1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Tatar’ın donunun parasını da biz mi ödüyoruz?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Tatar’ın donunun parasını da biz mi ödüyoruz?

A+A-

Ersin Tatar’ın bana, o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı’ya ve Yenidüzen’e “dört adet köşe yazım” üzerinden açtığı dava dün tamamlandı… 
15 Ağustos’a kadar davacı Tatar’ın avukatı ve davalıların avukatı görüşlerini, iddialarını, savunmalarını, suçlamalarını her neyse, mahkemeye yazılı olarak verecekler akabinde de mahkeme yargıcı Şerife Katip Kır kararını açıklayacak!

-*-*-

Karar ne zaman açıklanır?
Mahkeme yargıcı dışında kimse bilemez!

-*-*-

Seçimler Ekim 

-*-*-

Tatar, kendisine hakaret ettiğimizi iddia ediyor!
Biz de gazetecilik yaptığımızı savunuyoruz!

-*-*-

Çok ayrıntıya girmenin bir anlamı yok!
Ama çok merak ettiğim bir şey var; ve kesinlikle Tatar’ın bu konuda şeffaf olması lazım; bu davanın masraflarını kim ödüyor?

-*-*-

Tatar, bir gazeteciye, gazetecilere veya bir çok vatandaşa benzer davalar açtı… 
Kazandı ya da kaybetti fark etmez; her davanın masrafı var!

-*-*-

Mesela avukat ücreti!
Tatar’ı savunan avukatın beleşe bu işi yaptığını sanmam!

-*-*-

Tatar, bizim vergilerimizden kesilen parayla mı bize dava açıyor yoksa mahkeme masraflarını cebinden mi ödüyor?

-*-*-

Ayrıca, şu anda gerçekleştirmekte olduğu İngiltere gezisinin masrafları kim tarafından karşılanıyor?

-*-*-

2020’nin başında bir İngiltere ziyareti daha yapmıştı!
O gezide kendisine eşlik eden üç gazeteciden biriydim!
Günlük 150 Sterlinden harcırah alacaktık; üç gün kaldık; bana 450 Sterlini hala ödemedi!

-*-*-

O alacağım devletten midir, Tatar’dan mıdır?
Kime mi sorayım?
Şu anda Kamu Hizmeti Komisyonu olan Ömer Köseoğlu’na sormam gerekirmiş!
Neden?
Çünkü Köseoğlu o dönemde Başbakanlık Müsteşarı’ymış!
Tatar da başbakandı!

-*-*-

Neyse!
Diyeceksiniz ki, “Sen de abuk sabuk şeyler yazıyorsun, bak Ersin Tatar, İngiltere’de, bir bakan ile görüştü!”…

-*-*-

Evet, KKTC’de, kendi evinde Avrupa Birliği’nin (AB) Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn ile görüşmedi!
Ama İngiltere’de, gitti, İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nda, “Avrupa ilişkilerinden sorumlu müsteşar”la görüştü!

-*-*-

Hemen diyeceksiniz ki, AB temsilcisi şu şekilde atanmıştı da taraftı da oydu da buydu da!
AKSA’nın patronu, kendi kardeşini dolandırıyormuş, kandırıyormuş; gazetesi Kıbrıs ile de bizi uyutmaya çalışıyor, şimdi de bu görüşme konusunda bize “övgü dolu” şeyler yazabilir!

-*-*-

Elbette İngiliz devlet bakanı, bakan yardımcısı ya da müsteşar ile görüşmesi önemlidir!
Ancak kesinlikle seviye düşürmedir!
Bana açtığı davalardan biri bu konuyla alakalıdır!
“Abidik gubidik insanları kabul edemezsin” demiştim!


-*-*-

İngiltere’nin Avrupa bakanı, bakan yardımcısı, müsteşarı ya da ne nesiyse, ilgili milletvekili kardeş ile görüşmesi her şeye rağmen kesinlikle iyi bir şeydir ama şu da bilinmelidir; görüşmenin fotoğrafı çekilememiştir…
Burada aşağılanma vardır!
Ben olsam görüşmezdim!

-*-*-

Sen, AB’ye “taraflısın, Rumcusun” diyeceksin ve ayağına kadar gelen temsilcisi ile görüşmeyeceksin ama “vatandaşı” olduğun İngiltere’de, her vatandaşın hakkı olan, İngiliz milletvekiliyle randevu alıp görüşmeyi bize “büyük iş” olarak satmaya kalkacaksın!

-*-*-

Bu arada belirtelim, İngiltere’nin Avrupa bakanı diye bir bakanı yoktur…
Tatar’ın görüştüğü Milletvekili Stephen Doughty, “Avrupa, Kuzey Amerika ve Denizaşırı Bölgelerden Sorumlu Devlet Bakanı”dır… Tam unvanın İngilizcesi şöyledir: Minister of State (Europe, North America and Overseas Territories)… 
Ve milletvekili olduğu için de, kendisiyle büyük olasılıkla “Majesteleri Kral’ın bir vatandaşı olan Ersin Tatar ile randevu” alınmıştır!
Tatar, İngiliz yetkili ya da vekil veya bakan ile “KKTC Cumhurbaşkanı” sıfatı ile görüşmemiştir!

-*-*-

Gelelim esas konuya!
Tatar’ın, AB Özel Temsilcisi Hahn le görüşmemesinin talimatı Ankara’dan gelmiştir!
Çünkü, dün da yazdık, Ankara, Tatar’ın, bir çuval inciri berbat edebilme potansiyelini çok iyi bilmektedir!
Tatar’ın görüşmesini istemeyen Ankara’dır!

-*-*-

Neyse!
Sayın Tatar!
Bir: Bana 450 Sterlin borcunu öde! Yaptığın ayıptır; o dönemdeki Başbakanlık Müsteşarı, şimdiki müsteşara söylerse ve bana Ünal Üstel’in talimatı ile de olsa 450 Sterlin ödenirse, şikayetim yoktur!

-*-*-

Bu arada Sterlin, 2020 başında İngiltere’ye gittiğimiz zaman 7,5 TL’ye denk geliyordu…
Dün bu satırları yazarken 1 Sterlin, 55 TL’ye dayanmıştı!
Tatar’ın, TL’nin bu zavallı pozisyonda olması ile alakalı bir suçu mu var?
Hayır yoktur ama bizi bu para birimine mahkum etmenin çok büyük bir siyaset olduğunu savunmakla, bu topluma ihanet etmesi arasında doğrudan ve güçlü bir bağ var!

-*-*-

Evet Sayın Tatar!
Gelelim ikinci konuya…
İki: Bana karşı açtığın davanın masraflarını devletin kasasından mı ödüyorsun yoksa kendi cebinden mi?

-*-*-

Ve gerçekten çok merak ettiğim bir konu var…
Üç: İngiltere’de eğer iç çamaşırı alacaksan, öyle alışmışsın, illa da Marks and Spencer!
Eskiden St. Michael mıydı markası?
Yoksa hala mı öyle!
Donunun parasını da biz mi ödüyoruz?

-*-*-

Kendi paranla alıyorsan, güle güle giy!
Değilse… 
İnşallah üzerine giydiğin tüm organları rahatsız eder!

****

Seçmen sayısını biliyoruz,

vatandaş sayısını açıklayamıyoruz!

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Mayıs ayı başı itibarıyla seçmen sayısının 215 bin 611 olduğunu açıkladı…

-*-*-

Özerdağ, BRTK’da, Pembe Paşaoğulları'nın sunduğu Net Olalım programına konuk oldu ve  2020 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda 198 bin 957 olan seçmen sayısının, ikinci turda 18 yaşını dolduran seçmenlerle birlikte 199 bin 29’a yükseldiğini anımsattı.

-*-*-

Özerdağ, 2020 ile 2025 seçimleri arasında seçmen sayısında 16 bin 582 kişilik artış olduğunu kaydetti.

-*-*-

Tabii ki bu artışta “18 yaşını dolduranlarla birlikte, yeni vatandaş olanlar da var”…

Ancak kaçı 18 yaşını doldurup da seçmen olan, kaçı yeni vatandaş seçmen o ayrıntı yok!

-*-*-

Bir de aklıma geldi; neden seçmen sayısını biliyoruz ama vatandaş sayısını bilmiyoruz?

Yoksa biliyoruz ama “suç işlemiş olmaktan”; mesela “usulsüzlükten” dolayı açıklamaya korkuyor ya da çekiniyor muyuz?

036-1536x1536.png

New York’un tarihteki ilk komünist ve Müslüman belediye başkanı geliyor… Yolda… 33 yaşında… Trump’ı korkutan ve daha da delirten biri… Donald Trump, New York’ta geçtiğimiz gün yapılan Demokrat Partinin belediye başkan adayı ön seçimlerinden Hint asıllı Müslüman aday Zohran Mamdani'nin (Fotoğraf) zaferle çıkmasına tepki gösterdi ve "Demokratlar çizgiyi aştı. Yüzde yüz komünist bir deli olan Mamdani kazandı” dedi… “Sonunda oldu, Demokratlar çizgiyi aştı. Yüzde 100 komünist bir deli olan Zohran Mamdani, Demokrat ön seçimini kazandı ve Belediye Başkanı olma yolunda" ifadelerini kullanan Trump, partide daha önce de "radikal solcular" bulunduğunu ancak Mamdani'nin kazanmasının "biraz saçma" olduğunu savundu. Mamdani için "Korkunç görünüyor, sesi tiz, pek zeki değil" ifadesini de kullanan Trump, "Tüm aptallar onu destekliyor" yorumunu da yaptı...

 

Bu yazı toplam 1986 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar