1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. Toplumla Birlikte Yürümek
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

Toplumla Birlikte Yürümek

A+A-

Her dönemin tarihselliği, onun dönüşüm yaratma gücüyle doğrudan ilişkilidir. Bir değişim sürecinin ne kadar köklü ve kalıcı olduğu ise, bireylerin yaşamında bıraktığı etkiler ve toplumsal hafızada açtığı izlerle ölçülebilir. 2005 yılı tam da böyle bir dönemeçti. Neredeyse elli yıllık Denktaş dönemi sona ermiş, yeni bir sayfa açılmıştı.

Bir değişimin itici gücü, öncelikle halkın inancı, iradesi, örgütlü gücü ve kararlılığıdır. Uluslararası konjonktür ne denli zemin yaratsa da, aslolan toplumsal dinamiklerdir.

1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yakınlaşma süreci uluslararası ilişkilerde yeni bir zemin hazırlarken, Kıbrıs Türk toplumunda değişim talebi çoktan harekete geçmişti. Ekonomik sıkıntıların yarattığı toplumsal daralma, baskıcı yönetim anlayışı, gençten yaşlıya yayılan değişim arzusu ile birleşmiş; bu dalga adeta güçlü bir sel gibi önündeki tüm engelleri yıkarak yol almıştı. Toplumun ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm ihtiyacı, dünyaya entegre olma ve uluslararası hukukla buluşma isteğiyle birleşmişti.

O dönemde, bütünlüklü çözüm perspektifinin bir süreç olduğunu, bunun yalnızca siyasal değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal ilişkileri de geliştireceğini; Kıbrıslı Türklerin, toplumsal özne olmayı başararak çok yönlü kuşatmayı aşabileceklerini savunuyorduk. Bunun için toplumsal dinamiklerin ortaklaştırılması, yeni bir siyasal söylemin inşa edilmesi ve bu söylemin bütünlük içinde topluma aktarılması gerekiyordu.

Bu çerçevede, 2005 seçim kampanyamızın en önemli sloganlarından birini

“Sağ-sol cepheleşme değil, tüm toplumla birleşme” olarak belirlemiştik.

Bu slogan, sağdan ya da soldan oy devşirmek için değil; samimi, ilkeli ve bütünleştirici bir yaklaşımı ifade etmek için paylaşılmıştı. Sol bir parti olarak, kimliğimizden ödün vermeden adım adım toplumun tüm kesimleriyle açık, güven veren ve kapsayıcı diyalog kurmanın yolunu açtık.

Siyasi iletişimde esas olan, rakiplerden çok, sizin ne istediğinizi bilmeniz ve buna uygun bir dil geliştirmenizdir. İçinde bulunduğunuz koşulları doğru analiz ederek, toplumsal dönüşüm için sağlam bir yol haritası oluşturmak ciddi bir sosyolojik çaba gerektirir. Yerel ittifaklardan uluslararası etkene, rakiplerin pozisyonlarından kendi iç dinamiklerinize kadar tüm unsurlar birlikte değerlendirilmelidir. İşte bu nedenle, söz konusu slogan hem toplumun beklentisini hem de birleşmenin aklını ve duygusunu yansıtan güçlü bir ifadedir. Çünkü akıl ve duygu bir araya gelip, mücadele ile birleşmeden gerçek bir dönüşüm gerçekleşemez.

Bu bağlamda, tüm toplumla birleşmek ve katı siyasi cepheleşmeyi ortadan kaldırmak, ilkeleri belirgin bir siyasal yol için kaçınılmazdır.

2005’te statüko kırılmıştı. Bu, elli yıllık kuşatmanın sona ermesi demekti. Mehmet Ali Talat’ın öncülüğünde toplum dünyaya açılıyor, farklı kesimlerin ortak değerlerde buluştuğu yeni bir dönem başlıyordu.

Bugün, 2025 seçimlerine yaklaşırken, benzerlikleri ve farkları olan yeni bir dönemeçteyiz. Tıpkı o gün olduğu gibi, bugün de “toplumun ruhu” cepheleşmeyi değil, birleşmeyi çağırıyor. Ancak bu çağrı, yine ancak ilkeli, samimi ve güven veren bir eksende karşılık bulabilir. Kimin ne dediğinden çok, bizim neyi nasıl yapacağımız önemlidir. Yeni dönemde yaratmak istediğimiz toplumsal özgüven; korkulardan arınmış, geleceğe cesaretle yürüyen bir toplum vizyonunu zorunlu kılıyor. Kıbrıs Türk toplumu kabuğunu kırmak ve değişime yönelmek istiyor. Bu talebe karşılık vermek, hepimizin sorumluluğudur.

Ekim 2023’te Lefkoşa’da düzenlediğimiz büyük yürüyüşte,

“Birlikte yürüyoruz, birlikte yöneteceğiz!” sloganını taşıdık. Bu yürüyüş cepheleşmenin değil birleşmenin toplumsal görüntüsüydü. 2005’te statükoyu kırdık, toplum uzun süre rahat bir nefes aldı. Bugün asıl önemli olan, sonuç alıcı adımlar için yine toplumla birlikte yürümektir.

Bu yazı toplam 824 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar