Yalnızca kendi ülkesini değil, bütün bölgeyi perişan eden Netanyahu ne yapmaya çalışıyor sevgili dostum?

Bölge ülkelerini bombalar, füzeler, İHA ve SİHA’larla vurmaya devam eden Netanyahu size bu çılgınlığı istikrar için yaptığını söylüyor.

Gerçekten böylesine aşırı güç kullanılarak ve bütün bölgeye kan, acı ve gözyaşı yayarak bölgede istikrar sağlanabilir mi?

1930’lu ve 1940’lı yıllarda Nazilerin size yaptığı kötülükler kendilerine istikrar sağladı mı?

Almanya ikinci dünya savaşından sonra, tam 80 yıldır huzur buldu mu?

İkinci dünya savaşı öncesinde ve savaş günlerinde Hitler’in yaptıklarına ses çıkarmayan Alman vatandaşları en büyük bedeli ödemedi mi?

Neden hala insanlık geçmişten ders alamıyor. Gerçekten anlamam mümkün değil.

Aşırı güç kullanarak kimse geleceğini huzurlu yaşayamaz.

Dünya’da sorunlar böyle çözümlenemez. Güç kullanma devri geçmişte kaldı. Eski yüzyıllarda güçlü olan başka insanların topraklarına girer, buraları yağmalar, zenginlikleri kendi ülkesine taşır, toprakları da kendi ülkesine katarak yerli insanların bu topraklarda çalışarak karınlarını doyurmalarına, kalanı da vergi olarak kendilerine alırlardı.

Artık bunlar geride kaldı. Şimdi yapılması gereken güç kullanmak yerine diyalog ve iş birliği yapmaktır. Herkesin, her insanın kendi ülkesinde özgür yaşama hakkına saygı göstermektir.

Sizin ülkenizi yöneten Netanyahu liderliğindeki hükümet bunu yapmıyor. Gazze şeridinde yaşayan Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklarından söküp atmak istiyor.

Bunu yaparak huzur bulacağını düşünüyor.

Senin ataların sevgili dostum Avrupa’nın hemen her ülkesinden, Rusya ve başka yerlerden koparılarak Filistin’e taşındı.

O günlerde bu kararı veren İngiltere başta olmak üzere batılı ülkeler 1948’den bu yana geçen tam 77 yıldır size huzur verebildiler mi?

Siz sıradan İsrail yurttaşları huzur bulabildiniz mi?

Netanyahu önce Gazze’yi yerle bir etti. Hala bombalamaya devam ediyor. Kadın, çocuk, yaşlı, genç dinlemeden öldürüyor. Okul, cami, hastane, ev, mülteci kampı demeden bomba yağdırıyor.

Ardından Lübnan’da güçlendiğini iddia ettiği Hizbullah’ı vurduğunu söyleyerek Lübnan’ı başkent Beyrut dahil bütün şehirlerine bomba yağdırdı.

Bu arada Suriye’deki istikrarsızlığı fırsat bilerek Suriye’nin güneyine yerleşti. Golan tepelerindeki işgalini neredeyse Şam yakınlarına kadar genişletti. Bu arada Suriye’nin çeşitli bölgelerine bombalar yağdırdı.

Nihayet geçen hafta bölgenin en güçlü ülkesi İran’ı vurmaya başladı. İki ülke hala füzeler, bombalar vb. araçlarla birbirlerini vurmayı sürdürüyor.

Bütün bu süreçte başta ABD olmak üzere batı ülkeleri Netanyahu’nun en büyük destekçileri olduğundan kimse Netanyahu’yu durduramıyor.

Peki bu kadar kan akıtılan bölge acaba kaç yılda huzura kavuşabilir?

Bunu hiç düşündün mü sevgili dostum?

ABD Netanyahu’yu durdurmak istemiyor. Çünkü binlerce kilometre öteden bölgede kendi çıkarlarının bekçiliğini size yaptırıyor. İran füzeleri sizin başınıza yağarken Trump ve Amerikalılar rahat yataklarında uyuyorlar.

Bütün bunları elbette sen benden çok iyi biliyorsun sevgili dostum. Ben yalnızca gördüklerimi seninle paylaşmak ve senden bu Netanyahu’yu durdurmanı istemek için duygularımı seninle paylaşmak istedim.

Çünkü dünya güçlü ülkeleri Netanyahu’yu durdurmak istemiyor. Netanyahu’yu durdurmak isteyen ülkeleri ise gücü yetmiyor.

Bu durumda senin ayağa kalkman ve doğruları halkına anlatarak onları yanına alman gerekir.

Bunu siz yapmazsanız, kimse yapmayacak diye düşünüyorum.

Huzur ve istikrar istiyorsanız bunun yolu o topraklarda yaşayan herkesi kucaklamak, herkese saygı, sevgi göstermek ve diyalog ve iş birliği içinde yeni ve ortak bir gelecek kurmaktır.

Unutma Netanyahu’nun bölgeye yaşattığı acı ve gözyaşı dinmeden bu bölgede hiç kimse, sen ve senin arkadaşların da huzur bulamaz.

Öyleyse kalkın ayağa ve bir an önce ülkenize sahip çıkarak Netanyahu ve ekibini alaşağı edin.

Bu size, bütün bölgede düşünemeyeceğiniz kadar sempati kazandıracaktır.

İşte o zaman hem siz, hem de bütün bölge huzur bulacak. Bölgemiz barış ve istikrara kavuşacak. İnsanlarımız kardeşçe birlikte yaşamayı sürdürecek ve hem sizin, hem de bütün bölge insanlarının ödediği vergiler acımasız bomba ve silahlara değil, daha güzel bir yaşama ayrılabilecek.

Bu az bir şey mi sevgili dostum?