1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Statü saplantısı
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Statü saplantısı

A+A-

“Statü” saplantısı hellimin içine de girdi.
Nane niyetine!
Geleneksel ve ticari bir ürünü bile siyaset malzemesi yaptılar.

***

Coğrafi tescille birlikte önemli bir fırsat var önümüzde…
Yüksek kalite ve standartta üreteceğimiz “hellim”i Avrupa’ya satmak.
Kockoca bir dış pazar!
Hem de yalnızca Kıbrıs’ta üreteceğiz.
Bir başkası istese de üretemeyecek.

***

Kıbrıslı liderler yıllar önce “denetimi bağımsız bir kurum yapması” koşuluyla hellimin ortak tescilinde uzlaşmıştı. O dönem test, gözetim, belgelendirmede dünya lideri bir kurum “Bureau Veritas” ile el sıkışıldı. Şimdi, sağlık ve hijyen için de bağımsız bir denetim kurumu atanacak.
Mesele “bağımsız denetim” mi?
Yoksa “atamayı kim yapacak” noktası mı?
Hani siyaset dediğim bu…
“Statü” saplantısı!

***

Elbette, atamayı Avrupa Komisyonu ve Kıbrıs Cumhuriyeti yapıyor.
Niye?
İşte kimilerinin yüzleşmediği hakikat bu…
Çünkü Avrupa Birliği üyesi ülke Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC değil…

***

Avrupa Birliği üyesi bir Kıbrıs Cumhuriyeti yokmuş gibi…
Ya da Kıbrıslı Türklerin, Avrupa Birliği’nde sahip olduğu haklar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki ortaklıktan kaynaklanmıyormuş gibi davrananlar var.
“Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Kıbrıslı Türkler” olarak üyesiyiz, Avrupa Birliği’nin…
“İki ayrı devlet” olarak ayrılsaydık zaten…
O durumda Avrupa Birliği’yle de ilgimiz olmazdı.

***

Hellimle ya Avrupa pazarına gireceğiz.
Ya da Türkiye ve Arap pazarıyla sınırlı kalacağız.

***

Sanayi Odası Başkanı’yla görüştüm, anladığım, Avrupa pazarını öyle çok da cazip görmüyor.
“450 Milyonluk Avrupa Pazarı deniyor.
Bunun aslında 100 milyonu İngiltere’ydi.
Şimdi onlar bu pazardan ayrıldı.
Aslında İngiltere’ye doğrudan hellim satma imkânımız var.”


***

Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk’a göre “hellim tescili” sürecinde iki temel sorun var:
1- “Denetim” firmalarının Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından atanması kabul edilemez.
2- Coğrafi tescil için “Yeşil Hat Tüzüğü”nde değişiklik şart.

- ki ikincisi çok haklı bir istek, Larnaka ya da Limasol üzerinden Avrupa’ya açılmak için...-

***

“Hellim” tescilinde bir de “kalite standardı” koşulu var.
Koyun ve keçi sütü yani küçükbaş oranının en az yüzde 51 olması isteniyor.
Adanın kuzeyinde bu oran şu anda yüzde 3!
Güneyde de bu oran yüzde 15” diyor Sanayi Odası Başkanı…
“Aslında her iki tarafta üreticiler yüzde 15, Tarım Bakanlıkları ise yüzde 51 oranını istiyor.”

***

Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı parlamenteri Niyazi Kızılyürek’le konuşuyorum.
“Tarihi bir fırsat var” diyor.
Avrupa Komisyonu’nun en üst düzey isimleri ile görüştüm. Kıbrıslı Türk üreticilere, standartlarını geliştirmeleri için ciddi mali ve teknik yardım da yapılacak. Avrupa pazarına girmek önemli
Yeşil Hat Tüzüğü’nü soruyorum.
Kıbrıslı Türk üreticiler Kıbrıs limanları üzerinden Avrupa'ya açılacak, bu yönde hiçbir tereddüt yoktur. Hellim tescil edildiği andan itibaren Avrupa pazarına erişimi için Yeşil Hat Tüzüğü’nde gerekli değişiklik yapılacak. Bu yönde tüm hazırlıklar tamamlanmıştır.
Peki sorun nerede?
“Herhangi aşılmayacak bir sorun yoktur, bu Avrupa Birliği projesidir, bunu anlamak ve bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor.”

***

TC-KKTC Protokolü imzalandı, proje ya da destek başvurularının çoğunun TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne yapılması isteniyor.
Kararı “TC Kıbrıs Koordinatörlüğü” veriyor.
Denetimi “TC uzmanları” yapıyor.
Hemen her başlıkta!
O zaman “statü” meselesi yapmıyor kimse!
Hem de “birbirini tanıyan iki ülke” varken…
“Ankara projeleri” diyenler…
“Avrupa projeleri” diyemiyorlar nedense!

***

Yeniden hatırlatalım, Avrupa Birliği üyesi bir Kıbrıs Cumhuriyeti vardır ve bizler, o ülkenin yurttaşları olduğumuz için pek çok hakkı kullanabiliyoruz.
Pasaportunu taşıyoruz örneğin…
Liderimiz dâhil!

***

Yol ayırımı tam da bu zaten…
Avrupa’da bir gelecek mi istiyoruz kendimize…
Yoksa…
Türkiye ve Arap dünyasında mı, sadece!

Bu yazı toplam 2575 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar