1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Krizden nasıl çıkacağız...
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Krizden nasıl çıkacağız...

A+A-

       

Türkiye tarihinde yeni bir dönüm noktası olacak tarihi bir seçime gidiyor. Bu arada Türkiye’de ekonomik kriz de bütün hızıyla sürüyor.

TL’nin yabancı paralar karşısında yaşadığı değer kaybı her gün biraz daha artıyor. Son günlerde yaşanan birazcık düşüşler sizi yanıltmasın. Bu geçici bir durumdur. Bunu TC Merkez Bankası’nın müdahaleleri sağladı ama bu dayeterli olmadığı için kısa sürede yeniden rekora koşacaktır.

Bu durum elbette “Türkiye nezle olunca, KKTC bronşit olur” sözüne uygun olarak KKTC’de yıkım daha büyük olmaktadır. Bundan daha önemlisi “Türkiye hükümeti birtakım bahanelerle Kıbrıslı Türkleri dize getirmek için normalde yaptığı yardımları da askıya alınca” Kıbrıslı Türkler krizi daha da ketmerli yaşamaktadır.

Şimdi sorarım size hem TL kullandığımız için TL’nin değer kaybı ile hergün cebimizdeki para azalacak, hem de TL’nin asıl sahibi bundan kaynaklanan eksiği tamamlamak için adım atacağına, kurulan koalisyon hükümetini beğenmediği için yaptığı rutin yardımları da durduracak. Bu kabul edilemez. Ama zaten bize kimse kabul edip etmediğimizi, ya da neyi kabul edip neyi etmeyeceğimizi sormuyor.

Asıl sorun da budur. Ben TL kullanıyorum, ama TL’nin değerini belirlemiyorum. Bana bağlı değil. Elbette TL’nin asıl sahibine de bağlı değil. Ama o aldığı ya da alması gerektiği halde almadığı tedbirlerle parasını kendi istediği gibi yönetebiliyor.

Biz ise sadece seyrediyoruz. Tedbir bile alamıyoruz. Çünkü sahibi biz değiliz. Bizim ekonomimizdeki iyileşme, ya da kötüleşmenin TL üzerinde en küçük bir etkisi olmaz, olamaz.

Türkiye’deki seçim bu krizi durdurur mu?

Ben buna inanmıyorum. Kim seçilirse seçilsin kriz derinleşerek devam edecektir. Çünkü Erdoğan ve AKP son dönemde tam bir “seçim ekomnomisi” uygulamaktadır.

2002’den bu yana bir çok seçim oldu. AKP hükümeti hemen hiçbirinde seçim ekonomisi uygulamadı. İlk kez bu seçimde herhalde tehlikede olduğunu gördüğü için “her yol mübah mantığı” ile düğmeye bastı. Emekliye bin TL bayram ikramiyesi, korucuya maaş zammı, bütün borçlara erteleme, ya da gecikme zammı almaksızın taksitlendirme gibi devletin kasasından para dağıtıyor.

Bu paranın kaynağı yok. Suriye’de savaş bütün hızıyla sürüyor. Türk ordusu hala Suriye topraklarında operasyon yürütüyor. Hatta yeni operasyonlar için hazırlık yapıyor. Elbette bu da büyük paralar gerektiriyor. Türkiye’ye göç eden 3-4 milyon Suriyeli için harcanan milyar dolarlar da cabası.

Bütün bunlar Türkiye ekonomisi için ağır bir yük oluşturuyor. O nedenle Türkiye ekonomisinin toparlanması için ekonomik kararlar yanında, siyasi kararlar da alması gerekir.

Türkiye bu ortamda seçime gidiyor. Bunun zorluklarını elbette Türkiye halkıyla beraber biz de katmerli biçimde yaşıyoruz.

Bundan kurtulmamız için TL yerine Euro kullanabilir miyiz?

Elbette bu tartışılabilir. Bana göre biz buna hazır değiliz. Dünya’dan izole, tamamen Türkiye’ye bağlı, hatta bağımlı bir ekonomi ile bir yere varmamız mümkün değil.

Ben krizden kurtulmamızın yolunun çözümden geçtiğini düşünenlerdenim. Bu yapı ile bizim yaşanan bu ekonomik krizden başka çıkış yolumuz görünmüyor.

Kuşkusuz Rum tarafı da bu zayıf noktamızı bildiği için biraz daha çökmemizi bekleyebilir. Ama unutmasınlar biz ne kadar çökersek, çözüm de o kadar uzaklaşır. Çünkü Rum tarafının istediği gibi bir anlaşmanın altına kimse imza atmaz.

Bu bütün uzlaşmalarda böyledir. Yalnızca bir tarafın istediği bir anlaşma metni çözüm olmaz.

Çözüm geciktikçe de masanın Kıbrıslı Türk tarafında Türkiye’nin ağırlığı artmaktadır. Bunu hiç unutmasınlar.       

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1776 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar