1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Mayıs’tan önce çözüm mümkün…
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Mayıs’tan önce çözüm mümkün…

A+A-

Kıbrıs sorunu yeni bir kritik aşamaya girdi. Liderler hem iyimser mesajlar veriyor, hem de görüşme periyodunu artırıyor. Kasım öncesi ayda 2 görüşme yapan liderler Kasım ayında 6 görüşme kararı aldılar.
Bu önemli bir gelişmedir. Üstelik masada mülkiyet başlığı var. Akıncı’nın da dediği gibi görüşme süreci için Kasım ayı en kritik ay olacak.


Liderler Kasım ayının ikinci görüşmesini dün yaptı. Alınan karar gereğince her görüşme sonrası açıklama yapılmayacak. Sanırım ay sonundan önce herhangi bir açıklama yapılmayacak.
Umarım liderler ay sonu mülkiyet kriterlerinde uzlaştıklarını açıklarlar. Bu yönde iyimser olmamız için koşullar çok uygundur.

Ayrıca bu ay adamızı ziyaret edecek çok sayıda üst düzey konuk olacak. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ay ortası gibi Kıbrıs’a gelerek iki tarafta görüşmeler yapacak. İngiltere ve Almanya Dışişleri bakanları da bu ay gelecek önemli konuklardır. Bu arada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da muhtemelen adamızı ziyaret edecek bir başka önemli konuk olacağı konuşuluyor.
Tabii Türkiye’de seçimi kazanan ve yeniden Başbakan olacak olan Ahmet Davutoğlu da hükümeti kurduktan sonra ilk ziyaretini KKTC’ye yapacak. Ve elbette Davutoğlu’nun atayacağı yeni Dışişleri Bakanı da ilk ziyaretini KKTC’ye yapacak.


Daha başka yabancı konuk adamıza gelir mi bilemem. Bu konuda henüz bir açıklama yok. Ama konu ile ilgili kim varsa hemen hemen hepsi geliyor. Yunan Dışişleri bakanının da çok yakın zamanda Rum tarafını ziyaret ettiği ve bu arada Rum lider ve ekibi ile çok gizli toplantılar yaptığı biliniyor.
Bütün bunlar sorunun çözümü yönünde iyimser olmamız için yeterlidir diye düşünüyorum.
Bu gelişmeler ve ardı ardına hem Eide, hem Akıncı, hem de Anastasiadis’in Mayıs 2016 öncesi sorun çözülebilir yönlü mesajları iki taraftaki statükocuları rahatsız etmeye yetti.
Türk tarafında “Milli Konsey” önceki gün gerçekleştirdiği toplantı sonrası “gelişmelerden endişeliyiz” açıklaması yaptı.


Uzun süre sessiz kalan 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu da nihayet sessizliğini bozdu ve görüşmelerle ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
5 yıl görüşen ama en küçük bir ilerleme sağlamayan Eroğlu “Kıbrıs Türkü bu topraklarda huzur ve güven içinde yaşanacak bir anlaşma istiyor. Bunların bozulacağı bir anlaşma olamaz. Kıbrıs Türk halkının hayalleriyle oynanılmaması gerekiyor. Bir anlaşma oluncaya kadar KKTC devletine sahip çıkılması gerekir” dedi.
Rum tarafında da “Red Cephesi”ni oluşturan siyasi partiler de Eide ve Anastasiadis’in iyimser açıklamalarından rahatsız oldular. Diko, Edek, Evro.Ko, Çevreciler ve Vatandaşlar İttifakı gibi küçük partiler ard arda açıklamalar yaparak bu iyimserliği sorguladılar ve Anastasiadis’ten bilgi istediler.


İki taraftaki bu statükocu zihniyetin rahatsızlığı aslında bizim daha da iyimser olmamız için yeter diye düşünüyorum.
Demek ki önceki hafta gündeme getirdiğim 26 Mart’ta referandum hayal ürünü değil. Aksine her geçen gün iki tarafın birlikte hazırladığı “iş programı” şimdilik aksamadan uygulanıyor.


Umarım sonuna kadar da gidilir. Çünkü sonu 26 Mart’ta referandumdur. Burada birşeyin daha altını çizmek istiyorum. İki taraftaki statükocular şimdiden hareketlendiler. Göreceksiniz ilerleyen günlerde işler iyi giderse statükocular da seslerini yükseltecekler.


Peki buna kim dur diyecek?
Elbette bu konuda en başta görev çözüm güçlerinindir. Çözüm güçleri artık bir araya gelmenin yollarını bulmalıdır. Yoksa çözümsüzlük lobisi yol yürümeye, hem de rahatlıkla yol almaya başlayacak.


Son bir not:
Geçen hafta bu köşeden Türkiye seçimleri ile ilgili düşüncelerimi paylaşmış, anketlerden örnekler vererek aslında sonucun aynı olacağına vurgu yapmıştım.
Yanıldım. Herkes gibi ben de yanıldım. Türkiye halkı korku ve endişeye teslim oldu ve oylarını yeniden AKP’ye verdi. Yoksa hiçbir demokratik ülkede, hiçbir siyasi parti oylarını 5 ayda % 10 artıramaz. Bunun izahı yoktur. Yalnızca sıradan insanlardaki korku ve can güvenliği endişesi bu sonucu doğurur ve doğurdu.

Bu yazı toplam 1974 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar