1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. ŞİİRDEN GÖRÜŞME MASASINA
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

ŞİİRDEN GÖRÜŞME MASASINA

A+A-

Güçlü bir trajedisi olan halkların şairleri için tutulacak iki yol vardır. Birisi bu trajedinin çatışma kültürünce empoze edilmiş bir kolektif bellek için resmi tarih anlatısı çerçevesinde aktarımını yapmak diğeri ise trajediyi bir insanlık ağıtına dönüştürüp acının milliyetsiz metnini oluşturmak. İkincisi genelde Robert Frost’un şiirindeki az gidilen yol olmuştur. Acı deneyimlerin içinden çıkan bir şiir için de iki yol olduğu düşünülebilir. Şiir araçsallaşıp suçlayıcı, intikamcı bir ton alabilir - bazen alttan alta gider bu- diğer yol ise insan olmanın insandaki kötülüğün ve iyiliğin izlerini araştırmaktır. Şairin düş kırıklığı, belleğinde kayıtlı şiddet ve adaletsizlik görüntüleri zorlaştırır bu ikinci yolu ama has şairin başka yolu yoktur.

Meletis Apostolides’in “Bütünleme Meselesidir Bu” kitabında Kıbrıs’taki şiddet, mağduriyet ve adaletsizliğe dair kendi deneyimi içinden sunduğu fragmanlar şairden aldığımız bir mektup gibi bizi sersemletip bir sızı yerleştiriyor içimize. Bu Türkçe konuşan Kıbrıslılar için biraz gecikmiş bir mektup. Yılların engeline, sınırlara, dikenli tellere takılmış ama ulaşabilmiş sonunda. Bizim de dâhil olduğumuz hatta bir anlamda sorumlusu olduğumuz acılardan söz ediyor, belleğimizde çoğalan çarpıcı kesitler sunuyor bize.

Meletis Apostolides’in şiirlerinin bizimle doğrudan ve güçlü bir iletişime geçmelerinin en önemli nedeni trajik deneyimlerden çıkmış ve sahici olmaları. Şiirler arasında dolanırken bizi derinden sarsan tanıklıklar ve bunlara eşlik eden güçlü imgelerle karşılaşıyoruz : Apansız çıkıveren ve kuşa dönüşen bir anı, can çekişene şiirin can verişi, Militarizmle, cuntayla tanışması ve şairin buna itirazı, savaşın, şiddetin, kıyımın derin acısı, karalara bürünmüş kadınlar, ölümle burun buruna gelmek yanında arkadaşlarının ölmesi,, oğlunun yaşadığını öğrenen babanın onunla kucaklaşma anında gök gürlemesi ( babanın acı ve kaygıdan bitkin halini deneyimin görkemi ile tamamlayan gök gürlemesi).çocukluk evindeki yabancının duyarsızlığı ve küstahlığı, Kıbrıslı Türk arkadaşlarının benzer acılarına duyduğu empati Meletis’in şiirleri Kıbrıs’ın içindeki acı düğümünün bir kalbin sızılarıyla sunulması bizlere. Kıbrıs’ın acıları içinde kendi yolculuğunu yapıyor Meletis ve hukuksal alanda girdiği adalet arayışının duygusal köklerini sunuyor bize.

Kıbrıslı Rum toplumunda derin bir adaletsizliğe uğramışlık duygusu ve bir savruluşun ardından oluşan telafisi zor yas halini başka hiçbir yazınsal tür ile yapılamayacak biçimde sergiliyor bu şiirler. Bir anlatı, öykü ya da roman olsalardı bize kalbimizi sızlatan boşlukları veremeyebilirlerdi.

Şiirlerin sus anlarında çoğalan etkileri var. Biraz da bir mimar gibi kurmuş şiirini Meletis. Boş alanlar bırakmış, gereksiz süslemelerden kaçınmış, daha çok da kelimelerin çarpıcılığına dayanmış.

Şiirler ilk dizeden itibaren içtenliklerine inandırıyorlar bizi. Şair rol yapmıyor, hava atmıyor, bizi kandırmaya, gözümüzü boyamaya kalkmıyor, kendi iç sesiyle belleğinin labirentlerini dolaşarak sarsıcı hikâyesini anlatıyor bize… Kendi kuşağından pek çok erkeğin de hikâyesi olabilecek anlatılar bunlar Bir genç erkek kendini şiddet sarmalının içinde buluyor, burada zulmü ve adaletsizliği, yerinden yurdundan koparılışını, ülkesinin bölünmesini izliyor. Ama hepimizin Orams davası diye bilinen davayla da bağ kurarak anımsayacağımız üzere bir fark var Meletis’in hikâyesinde; Geçmişle duygusal bağı bir adalet arayışına itiyor onu, elinden alınan geçmişini, anne ve babasıyla kedere bulanmış anılarını avutmaya çalışıyor; kendi ruhunun bütünlemesini yapıyor bir biçimde. Hukuk ve şiir buluşabilir mi? Vicdanda buluşabilir belki…

Şiirin aradığı adalet hukuk diliyle çözümlenecek bir adalet değildir. Şiir düşüncenin sınırlarını geliştirerek hukukun hatta felsefenin çok ötesine geçebilir. Meletis, burada kalbinin dilini konuşturuyor ve bizi hikâyesinin duygusal köklerine götürüyor.
Tam da bu günlerde Mont Pelerin’de heyetler ve teknik komitelerle tartışılanın kurnaz ve soğuk tınısını düşündürüyor bana bu…

Mesele bir haksızlığa uğramışlık duygusunun giderilmesidir. Ruhlarımıza ilişkin bir bütünleme meselesidir. Toprak ve mal mülk, anılar ve kırgınlıklar demektir. Büyük haksızlıklar karşısında bir adalet tesellisi aramaktır. Bu kitaptaki şiirlerin görüşme masasında okunmasını öneriyorum.

Bu kitabı bize armağan eden Meletis Apostolodis ve Heterotopia yayınlarına ve özenli çevirisi için Niyazi Kızılyürek’e teşekkür etmek istiyorum.

Bu yazı toplam 2165 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar