1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ortada devlet yok ki!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ortada devlet yok ki!

A+A-

Başka konu konuşmuyoruz...

İskele’de cinayet!

Görüntüler, insanoğlunun kabul edebileceği bir “şey” değil!

-*-*-

Kimisi vücut geliştirmek amacıyla kullanılan ilaçlardan bahsediyor!

Kimisi “eğitim eksikliği” diyor!

Kimisi, “alkol vardı” demeye getiriyor!

-*-*-

Ne isterse olsun, 29 yaşında bir kişi, bir baba, bir evlat; resmen öldürülmüştür!

Kimse mazeret aramasın!

-*-*-

Efendim elinde bıçak vardı!

Efendim sarhoştu!

-*-*-

Niye içeri aldınız?

Niye alkol verdiniz?

Niye görevi “güvenlik” olanlara dövdürttünüz?

-*-*-

Bu gibi yer çalıştırmak, sadece KKTC gibi “tam bozuk” kültürlerde değil, Dünya’nın her yerinde çok zordur!

Çok sorumluluk isteyen bir iştir!

Sorumluluğunuzdaki barda, pubta, mekanda en küçük bir yaralanma dahi olsa, hayat boyu size benzer iş yaptırtmazlar!

-*-*-

Bu yüzden, “güvenlik” olarak seçtiğiniz veya seçeceğiniz kişilere, kendinizden daha çok güvenmek zorundasınız!

-*-*-

İngiliz Sky News kanalında bir belgesel izlemiştim...

Eski bir deniz komandosu, gece kulübü ve benzeri yerlere güvenlik hizmeti veren bir şirketin patronuydu...

Giriş kapısına veya mekanın içine yerleştirilen güvenlikler özenle seçiliyordu...

Evet, hepsi “dövüş sanatları” adına ustaydı ve evet hepsi, fiziken sağlam kadın ve erkeklerdi...

Ama eski deniz komandosu patron, “... sakın kavgaya girmeyin” diye kendilerini defalarca uyarıyordu...

-*-*-

Ve aynı patron, tüm gece boyunca, sorumluluğundaki mekanları, yanındaki çok özel dört veya beş elemanıyla sürekli dolaşır ve her mekandan asayişle alakalı bilgi alırdı...

En küçük bir sorun çıkarsa da, anında o mekana ulaşmaya çalışır, yanındaki yardımcılarla, sorun çıkaran ya da çıkaranları “etkisiz hale getirip”, polise teslim ederdi...

Ya da hemen polis aranırdı...

-*-*-

Kimseyi, “sarhoştu, bıçak çektiydi, üzerinde makineli silah vardı” diye yumruklayıp yere düşürmezler; yere düşen kişinin de başına basmazlardı...

Çünkü görevleri, sadece mekanı korumak değildi...

Biliyorlardı ki, o mekanda bir tek kişinin burnu kanasa, en büyük cezayı alacak hatta kapanacak olan yani zarar görecek olan o mekan olacaktı!

-*-*-

Yasası var özel güvenliğin belki...

Ama kontrol yok...

Düzen yok...

Çok ciddi sorumluluk gerektirse bile, herkes, her işi yapabiliyor; ilgilenen yok!

Denetleyen yok!

Umurunda olan hiç yok!

Aslında en basit söylemle açıklayacak olursak, ortada devlet yok devlet!

-*-*-

Ve bu ortamda, 29 yaşında bir genç insan; bir evlat; bir kardeş; bir baba da artık yok...

-*-*-

Hüseyin Mavideniz’e Allah rahmet eylesin...

Ailenin acısını paylaşıyorum...

Başları sağ olsun...

Daha büyük acıyı kimse görmesin, yaşamasın...


Ellere var da bize yokh mi?

Ercan işletmesine, Pandemi döneminde zarar ettiği için 59 milyon Euro verdiniz mi?

Verdiniz!

-*-*-

“Haklıydınız, haksızdınız, rüşvet aldıydınız, komisyon kaptıydınız”ları geçtim!

-*-*-

Bunu “mücbir neden” saydınız mı?

Saydınız!

-*-*-

Peki, Pandemi döneminde zarar eden bir tek Ercan mıydı?

Değildi!

-*-*-

KKTC Anayasası’nın eşitlik ilkesi var mı?

Vardır!

-*-*-

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası da var mı?

Vardır!

-*-*-

Suskunlar mı?

Evet!

-*-*-

Peki neden?

Bence bir tek sebebi var; “işgal!”…

-*-*-

Tüm iş sahiplerinin, “mücbir sebep” meselesiyle alakalı alacaklı olup olmadıklarını, KKTC Hükümeti’ne ve tabii ki “esas yetkili” TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne sorması gerekmez mi?

Ellere var da bize yokh mi?


Güvenlik!

Memlekette ne güvenlik kaldı, ne güven!

Herkes tedirgin!

Hatta, İskele’deki cinayetin büyüyebileceğinden çekiniliyor; umarım büyümez; umarım her türlü tedbir geç de olsa alınır...

-*-*-

Aklıma bazı sorular takılır bazen...

Mesela, bazı büyük yorumcularımız, bu olayı yazmamak için özel çaba harcar...

-*-*-

Mesele ayrımcılık yapmak, ırkçılık yapmak meselesi değildir...

Hepimiz insanız...

Ancak inanın, İskele’deki görüntüler, Aya Napa’da yaşansaydı ve yumruk atan kişiyle Hüseyin Mavideniz’in başına basanlar Kıbrıslı Rum olsaydı ne olacaktı?

Ne yazacaklardı?

Mekan Protaras’ta olsaydı ne uyduracaklardı!

-*-*-

Sorun, neresi olursa olsun, güvenliğin ırkçılığa bağlanmamasıdır aslında...

Bunun için de eğitim şarttır...

Ve bizde eğitimin “ırkçı” olmaması için çabalayanlara da aynı “yorumcular” sık sık saldırmaktadır!

-*-*-

Fazla uzatmaya gerek yok...

Şu konulara değinmeden geçmek istemem:

1 - Hani güvenliğimizi sağlayan askerimiz?

2 - “GKK ne yapsın?” diye mi soruyorsunuz? Girenin çıkanın da, ülkedeki asayişin de sorumlusu GKK değil mi? GKK sorumluluk üstlenmelidir...

3- Polis, rahmetlik neneme mi bağlıdır?

4- Kontrol edemeyeceğiniz kadar insanı neden dolduruyorsunuz bu ülkeye?

5- İstediğinize 59 milyon Euro para hediye edeceğinize, daha çok polis alsaydınız...


mavideniz.jpg

Öyle olduydu, şöyle olduydu, böyle olduydu, şu yapıldı, bu yapıldı, içtiydi, olay çıkardıydı, bıçak çektiydi, o vurdu, bu düşürdü, o tekmeledi, tutuklamalar oldu, mahkemeye çıkarıldılar... Hepsi boş... 29 yaşındaki Hüseyin Mavideniz, bir genç adam, bir baba, bir evlat yok artık... Çok yazık! Çok üzgünüm! Allah rahmet eylesin...  

Bu yazı toplam 4471 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar