1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Toplumun görünmeyenleri için siyaset
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Toplumun görünmeyenleri için siyaset

A+A-

Dr. Sıla Usar İncirli’nin genel başkanlığı, geniş bir sempati yarattı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin sınırlarını aşarak, ülke genelinde neredeyse herkesin ilgi odağı oldu bu sonuç… Erhürman’dan sonra değişim arayışının yeni yüzü, yeni anlamı, yeni sembolü hâline geldi.

Hem bir kadın başkan olarak…
Hem de siyaset dili, yaklaşımı, kararlılığı, özgüveni ve hitabet becerisiyle ilgi uyandırdı.

***
Elbette bir siyasetçinin yalnızca “kadın” olması tercih sebebi değildir.

Duruşu, niteliği, kapasitesi, birikimi, yetkinliği, sorunlara çözüm üretme becerisi ve samimiyeti belirleyici olmalıdır.

Ama tüm bunlarla birlikte “kadın olması” da ayrıca kıymetlidir.

Çünkü siyasetimizin erkek egemenliği altında nasıl kabalaştığını, kirlendiğini, yozlaştığını biliyoruz.

Kadınlar, çatışmanın ve tahakkümün diline değil; toplumun yarasına, adalet arayışına, eşitlik talebine dayanan daha dönüştürücü bir hatta sahip olabiliyor.

Tam da bu nedenle CTP Kurultayı’ndaki sonucun toplumsal karşılığı büyük oldu.

***
Cumhuriyetçi Türk Partisi yıllarca çok kararlı durdu “kadın kotası” üzerinde…

Geçmişten günümüze çok sayıda idealist kadının cesareti, kavgası, emeği bu sonucun belirleyicisi oldu.

Ama mücadele yalnızca cinsiyet eşitliğinden ibaret değil.

Partilerin karar alma süreçlerinin içinde yoksulların, işçilerin, özel sektör emekçilerinin, göçmenlerin ve gençlerin de aynı kararlılıkla temsil edilmesi gerekiyor.

Bugün CTP’nin Parti Meclisi’ne, Merkez Yönetimi’ne baktığımda, temsil adaletinin daha ileri bir aşamaya taşınabileceğini görüyorum.

Özel sektörde çalışan güvencesiz emekçiler…
Asgari ücretle yaşamaya mahkûm bırakılanlar…Farklı etnik kökenden yurttaşlar…
Bu memleketin yükünü taşıyan gençler…

Tüm bu grupların, partilerin yetkili kurullarında nüfusa orantılı bir temsiliyeti olmadığını düşünüyorum.

Sol partilerin, örneğin “göçmen politikaları” için ayrı, güçlü, sürekli bir çalışma masası kurması gerekiyor.

Çünkü solun öznesi toplumun bütün ezilenleri, dışlananları, görünmeyenleridir.

***
Seçim dönemlerinde “Türkiye’den taşınan nüfusun ne kadar belirleyici olduğu” sıkça söylenir.

Ancak bu gruplar, sol siyasetin üretildiği, konuşulduğu, tartışıldığı masalarda neredeyse yoktur.

Aynı yokluk, düşük gelirliler, işçiler ve yoksullar için de geçerlidir.

İşte o nedenle Cumhuriyetçi Türk Partisi en başta olmak üzere ilerici partilerin bu yönde hareket etmesi önemlidir.

Toplumsal çoğulculuğu, sınıfsal çeşitliliği ve kültürel renkliliği siyaset kurumunun içine taşıyacak yeni bir perspektif kurmak şarttır.

***
Bugün CTP’nin önünde tarihsel bir fırsat duruyor.

Kadın temsilinin yarattığı moral güç…
Gençlerin, emekçilerin, göçmenlerin, farklı etnik kimliklerin umudu…
Yükselen adalet, eşitlik, özgürlük, barış beklentisi…

Tüm bunlar, yeni dönemin yalnızca bir “genel başkan değişimi” ile sınırlı olmadığını, toplumsal sözleşmenin yeniden kurulabileceği bir eşikte olduğumuzu gösteriyor.

***
Son seçimlerde ortaya çıkan yüzde 63’lük irade, partinin toplumsal genişlemesinin ve kapsayıcı çizgisinin yarattığı güçlü bir zemindi.

Şimdi bu zemini çok daha ileriye taşımak gerekiyor.

Sorumluluk çok büyük…
 

 

Bu yazı toplam 1447 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar