1. YAZARLAR

  2. Yücel Vural

  3. Parti-içi Demokrasi Ne Kadar Önemli?
Yücel Vural

Yücel Vural

SALAMİS TARTIŞMALARI

Parti-içi Demokrasi Ne Kadar Önemli?

A+A-

Kıbrıs’ın kuzeyinde 2020 yılında kurulan sandıklarda hep bir gariplik yaşandı.

Bu garipliklerin elbette tarihsel bir derinliği var.

Yani sadece bugün ortaya çıkan gariplikler değil bunlar.

Ama en azından 2002 yılından buyana, demokrasi açısından elde edilen ilerlemelerin 2020 yalında ciddi derecede darbelendiği yalın bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

Önceleri kapalı kapılar ardında, ‘bunlar teknik konular, bir danışalım’ denilerek davet edilen müdahale, artık pervasızca ve davet beklemeden, neredeyse ansızın kırılan kapı önünde görünür olmaktadır.

Dün bu müdahaleyi davet edenler de, artık, yaşananları hayretle izlemeye başlamıştır.

Müdahaleye karşı, deyim yerindeyse, sözler kursaklarda düğümlenip kalmakta, mahcubiyet, şaşkınlık, karamsarlık ve pişmanlık yüz ifadelerini kuşatmaktadır

Müdahaleye maruz kalanların artık sayısı artmış, geniş tabana yayılmıştır.

Yani, müdahale sadece ‘hainler’, ‘Rumcular’, ‘Türkiye düşmanları’, ‘kiralık kalemler’, ‘radikaller’ ve ‘ diş odaklardan beslenenler’i hedef almıyor.

Artık, ‘büyük vatanseverler’, ‘Türkçüler’, ‘Anavatancılar’, ‘milliyetçi kalemşörler’, ‘makul siyasiler’ ve ‘yerli ve milliciler’ de müdahale kapsamında.

Halbuki, Kıbrıs’ın AB üyeliğinin sağladığı dolaylı etkilerle yeşeren ‘daha fazla demokrasi’, ‘daha çağdaş toplum’ ve ‘daha verimli bir yönetim’ arayışı  eninde sonunda bir değişimi zorlayacaktı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yapılan müdahale ve kapalı Maraş macerası aslında bardağı taşırmaya yeterliydi.

Ama, bunun gerçekleşmesi için bir de parti-içi yarışa müdahale edilmesi beklendi.

Şimdi, bu müdahale hangi gerekçelerle mazur gösterilebilir?

Birileri, ‘bu UBP’nin iç-işi’ diyebilir.

O nedenle bu konunun kapatılıp, partinin rahat bırakılması talep edilebilir!

Gerçekten de parti-içi meseleler o partinin kendi üyeleri ve karar organlarını ilgilendirir.

Ama, müdahaleyi yapanlar dışında hiç kimse ‘UBP’ye filanca kişi başkan olsun’ diyerek konuya müdahil olmuyor.

Herkes yeni bir demokrasi ayıbından bahsediyor.

Peki parti içi bir konu, ülkenin önemli bir gündem maddesi olabilir mi?

Sisyasal partilerin demokrasi açısından taşıdığı önem dikkate alınırsa, bu konunun gündem yapılması bir partinin içişlerine karışmak anlamını taşımıyor.

Günümüzde demokratik siyasal sistemin bir diğer adı ‘partiler demokrasisidir’.

Yani eğer parti içinde demokrasi yoksa ya da parti organları yerine başkaları karar veriyorsa, o ülkede demokrasiden bahsedilemez.

Tüm otoriter sistemlerde ya tek parti egemendir ya da göstermelik bir muhalefet dışında kararlar demokratik denetime bağlı değildir.

Bir partinin kurultay çalışmaları, organlarının alacağı kararlar veya parti-içi roller için yapılacak seçimlerde kimlerin aday olup olmayacağı o partinin içişleridir.

Eğer tek bir kişi, bu süreçleri keyfi bir şekilde şekillendiriyorsa veya dışarıdan, o partinin karar organları ‘diplomatik baskı’ altına alınarak kararları belirleniyorsa, artık sadece parti içi demokrasinin çalışmadığını ileri sürmek yeterli olmayacaktır.

Sorun bunun ötesine taşmakta, o partinin ve bütünüyle ülkedeki tüm partilerin lağvedilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalınmaktadır.

Biz şimdi, sadece UBP’nin değil, içinde siyasal partilern de yer aldığı örgütlü toplumun lağvedilmesi tehlikesiyle kaşı karşıyayız.

Yani, müdahale sadece cumhurbaşkanlığı seçimlerine, bir türlü ortaya çıkamayan hükümete ve adaylıkları ‘gizli veto’yla karşı karşıya olan UBP’ye yapılmıyor.

Bu müdahale, diğerlerinin bir devamı olarak Kıbrıs Türk toplumunun varlığının inkar edilmesi anlamına geliyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahaleyle toplumun iradesi hedef alınmıştı.

Kapalı Maraş macerasıyla uluslararası hukuk ve toplumlararası ilişkilere darbe vurulmaktadır.

Bir partinin içişlerine müdahale ise, tüm partilere ve örgütlenmelere müdahale anlamı taşımaktadır.

Bu yazı toplam 1153 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar