1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Kıbrıslı Türklerin Kader Seçimi
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Kıbrıslı Türklerin Kader Seçimi

A+A-

19 Ekim tarihinde gerçekleşecek ve muhtemelen ilk turda bitecek olan cumhurbaşkanlığı seçimi Kıbrıslı Türklerin kader seçimi olacak gibi görünüyor.

Bu seçim şimdiki cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar ile ana muhalefet CTP genel başkanı ve CTP’nin cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman arasında geçecek.

Hükümeti oluşturan 3 parti, UBP-DP-YDP bağımsız aday Ersin Tatar’ı destekleyeceklerini, muhalefette yer alan TDP ve bağımsız milletvekilleri de CTP adayı Tufan Erhürman’ı destekleyeceklerini açıkladılar.

Seçime bağımsız aday olarak katılacağını açıklayan başka adaylar da vardır. Seçimi bu iki adaydan biri kazanacak. Bu biliniyor. Bilinmeyen bu seçim öncesinde kalan süre içinde nasıl bir süreç yaşanacağıdır.

2020 cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan açık müdahalenin bu seçimde tekrarlanacağını iddia edenler var. TC Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın geçen hafta adamıza yaptığı ziyaret sırasında yaşananları bu tezlerine örnek olarak gösteriyorlar.

Doğrudur sayın Yılmaz’ın ziyareti sırasında Tatar’ın seçim gezilerine katılması ve Ersin Tatar’ın lehine propaganda konuşmaları yapması hoş karşılanmadı.

Ayrıca Cevdet Yılmaz’ın KKTC ziyareti sırasında yayınlanan çok sayfalı resmi gazetede dağıtılan seçim rüşvetlerinin ilan edilmesi de hoş karşılanmadı.

2020 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Ankara’ya davet edilen UBP, DP ve YDP liderleri seçimde Tatar’ı desteklemeleri şartıyla, seçimden sonra kurulacak hükümette ortaklık yapmaya ikna edilmişlerdi.

Tam 5 yıldır bu ülkeyi Ankara’da sağlanan mutabakat sayesinde UBP-DP-YDP hükümeti ve cumhurbaşkanlığında da Ankara’nın kurdurduğu bu hükümetin desteği ile seçilen Ersin Tatar yönetiyor.

Aslında ne Ersin Tatar, ne de bu hükümet bu ülkeyi yönetmiyor. Bu ülke 5 yıldır Ankara’dan gelen talimatlarla yönetiliyor.

Kıbrıs Türk halkı bu durumu hiçbir zaman hoş karşılamadı. Buna rağmen Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya, bu ilişkileri sıcak tutmaya hep özen gösterdi.

Kimi köşe yazarları ve gazeteciler her seçim öncesinde ısrarla “Ankara kimi desteklerse o kazanır” diyorlar.

Bu yaklaşım doğru değildir. Aksine bu toplumu hiçe saymak demektir. Türkiye’deki iktidarlar kendilerine yakın siyasilerle çalışmayı isteyebilirler, bunu yüksek sesle de seslendirebilirler.

Bu ülkede yıllardır dağıtılan yurttaşlıklarla nüfus yapısının değiştirildiğini, çok sayıda yeni seçmen yaratıldığını, geçtiğimiz Pazar gün başlayan seçim yasaklarından bir gün önce yine bakanlar kurulu kararıyla 100’den fazla istisnai vatandaşlık verildiğini hepimiz biliyoruz.

Bütün bunlar biliniyor. Bu durum kimilerinde ciddi bir umutsuzluğa neden oluyor.

Bir yandan “Ankara kimi isterse onu seçtirir” diyenler, öte tarafta da “bu ülkede hiçbir şey olmaz, seçmen yapısı değişti, istesek de değiştiremeyiz” diyenler var.

İki görüş de topluma pasifizmi dayatıyor. İki görüş de “ne yaparsak yapalım sonucu biz değil, Ankara’daki iktidar belirleyecek” demektedir.

Bu yaklaşım aslında birinci görüşte olanları bu işten nemalanmaya yönlendiriyor.

İkinci görüşte olanlar da sandığa gitmemeyi tercih ederek bu sonucun yaratılmasına katkıda bulunuyorlar.

Bu seçim Kıbrıslı Türklerin kader seçimidir. Çünkü hala değişim için bir umut vardır.

CTP adayı Tufan Erhürman ve onu desteklediğini açılayan her görüşten siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, bağımsız vekiller ve her görüşten sıradan insanlar bu umudu yeşerttiler.

Şimdi bu umudu gerçeğe dönüştürmek ve bizim olanı geri alarak toplumumuzun önünü açmak hepimize düşen bir görevdir.

Kıbrıs Türkü bu adanın bütününün ortağıdır. Bu ortaklığı tarihten geliyor. Kıbrıs Türk halkının talebi bu ortaklığı terk ederek başka yönlere gitmek değil, ortaklık hakkını kullanarak Kıbrıs’ı yeniden birleştirmektir.

Bu nedenle bu seçim Kıbrıs Türklerinin kader seçimidir.

Bu yazı toplam 2326 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar