1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Kimisi seçildi, kimisi atandı; oturuyorlar ya da top oynuyorlar!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Kimisi seçildi, kimisi atandı; oturuyorlar ya da top oynuyorlar!

A+A-

Hiç bir şey yapmayın!

Seçilin!

Atanın!

Oturun!

Tamamdır!

-*-*-

Mesela Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu!

Torpille, particilikle, parti kontenjanlarıyla atanmış insanlar kurulu!

Sıfır görev!

Tanıdıklara, torpillilere destek olup, iş bulmalarına yardımcı olmak!

Yaptıkları tek iş!

Oysa kurulun başlıca - hatta tek görevi var; üniversiteye maddi kaynak sağlamak!

Sağlandı mı?

Hayır!

Neden?

Seçildiler, atandılar, oturuyorlar tamamdır!

-*-*-

Balık tabii ki baştan kokar...

Alın size bir başka örnek...

Hiç bir ülkeyle hiç bir şekilde temas kuramayan bir liderliğimiz ve dışişlerimiz söz konusu...

Haliyle liderlik yapan kişi, kendini çocuklarla futbol oynamaya veya son derece zibidik, abidik ve gubidik ziyaretçi kabulüne veriyor...

-*-*-

Mesela, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, geçtiğimiz gün Ada’daydı…

Güney Kıbrıs’ta Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’la görüştü…

Safadi ile görüşme talebimiz oldu mu?

Hayır olmadı…

-*-*-

Peki neden olmadı?

Neden kimse Safadi’ye ya da Ürdün Kralı’na bir mektup dahi yazma gereği duymadı?

“Gel ara bölgede olsun bir kucaklaşalım kardeş” demedi?

-*-*-

Çünkü bakmayın siz bunların egemen eşit devlet şaklabanlığına; hepsi biliyor gerçeği…

Kimsenin KKTC’yi tanımadığını ve Kıbrıs Cumhuriyeti var olduğu sürece de tanımayacağını çok iyi biliyor…

Seçiliyorlar, atanıyorlar, oturuyorlar!

Haaa Cumhurbaşkanı fazladan top oynuyor ve bir de gerekli gereksiz dernek – örgüt kabulü yapıyor!

-*-*-

Oysa, çok ciddiyim, Ürdün ile gayr-ı resmi dahi olsa temas kurmak çok kolay…

Kimse ilgilenmiyor…

Ürdün Kralı Abdullah’ın nenesi, Ürdün’ün bir önceki kralı Hüseyin’in annesi bir Kıbrıslı Türk’tür…

-*-*-

Evet, Ürdün’ün şu andaki kralının nenesi Kraliçe Zein al-Sharaf Talal, Osmanlı’nın eski Mısır Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa’nın soyundandır... Kamil Paşa’nın torunu Şakir Paşa, Kraliçe Zein’in dedesidir...

Zein, İskenderiye doğumludur...

Suudi Krallığı’nın akrabalarından, Ürdün’ün ilk kralı Prens Talal bin Abdullah ile evlendi... Efsane Ürdün Kralı Hüseyin, bu ikilinin oğludur...

-*-*-

Efendim diplomasi nereye, akrabalık nereye?

Diplomasi de akrabalık da, nereye cehenneme giderseler gitsinler ama Charles, İngiliz tahtına oturur oturmaz, önce neden Almanya’ya gitti sizce?

Alman olduğu için olmasın!

-*-*-

Neyse, gerçekten kimse bir şey yapmak istemiyor...

Oysa bu konu biraz abartılır, biraz allanır, pullanır ve iyice reklamı yapılarak anlatılır...

Ürdün ile “diplomatik” anlamda kuramasak da “sempatik” anlamda bir ilişki kurabiliriz...

Öğrenci getiririz mesela...

Çünkü pandemi döneminde bu ülkeden gelmiş olan tüm üniversite öğrencilerini kaçırdık... 

Ve akabinde de geri getiremedik...

-*-*-

Ürdün Dışişleri Bakanı elbette KKTC’yi resmi olarak ziyaret etmez...

Ama, Ledra Palace’ta, ara bölgede, üniversite temsilcileri ile bir araya gelebilir mesela...

Ancak işe bakın ki, bizde en büyük üniversite, sadece oturan yöneticileri nedeniyle iflasta; üniversitelerin üstü YÖDAK adlı kurum tam maskaralikki – hatta ötesi...

Diplomasi yapmaya niyeti de kabiliyeti de olmayan, abuk sabuk bir dışişleri ve çocuklarla futbol oynarken mutlu olan bir lider!!!

-*-*-

Böyle devam edelim!

Çok iyiyiz canım!

Daha kötü örnekleri de var ama yazmaya gerek yok!

Yazarsak Rum – Yunan ikilisi bizi keser değil mi?


Bir liderin sağlığı...

Bir liderin, başkanın, cumhurbaşkanının, başbakanın, şirket yöneticisinin, okul müdürünün sağlığı çok iyi olmalıdır...

-*-*-

Efendim, ufak tefek sorunlar iyi bir lideri bozmaz!

Elbette bu saptamaya “doğru” veya “yanlış” diye yorum yapmak benim işim değil ama şu eminim tüm doktorlarımız veya uzmanlar tarafından kabul edilecektir; sağlıklı bir kişinin beyin fonksiyonları daha iyi çalışır...

-*-*-

Sağlıklı bir kişinin enerjisi hem kendisini hem de yönettiği kitleyi sürükler...

Ve sağlıklı bir kişinin fiziksel gücü hem daha esnek hem daha yüksektir...

Zorluklara dirençte, mesela güç ve stratejik kararlar alınması konusunda daha atik – daha güvenilir olur...

-*-*-

Bir yerde okumuştum...

Mesela son bir uçak yolculuğunuzu düşünün.

Hani basınç falan düşerse diye uyarılıyorsunuz ya...

Tüm yolculara, yanlarında oturan kişiye - bu kişi çocuk olsa bile - yardım etmeden önce, kendi oksijen maskelerini takmaları talimatı verilir.

-*-*-

Başka bir deyişle, zehirli duman soluduğunuzda başka kimseye bir faydanız olmaz.

-*-*-

Aynı şey bir liderin sağlığı ve esenliği için de geçerlidir.

Lider, kendine dikkat etmek zorundadır...

Lider, kendi sağlığına özen göstererek, başkalarını da aynı şeyi yapmaya ikna edebilir, bu toplumun sağlığı için değerlidir.

Lider, kendine özen göstererek başkalarına daha iyi liderlik edebilir ve iş için daha akıllı, daha sağlıklı, daha doğru kararlar verebilir...

-*-*-

Kısacası, sağlığı bozulan liderin akıllı, sağlıklı, mantıklı, doğru kararlar vermesi mümkün değildir...


343402527-1289549531984881-8567540496988961902-n.jpg

Beş tanesi 450 TL’yse, bir tanesi kaçadır? Hemen hesaplayalım, 450 böl 5 eşittir 90 TL... KKTC’de bir “şaşak” 90 TL! Ne espriler yapılır bu konuyla ilgili ama yapmıyorum... Siz içinizden düşünün düşünebildiğiniz kadar! Yok yok, dayanamadım bir tane yazayım; “İyi ki fakiriz, en azından şaşağı yememiş olacağız!.. Parası olanlar düşünsün!”

Bu yazı toplam 1575 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar