Rakamlar ve lafazanlık!
İsrail, Hamas saldırısı bahanesiyle 665 gün önce Gazze’ye saldırmaya başladı…
-*-*-
665 günde 60,000’den fazla insanı katletti!
-*-*-
Bu, Gazze’de yaşam süren her 36 kişiden 1’inin öldürüldüğü anlamına geliyordu…
-*-*-
Aynı zamanda, İsrail’in, son 665 günde, hemen her gün ortalama 90 Filistinli öldürdüğü gerçeği söz konusuydu.
-*-*-
Aynı sürede, İsrail’in, Gazze’ye gıda yardımını engellemesi sonucu başlayan açlıktan dolayı da 150 kişi öldü.
-*-*-
Bunların 90 tanesi bebek ve çocuk…
-*-*-
Fransa, İngiltere falan “Filistin devletini tanırız ha!” diyor!
Türkiye’den neredeyse “Cihad” çağrıları falan yükseliyor!
-*-*-
Ama aslında tüm dünya izliyor; Netflix’te savaş filmi izlermiş gibi…
Ve çocuklar ölüyor…
-*-*-
Televizyonu kapatıp uyuyoruz…
Sabah kalkıp normal yaşama devam!
İşimiz lafazanlık!
-*-*-
Ne mi yapabiliriz?
KKTC açısından söyleyeyim; en azından İsrail’in en kadim ve en iyi dostu Azerbaycan’a sabah akşam yalakalık etmekten vazgeçebiliriz mesela!
Kaldı ki, bu dostluğun KKTC’ye hiçbir faydası da yok ki “çıkarlarımız…” diye cümle kuralım!
-*-*-
Ve gelin Pazar lafımızı da edelim; “Lafazan bir toplum ve onurlu bir toplum olmak arasında ciddi fark vardır ey Müslümanlar!”

Pimpiriklenmek!
Vallahi 58 yaşıma geliyorum, bu konuda yazı yazmayacak olsam, başlıktaki kelimenin doğrusunu öğrenemeyecektim; hep yanlış söyleyecektim!
-*-*-
Yıllardır “pipiriklenmek” olarak biliyordum!
Oysa, en baştaki p ve i harflerinden sonra m harfi de olmalıymış!
-*-*-
Yani kelimenin doğrusu, “pimpiriklenmek”…
-*-*-
Bu arada belirtmekte fayda var, bunca yıldır doğrusunun “usurmak” olduğunu sandığım kelime de “osurmak”mış ki bu konuda da bir yazıyı ilerleyen Pazar günlerinde yazarım!
-*-*-
Efendim; yapay zekaya “pimpiriklenmek nedir?” diye sordum…
Yapay zeka ne yaptı?
Tabii ki soruma cevap verdi ve şunları söyledi:
-*-*-
"Pimpiriklenmek", Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre, "gereksiz yere kuruntu yapmak, şüphelenmek, vesveselenmek" anlamlarına gelir. Genellikle bir işin veya durumun olumsuz sonuçlanacağına dair aşırı endişe duyma, kuruntu yapma ve şüphelenme durumlarını ifade eder.
-*-*-
Yapay zeka, “Ek Açıklamalar” da yaptı… Bakalım:
-*-*-
Kuruntu:
Gerçekte olmayan, hayali şeylere inanmak, zihinde kurulan olumsuz düşünceler.
-*-*-
Şüphelenmek:
Bir şeyin doğruluğundan veya birinin niyetinden emin olmamak, kuşkulanmak.
-*-*-
Vesveselenmek:
Kötü bir şey olacakmış gibi kuruntuya kapılmak, zihinde olumsuz düşüncelerle meşgul olmak.
-*-*-
Bu kelime, genellikle tedirgin, endişeli ve kuşkucu bir ruh halini tanımlamak için kullanılır. Bir kişi, bir durum hakkında sürekli olarak olumsuz senaryolar kuruyorsa veya birinin niyetinden şüphe duyuyorsa, "pimpirikleniyor" şeklinde ifade edilebilir…
-*-*-
Peki neden pimpiriklenmekle alakalı yazı yazmak istedim?
Ona da geleyim…
-*-*-
Gazetelerde bir haber; efendim “… KKTC Bakanlar Kurulu, Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ı vatandaşlığa kabul etti…”
-*-*-
Kabul ettiyse, demek ki Aziz Sancar bey bir başvuru yapmış demektir!
-*-*-
Peki, koskoca bir Amerikalı profesör; Nobel falan kazanmış, KKTC vatandaşlığını ne yapsın?
-*-*-
Gaziveran’da yaşarken “hakikatten” kelimesini “haykatten” olarak telaffuz edrdim!
Kısacası, “haykatten pimpiriklendim!”…
-*-*-
Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında, “… Aziz Sancar'ın KKTC'ye bilim, teknik ve kültür alanında hizmet vereceği ve yurt dışında tanıtımına katkı sağlayacağı” iddia ediliyor!
-*-*-
TAK’ın bu konuyla alakalı haberinin son paragrafında şöyle bir de cümle var:
“… Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar üzerinde ‘KKTC tanınmalıdır’ yazılı tişört giyerek, uluslararası kamuoyunda KKTC'nin tanınması için yürütülen çalışmalara destek vermişti…”
-*-*-
Ya hu, koskoca Nobel ödüllü profesör, pimpiriklenmek niye?
KKTC’yi tanıtacak işte!
-*-*-
Ne bileyim; aklıma mesela Güzelyurt Bölgesi’ndeki Şahinler Deresi (Serakhis Deresi) meselesi geliyor…
Hükümet, bu dereyi, hükümet üstü bir inşaat şirketimize hediye ediyor – pardon – ihalesiz veriyor!
Üzerinden para da ödeyeceği falan belirtiliyor!
Böyle bir ülkede, bu türden ihale indiragandiciliği yapılıyorken Nobel ödüllü adamın “KKTC Vatandaşlığı”nın, ne tür bir işe yarayacağı sorusu ile birlikte, “ne yani Amerikan vatandaşı olarak KKTC’yi tanıtamaz mıydı?” sorusunu aklıma getiriyor!
-*-*-
Mesela bir soru daha; diyelim ki İngiltere ve Fransa, Eylül ayında Filistin’i tanıdı!
Macron ve Starmer, yani iki ülkenin siyasi liderlerinin Filistin vatandaşı olmaları mı gerekecek’
Ya da şöyle sorayım, “ABD, KKTC’yi tanıyacaksa, Donald Trump bizim vatandaşımız olmak zorunda mı?”
-*-*-
Trump’ın Epstein dosyasındaki sapıklıkları yavaş yavaş dökülüyor; vatandaşlık yakışır mı?
-*-*-
Karıştırmayalım!
Şaka bir yana, Aziz Sancar elbette önemli ve değerli bir bilim insanı ama pimpiriklenmemek elde değil!
Bu işin içinde bir “ihale işi” vardır gibime geliyor!
Vesveselendim!
Şüphelendim!
Kuruntu yaptım!
N’apayım; her işinizde bir “ihale işi” olmasaydı!
-*-*-
Bu arada sorumu da sorayım; Şahinler Deresi’nin ihalesiz hediye edilmesi ile ilgili Tarım Bakanı ya da Hükümet’ten her hangi bir açıklama yapılacak mı?
Veya utanıp da istifa etmek gibi bir niyet söz konusu mu?
-*-*-
Ve son bir soru; “Aziz Sancar, KKTC vatandaşı olduğu için ‘çok mutluyum, gururluyum’ şeklinde bir açıklama yaparsa; siz de pimpiriklenir misiniz?”
-*-*-
Yapay zekaya sormadım ama sorsaydım, “… Var abi, bu işin içinde pimpiriklenmeni gerektirecek bir iş var” diyecekti, eminim!
Hayırlı pazarlar dilerim…







