakanlık üst düzey elemanı mı ararsınız; İngiltere’den çalınan araçları kullanan bazı çok üst düzey yetkililer hatta aileleri hatta ve hatta dedikodudan delireceğiz ama sevgilileri mi sorarsınız?
-*-*-
Mehmet Malek hocamın sanal medyadan yazdığı, Avrupa Gazetesi linç saldırıları ile ilgili yazıya bayıldım…
Avrupa dün manşetten verdi bu yazıyı…
Malek hocam, o dönemdeki polis genel müdürüne, “size kim talimat verdi?” sorularını yöneltiyor!
Gerçekten, bu konu hiç mi rahatsız etmiyor kimseyi?
-*-*-
Neden ve nasıl rahatsız etsin ki!
-*-*-
Geçtiğimiz Çarşamba günü akşamüzeri Ercan Havaalanı’na gittim…
Dikkatli okuyun bu yazacaklarımı…
Havaalanı mükemmel…
Tartışmıyorum…
Bu ülkedeki en güzel yatırım…
-*-*-
Sahibi kimdi, işletmecisi kimdi, vergi verdiydi vermediydi, o hükümetin ve devletin sorunu!
-*-*-
Kıskanılacak bir havaalanı var ortada…
Hatta şunu söyleyeyim, KKTC gerçeği içerisinde bu hava alanı, 70 sene sonrasına hitap ediyor…
-*-*-
Reklamlarına bakıyorum, otellerin kiraladığı karşılama odacıklarına ya da saloncuklarına dikkat ediyorum; geleni – gideni izliyorum; Kıbrıslı beş on polis ve üç beş gümrükçü dışında; bu havaalanı sanki Türkiye’de bir ilin havaalanı gibi…
Uçakların tamamı Türkiye’den geliyor…
Yolcuların tamamı Türkiyeli…
Kıbrıslılar Larnaka ve Baf’tan uçuyor!
Haliyle, KKTC’deki utanmazlara, utanması gerekenlere bu yolcular mı tepki verecek?
Bilmem ne demek istediğimi anladık mı?
-*-*-
Gazetelerden haberler…
Lefkoşa Sanayi Bölgesi dökülüyor…
Sorumlusu belli değil…
Girne tarihi limanı tüm çabalara rağmen sıkıntılı, Girne Belediyesi, “bizim sorumluluğumuz değil ama göz kulak olmaya çalışıyoruz” gibisinden açıklama yapıyor…
-*-*-
Mağusa’da bir iş yerine baksın düzenleniyor; 75 kadar çalışanın 25 kadarı kaçak!
-*-*-
Vatandaşın ev alacak parası olmadığını, ev almanın Sterlin nedeniyle hayal olduğunu yazıyor Tiken gazetesi…
Ve Özgür Gazete’de, benimle AKSA patronunun aynı oranda vergi verdiğimiz yazılı…
-*-*-
Utanan birini gördünüz mü?
Yok!
-*-*-
Meğer Rumlarmış utanmayan!
Transit geçiş, toprak istemekle eşdeğermiş ve kabul edilemezmiş!
-*-*-
Eyyyy ölümlüler!
Bu tarafta size hiçbir şey olmayacağını garanti etmiş gibisiniz!
Ama çok ciddiyim, eğer azacık Allah inancınız varsa, bilin ki öteki tarafta adresiniz bellidir; cehennemde “egemen eşit KKTC gazanında gaynayacagsınız!”
-*-*-
Ve bu gazandan çıkamayacaksınız!
Çünkü, biliyorsunuz, Kıbrıslı Türklerin içinde gaynayacağı gazanda kurtulmak isteyenler topuzlarla aşağıya iten zebaniler olmayacak!
Çıkmaya çalışan – cehennemdeki korkunç gazandan kurtulmak isteyen olursa, aşağıdakiler ayağından tutup çekecek!