1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Kayıp” İlkay Yusuf’la ilgili yeni belgeler... (2)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Kayıp” İlkay Yusuf’la ilgili yeni belgeler... (2)

A+A-

Hem 1963’te, hem de 1974’te Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar, hastanelerden “kayıp” edilmişti... Hastanelerde “kayıp” edilen Kıbrıslılar...

Gerek 1963-64’te, gerekse 1974’te, hem Kıbrıslıtürkler, hem de Kıbrıslırumlar, çeşitli devlet hastanelerinden “kayıp” edilmişlerdi... Bunlardan bir kısmının gömü yerleri bulunurken, bir kısmının akibeti hala belirsiz...

Bu konuda bazı bilgileri okurlarımıza, Kayıplar Komitesi yetkililerine, Tabipler Birliği yetkililerine ve hekim camiasına hatırlatmak istiyoruz... Belki akibetleri hakkında vicdan sahibi birileri çıkıp konuşur ve gömü yerleri bulunarak ailelerine onlardan geride kalanlar iade edilerek doğru düzgün birer mezara kavuşabilirler...

s1-241.jpg

İLKAY YUSUF, LEFKOŞA’DA “KAYIP” EDİLDİ...

İlkay Yusuf’la ilgili olarak yaptığımız araştırmalarda, bugün bu sayfalarda yayınlamakta olduğumuz belgelerden de anlaşılabileceği gibi 1974’te Lefkoşa’nın güneyindeki Lefkoşa Genel Hastanesi’nden “kayıp” edilmişti...

Mesleğine oldukça bağlı, düzgün çalışan bir Kıbrıslırum hemşirenin, kendisi için tutmuş olduğu notları bulan kızı bizimle temasa geçerek, bu notlarda adı geçen İlkay Yusuf’la ilgili bölümlerin fotoğraflarını çekmemizi sağlamıştı...

Bu notlardan anladığımız kadarıyla İlkay Yusuf, 20 Temmuz 1974 tarihinde hastaneye kabul edilmişti. Eğer yanılmıyorsak, o günlerde Göz Servisi’nde EX 2 numaralı yatakta yatmaktaydı.

21 Temmuz 1974’te hayattaydı.

Ancak 22 Temmuz 1974’te sözkonusu hemşire hanımın tuttuğu notlara göre vefat etmişti.

Nitekim 23 Temmuz 1974 tarihli notlarında da EX2 numaralı İlkay Yusuf’un yatmış olduğu yatağa başka bir hastanın yerleştirildiğini ve adının da .... olduğunu öğreniyoruz (adı yanımızda mahfuzdur.)

Bu hemşirenin tuttuğu özel notlarında İlkay Yusuf’un kayıt numarası 246 olarak görülüyor ancak bu hastanenin kayıt numarası olmayabilir – yalnızca hemşirenin kendince tutmakta olduğu defterde kayda geçirmiş olduğu numara olabilir.

Araştırmalarımıza göre İlkay Yusuf karnından vurulmuştu... Kardeşi Kamil Yusuf Hasancık ise, kızkardeşinin ayağından vurulduğunu anlatmıştı bize, 2007 yılında yaptığımız röpğortajda... İlkay Yusuf, Peristerona’da terzilik yapan genç bir kadındı... Onu vuranlar da yine Peristeronalı köylüleri bazı Kıbrıslırumlar’dı.

Hemşirenin tuttuğu notlarda, İlkay Yusuf’un 24 yaşında olduğu görülüyor...

s2-209.jpg

NOTLAR NEDEN ÖNEMLİ?

Bu değerli hemşirenin (adı yanımızda mahfuz) kendi adına tutmuş olduğu bu özel notlar son derece önemli çünkü bundan önce “kayıp” İlkay Yusuf hakkında pek çok söylenti bulunmaktaydı. Bu notlar sayesinde, İlkay Yusuf’un başına ne geldiğinin bir bölümünü en azından net biçimde öğrenmiş oluyoruz... En azından artık İlkay Yusuf’un Lefkoşa’da hastaneye yatırılmış olduğunu, orada vefat ettiğini bu notlara bakarak kesin olarak söyleyebiliriz.

s3-110.jpgs4-038.jpg

NE TÜR SÖYLENTİLER VARDI?

“Kayıp” İlkay Yusuf’la ilgili olarak çeşitli söylentiler bulunmaktaydı...

***  Bir söylentiye göre, İlkay Yusuf vurulduktan sonra bir arabaya konarak hastaneye götürülmeye çalışılmış ancak onu hastaneye götürmeye çalışan Kıbrıslırum ya da Yunanlı bir şahsa, yarı yolda karşı çıkanlar olmuş, “Türkler başımıza bomba yağdırırken, siz nerden nere bir Türk’ü hastaneye yetiştirmeye çalışırsınız?” diyerek aracı Koççinodrimitya ya da o civarda geri çevirmişlerdi...

***  Bir başka söylentiye göre, İlkay Yusuf hiçbir zaman hastaneye götürülmemiş, Peristerona’da vefat etmeden önce bir eve taşınmış, vefat ettikten sonra da bir değirmenin kuyusuna gömülmüştü. Ancak Kayıplar Komitesi’nin değirmenin kuyusunda yürüttüğü kazılarda İlkay Yusuf’tan geride kalanlar bulunamamıştı...

***  Bir diğer söylentiye göre, hastaneye götürülen ve burada vefat eden İlkay Yusuf, hastanede ölen diğer insanlarla birlikte, Lakadamya’daki mezarlığa defnedilmişti... Bu mezarlığa defnedilmiş olan bir kadından söz edilmekteydi...

***  Bir başka söylentiye göre ise, hastaneden naaşı diğer vefat eden naaşlarla birlikte alınarak Lakadamya ya da başka bir mezarlığa defnedilmiş olan “kayıp” İlkay Yusuf’tan geride kalanlar, daha sonra bu alanda kendi aklılarıyla “kazı” yürüten bazı Yunan “kayıp” yakınları tarafından bulunarak kendi “kayıpları” imiş gibi Yunanistan’a götürülerek orada defnedilmiş olma olasılığı bulunmaktaydı. Sözkonusu Yunanistanlı “kayıp” yakınlarının bir kısmı defnetmiş oldukları “kayıp” kalıntılarını, Kayıplar Komitesi’nin kendilerinden resmi talebi üzerine tekrardan kazı yapılarak çıkarılmasına ve DNA testlerine tabi tutulmasına izin verirken, öğrendiğimiz kadarıyla bazı Yunan “kayıp” yakınları ise buna birkaç yıl öncesine kadar izin vermemişti. Bu konuda son durumun ne olduğu hakkında bilgimiz yok... Umarız kısa sürede ikna olurlar ve Kıbrıs’tan alıp götürmüş ve defnetmiş oldukları “kayıp” kalıntılarının Kayıplar Komitesi’ne geri verilmesi için kazı yapılmasına izin verirler... Böylece “kayıp” İlkay Yusuf’un bu şekilde defnedilip defnedilmediği de açıklığa kavuşur...

***  İlkay Yusuf’la ilgili yapılacak olan bir diğer şey ise, Lefkoşa’nın güneyindeki hastaneden alınan naaşlar arasında bulunup bulunmadığının Kayıplar Komitesi tarafından tekrardan ciddi biçimde ve derinlemesine araştırılmasıdır. Böylece Lakadamya veya başka herhangi bir mezarlığa defnedilip defnedilmediği araştırılmalı ve açıklığa kavuşturulmalıdır.

***  “Kayıp” İlkay Yusuf’un ailesi büyük acı içerisindedir, tüm “kayıp” yakınlarının olduğu gibi, onlar da bir an önce İlkay Yusuf’un akibetinin açıklığa kavuşturulmasını, gömüldüğü yerin bulunarak DNA testleriyle kimliklendirilmesini ve kalıntılarının düzgün bir cenaze yaparak onu düzgün bir mezara kavuşturmak maksadıyla kendilerine iade edilmesini senelerdir beklemektedirler.

***  Biz de Kayıplar Komitesi’ni bu konuyu derinlemesine tekrardan araştırmaya davet ediyoruz. Maksat, bir “kayıp” ailesinin tarifsiz acılarının bir nebzecik de olsa dindirilmesidir...

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1742 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar