1. YAZARLAR

  2. Ayşemden Akın

  3. KIBRIS’TA MEHTER MARŞI
Ayşemden Akın

Ayşemden Akın

KIBRIS’TA MEHTER MARŞI

A+A-

Turgut Özal’ın danışmanı Bülent Şemiler geçtiğimiz hafta verdiği röportajda KKTC’nin Türkiye’ye bağımlılığını azaltmasının, yani kendi ayakları üzerinde durmasının önüne Eroğlu ve Akıncı’nın geçtiğini söyledi. Şemiler, 1986’da TC Başbakanı Turgut Özal ve KKTC yetkilileri ile yapılan toplantıda Kıbrıs’ın kuzeyini “Hong Kong” yapacak mali protokolde yer alan Serbest Bölge Master Planı’nın reddedilmesi nedeniyle 300 milyon doların üzerinde bir gelirin geri çevrildiğini ve o tarihte memur maaşlarının sadece 40 milyon dolar olduğunu söyleyerek tarihi bir hata yapıldığını savundu.

Şemiler’in bahsettiği toplantıda yaşananları taraflara sordum. Büyükelçinin, komutanların, cumhurbaşkanı ve hükümet mensuplarının yer aldığı o toplantıda Özal’a, “Biz bu planı özümseyemedik, tartışmaya ihtiyacımız var” diyen TKP’li maliye eski bakanı Mehmet Altınay öncelikle Şemiler’in iddia ettiği gibi Özal’ı protesto etmediklerini, kibarca planı özümseyemediklerini söylediklerini, Özal’ın buna saygı duyduğunu ancak dönemin cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ayağa kalkarak hiddetle, “O halde size iki gün süre yoksa bir haftaya yeni hükümet kurulur” dediğini ve hükümetin gerçekten de bozularak yenisinin kurulduğunu aktardı. Altınay, planı parti meclisinden çıkan karar doğrultusunda reddettiklerini, eğer kabul edilseydi KKTC’nin kara para aklama yeri olacağını, kumarhanelerin, gece kulüplerinin alıp başını gideceğini, şu ankinden daha beter ve kontrolsüz olacağını düşündüklerini ifade etti. Altınay, aslında Şemiler’in de dediği gibi Eroğlu’nun da bu plana karşı olduğunu fakat toplantıda sessiz kalarak ‘sin da gülle geçsin’ dediğini tarihi sorumluluğunu başkalarına yüklemeyi tercih ettiğini ifade ederek haklı bir soru sordu: “Peki biz bir hafta sonra hükümette yoktuk çok istiyorlardı madem niçin yapmadılar, Hong Kong olsun KKTC?”. Eroğlu’nun yakın dostu Özer Kanlı ise serbest bölge projesini Eroğlu ve UBP’nin daima desteklediğini hükümet programlarında da her zaman yer aldığını Şemiler’in kamuoyunu yanılttığını söyledi. Peki ama neden yapılamadı o zaman bunca yıldır...?

KKTC, Hong Kong olur muydu? Bu plan uygulansaydı ne olurdu bilemeyeceğiz ama şu sıralar yine batılı çevreler başka bir senaryo ile toplumsal algıyı değiştirmeye çalışıyor. ABD’nin ünlü düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi’nin geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlediği zirve enerji sektörünü bir araya getirdi. Toplantıların ana gündemi İsrail ve Türkiye’nin birkaç ay içinde imzalaması beklenen boru hattı anlaşması oldu. Anlaşmayı imzaladıktan 3-4 yıl sonra İsrail gazının Türkiye’de olacağı söyleniyor. İsrail Enerji bakanlığı üst düzey yetkilileri çok detay veremeyeceklerini ancak Türkiye ve İsrail anlaşmayı hayata geçirmeden önce Kıbrıs meselesinin çözülmesi gerektiğini ve bunun bir yolunu bulacaklarını belirtiyor.

Bu ilginç son gelişmeler ışığında AB üyesi ülkelerin, buradaki elçilik etkinliklerinde iki devletli çözüm için iki toplumun ileri gelenlerinin nabızlarını yokladığı konuşuluyor. Rumlar nasıl böyle bir şeye razı edilecek bilen yok. Maraş’la olacak iş değil yani. Yeni Osmanlıcı Türkiye, Doğu Akdeniz’de Barbaros Hayreddin Pasa gemisinde Mehter Marşı alemiyle gezmekte. Oysa bizler için orman oracıkta duruyor. Kendi ayakları üzerinde duran yasal bir devlet olmak için Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurmak. Şu anki illegal durumun ortadan kalkması için düşünülmesi gereken tek şey, dünya ile entegre birleşik Kıbrıs’ı bu ada halklarının; Türk, Rum, Maronit, Ermeni, Musevi ve Kürt’ün birlikte kurması. Türkiye, Yunanistan, İngiltere, AB, ABD, Rusya, İsrail ve dünyanın geri kalanıyla aynı masaya eşit şartlarda ve haklarına sahip çıkarak oturabileceğimiz yegane yapı Federal Kıbrıs’tır. Onun dışında; Mehter marşıyla gelenler İzmir marşıyla giderler. Kıbrıs’ta tarih hep bunu söyledi.

 

 

Bu yazı toplam 3420 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar