1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Rejim SİM’e karşı…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Rejim SİM’e karşı…

A+A-

KKTC’deki hâkim rejim bu yıl başından beri Kanal SİM TV’ye izleyicilerine ulaşmada yayın yapabileceği mecra sorunu yaşatmaktadır. Rejimin bu tavrı SİM Radyo’nun yayına başladığı 21 Temmuz 1998’den beri vardır; o dönemde SİM Radyo yönetim kurulu başkanı olarak rejimin anti-demokratik baskılarına çok maruz kaldık. Bazılarını paylaşalım…

Yayına çıkmak için tesis olarak her şeyimiz hazır ve tamam; rejim SİM Radyo’ya frekans vermekte her türlüsünde zorluğu çıkardı… Sonunda bir frekans verdiler… Sevindik zahir… Sonunda yayına çıkıyoruz! Meğer İngiliz üslerinden yayın yapan BFBS’in frekansına yakın bir frekans vermişler, BFBS yayınlarına parazit oluyormuşuz… İngiliz Yüksek Komiseri çıkageldi… Onlar için BFBS adadaki yurttaşlarına herhangi bir kriz durumunda ulaşabilme vasıtası imiş ve bunu riske atamazlarmış… Ya bu frekanstan çıkacağız ya da bize Ledra Palas üzerinde parazit düzeneği kuracaklar… Hükümete başvurduk, BFBS’e parazit olduğumuz için mutlu idiler, yeni frekans vermekte gönülsüzdüler; BFBS başka frekansa gitsinmiş… Belli ki İngiliz Yüksek Komiserliği de KKTC’yi yönetenlerle konuyu iyicene tartışmıştı ki, SİM Radyo’ya sonunda yeni bir frekans verildi. Dinleyicimizle yeniden ve farklı bir frekanstan buluşabilmek için yeni frekansımızı Girne kapısındaki tören tribünlerine astığımız bir pankartla günlerce duyurduk…

O dönemde sabah yayınlanan Radyo Gazetesi programına dinleyiciler telefonla bağlanıp görüş belirtebiliyor, yorum yapabiliyordu… Bir izleyicimizin yaptığı yorum abartılı ve kullandığı dil de yakışıksız idi ama telefondan katıldığı için o anda onu önlemek de olası değildi… Zaten tüm yayınlarımızı özellikle izlediğini ve takibinde olduğumuzu bildiğimiz rejimin bunu kullanarak yayınlarımız durdurmaya kalkışacağını tahmin edebildiğim için, hemen yayına bağlanıp, o dinleyicimizin konuşmasının içeriğini de dilini de doğru bulmadığımızı ve kurumumuzu bağlamadığını söyledim. Ama tahmin ettiğimiz gibi oldu, yönetim kurulu başkanı olarak Sivil İşler’e çağrıldım… Söylenen sözler, yapılan tehditler bir yana, bir yazı verdiler ve onu radyoda okuyarak kendimizi affettirebilirmişiz ve yayına devam edebilirmişiz dediler… O yazı, SİM Radyo’da okunabilecek içerik ve nitelikte değildi, kabullenebileceğimiz bir metin değildi, suçlamaları ise kesinlikle haklı ve demokratik değildi. Kabul etmedim, yayını durdurmakla tehdit ettiler ısrarla… Sonunda, isterlerse yayını durdurabileceklerini ama dinleyicilerimizi kendi kapılarının önüne eyleme davet edeceğimizi söyledim… Sivil İşlerin ne ilgisi vardı yayıncılıkla?! Rejimin bekçisi onlardı… Çıkmak üzere kalktığımda, yazıyı imza karşılığı vermek istediler, almadım… Kendilerinin o yazıyı istedikleri yayın kuruluşunda okuyabileceklerini, istedikleri dosyaya koyabileceklerini söyledim… Yayınlarımız durdurmaktan vaz geçtiler…

SİM Radyo’ya reklam almakta zorlanıyorduk. Bize reklam verenleri tehdit ediyorlardı; reklam istediklerimizden de “Veremem, durumu anlan ya?!” diye yanıt aldığımız da çok oldu… Ama gene de çok dinlenen bir radyo idi SİM… Annan Planı döneminde İnönü Meydanı’nda yapılacak bir miting öncesi LTB ekipleri alanda gizlenmiş bomba bulduğunda bunu ilk önce BRT haber yaptı ve mitingin de iptal edildiğini duyurdu…Halbuki miting iptal edilmemişti, ya İnönü Meydanı polis ve LTB ekipleri tarafından iyice taranıp miting için güvenli bir meydan olacaktı ya da miting Otobüs Terminali’ne kaydırılacaktı… SİM Radyo’dan duyuruları yaptık, hem de rejimin BRT’sinin konu ile ilgili olarak devamlı yaptığı yanlış-yalan duyurular ile yarışarak… Sonunda İnönü Meydanı’na seksen bin kişi geldi… Kitlelere ulaşım mecramız SİM Radyo idi ve BRT’den daha fazla dinlenir, güvenilir idi; ispatı bu idi…

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nda rejimin seçtirdiği ve görevde tuttuğu yönetim ekibine karşı bir grup üye 2001 yılında çalışma başlattı; etkili oldular, Oda’nın yönetimi ilk genel kurulda değişebilecek… Gün geldi çattı, genel kurul toplanacak… Rejim bu değişime direniyor, değiştirmek isteyenler de inadına direniyor… Rejim kaybedeceğini anlayınca, Oda genel kurulu toplantısının iptal edildiğini BRT’den duyurdular… Değişim hareketini organize edenler üyelerine ulaşabilmek için SİM Radyo’dan duyuru yaptı, genel kurulun yapılacağını duyurdu… Üyeler geldi, genel kurul yapıldı ve oda meclisinin tamamı da değişimi isteyenlerden seçildi… SİM Radyo kitlelere ulaşabiliyordu, ulaşıyordu, BRT’den de daha etkili idi… Rejim SİM Radyoyu sevmemekte haklı idi ama çaresizdi; yaptıkları tüm baskılar sadece SİM Radyo’nun daha fazla izlenmesi sonucunu yaratıyordu…

Gel zaman git zaman… 2005… Kanal-T televizyonu yayına girecek… Verdikleri frekanstan izlenebilecek kalitede bir yayın yapabilmesi imkansız… YYK üyesi bir arkadaşımız durumdan rahatsız… Beni aradı, kasten engel olunmaya çalışıldığını söyledi; sağ kendi içinde salim değilmiş meğer… Kanal-T sahibi Ersin Tatar İstanbul’da, rahmetlik Rüstem Tatar’ı aradım ve durumu aktardım, “yukarılardan bastırmanıza ihtiyaç var” görüşümü paylaştım… Belli ki öyle yapmıştı ki Kanal-T’ye yeni bir frekans imkanı verildi… Rejim sadece muhaliflerine değil, kendi içinde kendilerince nedenlerle de anlaşamadıklarına da karşı idi…

Şimdilerde de Kanal SİM TV’ye düşmanca davranıyorlar… Kadrolarını gazetecilere yaptıkları davetlere ve resepsiyonlara dahil etmiyorlar… İstasyonun yayın yapabileceği mecrayı devlet vermiyor… Sonuç?! Kanal SİM TV internet üzerinden bazı olanakları kullanarak yayınlarına devam; hem de izleyici sayısını kaybederek değil, artırarak ve izleyicilerin daha fazla sevgisini ve bağlılığınım kazanarak…
KKTC’deki siyasi rejimin çirkin yüzü hayatımızın her yolunda karşımıza çıkıyor; korkutabiliyorlar mı? Hayır… Baskı rejimlerini tehditlerle ileriye taşıyabiliyorlar mı? Hayır… Kazanıyorlar mı?! Hayır… Onlarca yıldan beri Kıbrıslı Türklere uyguladıkları baskı, tehdit ve şantajdan sadece kayıplar elde ettiler… Nerede o eskilerin BEY düzeni?! Bugünlerin demokrasisi yeterli mi? Hayır… Ama kullanılabilen ne kadar demokratik hak varsa işte bu rejime karşı direnme ve mücadele ile kazanıldı, elde edildi; Kuzey Kıbrıs halkına verilmiş bir demokrasi yoktur, o halkın kazandığı demokrasi vardır. Yeterli değildir; mücadeleye devam… Bu mücadele SİM Radyo, Kanal SİM TV ile kitlelere anında ulaşılarak devam edecek… Rejimin korkusu da budur…
“Korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar / Geliyoruz, geleceğiz yakındır” demişler; öyledir zahir…

Bu yazı toplam 1293 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar